Sivil mimarinin çarpıcı örneği

Ermenilerin 1915 öncesine ait kültür mirası öğelerinden biri olan Van’ın Gürpınar ilçesindeki kaderine terk edilmiş tarihi kilise ve çevresindeki evler yeniden ayağa kaldırılmak isteniyor.

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr 

Ermenilerin, 1915 öncesine ait kültür mirası kuşkusuz sadece kiliselerden ibaret değil. Soykırımın ardından sadece kiliseler değil, Ermenilerin yıllarca yaşadığı evler, konaklar, öğrenim gördükleri okullar, çalıştıkları atölyeler, işledikleri topraklar ve yaşadıkları mahalleler de kaderine terk edilmiş durumda.  Bunlardan biri olan, Van’ın Gürpınar ilçesindeki kaderine terk edilmiş tarihi bir kilise ve çevresinde yer alan evleri yeniden ayağa kaldırılmak isteniyor.

400 yıllık tarih

Kilise ve evler, Gürpınar’a 40 kilometre uzaklıkta bulunan Işıkpınar (Urtug) Mahallesi’nde bulunuyor. Kilisenin şu an sadece bir bölümü ayakta. 400 yıllık olduğu tahmin edilen taş kilise yıllarca ahır ve çöplük olarak kullanılmış. Tescili de yapılmamış.

Mehmet Top

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Mehmet Top, bölgede çeşitli kazılara başkanlık eden ve sık sık köyleri ziyaret eden bir akademisyen. Ziyaretleri sırasında mahallede bir kilise olduğundan haberdar olunca, kilisenin olduğu alanda çalışma başlatmış.  Kilise ve çevresinde incelemelerde bulunan Top, yapıların tescilinin yapılması ve ardından restore edilmesi için de girişimlere başlamış durumda. Çalışma alanı Hıristiyan mimarisi olmamasına rağmen kilise ve yanında bulunan köşk, evler, buğday ambarı gibi yapılar Top’un dikkatini çekmiş. 

Agos’a konuşan Top, Kilise ve çevresindeki sivil mimari örneği olan çeşitli yapıların oldukça önemli örnekler olduğuna dikkat çekiyor.

Kilise ve köşkle ilgili çalışma yapacaklarını belirten Top, ilk iş olarak Kültür Bakanlığıyla görüşerek yapıların tescilini istedi; “Biz Kültür Müdürlüğü’nü harekete geçirmek istiyoruz. Bölgede Müze Müdürlükleri var, Anıtlar Kurulları, Kültür Müdürlükleri var. Sivil İnisiyatifler var. Buranın mutlaka restore edilmesi gerekiyor.”

Top, bölgede karşılaştığı yapılara ilişkin şu bilgileri veriyor: “Batı tarafında duvarlarla çevrili bir avlu var. Ama şu anda yıkık durumda. Avludan basit kemerli bir kapıyla kiliseye geçiliyor. Kilise 2 kısım olarak yapılmış. İçerisi Doğu-Batı doğrultusunda dikdörtgen planlı. Bu ibadet mekânının ki tarafında da ikişer tane sivri kemerli derin bölümler var. Kilisenin üst örtüsündeki tavanda küp kalıntıları görünüyor. Bunlar kilisenin ses akustiği, ses sistemi için oraya bırakılmış. Şu anda köyde Ermeni kalmadığı için kilisenin ismi bilinmiyor. Biz muhtemelen kiliseyi köyün eski ismiyle isimlendireceğiz. Kilisenin yanında bir köşk ve biraz yukarısında orijinal buğday ambarı var.”

Bölgede Ermeni mimarisine ait çok sayıda örnekler olduğunu söyleyen Top, öncelikle daha büyük ölçekli kiliselerin korunması ve restore edilmesi gerektiğini söyledi.

Kategoriler

Kültür Sanat Mimari