Vakıflı’nın geleceği bu projede

Vakıflı Köyü Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Yönetimi, kilise yapımından sonra yeni projeleri için harekete geçti. Ermeni köyünün hayalindeki projelere kavulabilmesi içinse destek gerekiyor.

Mihran Ulikyan, Cem Çapar ve Nazaret Binatlı. Fotoğraf: BERGE ARABIAN

AREN DADIROĞLU
arendadir@gmail.com

Vakıflı Köyü Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Yönetimi, 31 Ağustos Pazar günü Kınalıada’da yapılacak olan madağ için çalışmalarını sürdürüyor. Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde Başepiskopos Aram Ateşyan ve Başrahip Tatul Anuşyan’ın da katılacağı Badarak ayininin ardından Gazturman Gayan’ın bahçesindeki sevgi sofrasına geçilecek. Vakıf Başkanı Cem Çapar, Sevgi Sofrası Tertip Heyeti Başkanı Mihran Ulikyan ve tertip heyeti üyelerinden Nazaret Binatlı, madağ öncesinde Agos’u ziyaret ederek bilgilendirmelerde bulundu. Çapar, projelerini gerçekleştirmek için yaklaşık 450 bin TL’ye ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Köyün ihtiyaçları

Her sene madağ yapmadıklarını ifade eden Cem Çapar, “Bugüne kadar kendi yağımızda kavrulduk, burada tıkandık. Vakıflı bu sıkıntıları daha önce kilise yapımında da yaşamıştı. Kilise yapıldıktan sonra köyün önü açıldı, geriye göç başladı. Bu, ikinci bir atılım olacak ve belki de yeni bir dönüş dalgası yaratacak” diyor. Vakfın projeleri ve yönetim kurulunun faaliyetleri hakkında konuşan Çapar, çeşitli etkinlikler için çok amaçlı bir salon ve din görevlisi lojmanı yapılmasının, vakfın ve köyün önünü açacağını belirtiyor.

Çapar, lojman ihtiyacı konusunda şunları söylüyor: “Vakıflı bir köy, kilisemiz de bir köy kilisesi olduğu için, ruhani lojmanı yok. Eski ruhanilerimiz zaten köyde yaşıyordu. Şimdiki din görevlimiz her cumartesi günü İskenderun’dan geliyor, pazar günü Badarak’ı yapıyor, pazar akşamı dönüyor. Kilisenin hemen altındaki binayı, cebimizden para çıkmadan, 400 bin liralık bir hibe projesiyle restore ettik ve geçen sene kullanıma açtık. Bu, Mesrob Badriark’ın hayaliydi. Bina şu anda kafe ve pansiyon olarak hizmet veriyor. Gelinen aşamada, çeşitli etkinlikler için çok amaçlı olarak kullanılabilecek bir salona ve ruhani evine de ihtiyacımız var.”

Çapar, köyde üretilen ve satılan ürünleri tescil ettirdiklerini belirtiyor: “Köyde kadınlar reçeller, likörler yapıyorlar; bunların satışı için ruhsat almamız gerekiyor. Ayrıca, ‘Vakıflı Köyü Ürünleri’ni, logosuyla birlikte, 10 yıllığına tescil ettik. Köydeki kadınlar, yaptıkları ürünlerin satışından ayda 300 TL kazanıyor; bu gelir 600, 1000, 1500 TL’ye çıkabilir ve bu durum, köyün dışarıya göç vermesini engelleyebilir.”

Ermenice kursu açılacak

Çapar dil meselesine de dikkat çekerek, köyde bir Ermenice kursu açmak istediklerini söylüyor: “Zaten azaldık. Köyün nüfusu 600’dü, şimdi 330 kişiyiz. Eskiden sorunlarımızı kendi dengelerimiz içinde çözebiliyorduk, ama artık İstanbul’a muhtacız. Herkesin köyü sahiplenmesi, el ele vererek bu köyü yaşatmamız lazım. Okulumuz var, ancak Ermenice yok. Ermenice kursu açılması, dış göçün azalmasını sağlayacak ikinci bir etken olabilir. Yoksa, yok olmaya mahkûmuz. Ben de dilimi kaybediyorum. Hatay’daki üniversiteyle görüştüm; Ermenice eğitimi verecek kişiyi getirdiğimiz takdirde, finansmanı üniversite tarafından sağlanacak bir kurs açacaklar.”

Kategoriler

Toplum Vakıflar

Etiketler

Vakıflı Köyü