Soçi’deki Putin-Aliyev-Sarkisyan görüşmesi Karabağ'da 1994’te tesis edilen ateşkesten sonra yaşanan en kanlı çatışmalardan birinin gölgesinde yapıldı. Ülkelerin konumlarını ve son gelişmeleri Rusya Dış Politika Merkezi'nden Orhan Gafarlı ve CivilNet.am'den Armen Grigoryan'la konuştuk.
FATİH GÖKHAN DİLER
fgdiler@agos.com.tr
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Karabağ'da artan gerilimi konuşmak üzere Ermenistan ve Azerbaycan liderlerini bir araya getirdi. 10 Ağustos Pazar günü Soçi'de yapılan görüşmeden sonra beklendiği gibi 'barış' mesajları verildi, ancak, her ne kadar bölgede gerilim azalsa da son bulmuş değil. Güney Kafkasya'nın bu kemikleşmiş sorununa kısa sürede çözüm beklenmese de Rusya'nın uluslararası siyasetteki değişen eğilimleri Soçi'deki toplantıyı önemli kılıyor.
Soçi’deki Putin-Aliyev-Sarkisyan görüşmesi Karabağ'da 1994’te tesis edilen ateşkesten sonra yaşanan en kanlı çatışmalardan birinin gölgesinde yapıldı. Artan gerilim görüşmeye de yansıdı. Her iki cumhurbaşkanı da karşı tarafı BM Güvenlik Konseyi’nin Karabağ kararlarına uymamakla suçladı. Putin'se “İnsanların ölümünden daha büyük trajedi yoktur” şeklinde araya girerek tarafları sükunete davet etti.
Batı şüpheli
Öte yandan, uluslararası kamuoyu iki konuda Rusya'yı suçlamaya devam ediyor. İlki Ukrayna'da, Batı yanlıları ve Rusya yanlıları arasındaki çatışmayı körükleyerek yüzlerce insanın ölümüne yol açmak. Diğeriyse Malezya Havayolları'na ait yolcu uçağını düşürmek.
Rusya'nın bölgede 'barış' istediğine dair ciddi şüpheler varken Putin'in, Soçi'de başka türlü bir fırsat yaratmak istediğini söyleyebiliriz.
Kulislerde öne çıkan konularsa şu şekilde: İlk olarak, Rusya uluslararası siyasette bozulan imajını Karabağ görüşmeleriyle düzeltmeye çalışıyor. İkincisi, Batı'yla bağlarını koparan Putin, Karabağ sorununda da Batı'yı devredışı bırakarak yönetmek istiyor. Rusya, Karabağ sorununu Avrasya Ekonomi Birliği'ne taşıyarak Azerbaycan'la yakınlaşma niyetinde.
Bu konuları Rusya Dış Politika Merkezi'nden Orhan Gafarlı ve CivilNet.am'den Armen Grigoryan'la konuştuk.
‘Soçi görüşmesi Rusya’nın imajını tazelemeye yetmez’
Armen Grigoryan: Rusya, Kafkasya'da her zaman önemli bir aktördür ve zaten 1994 ateşkes anlaşması da Rusya gözetiminde oldu. Rusya'nın bugüne kadar çözümünde zaten aktif olduğu Karabağ sorunu, Ukrayna meselesinden sonra ülkenin imajını düzeltebilecek bir konu değil.
‘Karabağ’da bir dönem kapandı, Soçi’den yeni bir format çıktı’
Orhan Gafarlı: Soçi görüşmelerinin şöyle bir sonucu var: Fransa, ABD ve Rusya'nın eş başkanlığında AGİT Minsk çerçevesinde yürütülen süreçte hiçbir sonuç alınamıyor ve alınamayacak. ABD, Fransa ve Rusya'nın birlikte çalışması da artık mümkün değildir. Özellikle bu durum, Doğu Ukrayna'da yaşanan olayların sonucunda oldu ve bu durumun doğrudan Karabağ sorunu üzerinde etkisi oldu. Bundan böyle de Rusya'yla Batı'nın Karabağ sorunu çerçevesinde yakın gelecekte bir araya gelebileceğini düşünmüyorum. Soçi'deki görüşmelere de dikkat ederseniz ne ABD, ne de Fransa'dan bir temsilci katıldı. Bu açıkçası aynı zamanda Fransa ve ABD kanadından Rusya'ya iletilen bir mesajdır. Bu anlamda, uluslararası siyasetin mevcut koşulları çerçevesinde Soçi'de yapılan görüşme aslında Karabağ sorununda yeni görüşme formatı. Bu görüşmelerin gelecekte Rusya'nın denetiminde yapılacağını düşünüyorum.
Rusya, Azerbaycan’ı kendine çekmeye çalışıyor
Orhan Gafarlı: Ermenistan'ın ekonomi ve güvenlik alanlarında büyük ölçüde Rusya'ya bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Rusya eğer önümüzdeki süreçte Karabağ konusunda Azerbaycan'ı da memnun edecek öneriler getirebilirse, bu ülkeyi de kendine yaklaştırmış olacak. Azerbaycan'ın yeni kurulan Avrasya Ekonomi Birliği'nde (AEB), üye olarak olmasa bile bir şekilde yer alması Rusya için çok önemli. Karabağ sorununu AEB bünyesine taşıyarak hem birlik adına siyasi kazanım elde edecek, hem de Kafkasya üzerinde mutlak kontrole yaklaşacak.
Armen Grigoryan: Rusya'nın Azerbaycan'ı Batı'dan koparıp kendine yakınlaştırmak istediği bir gerçek, ancak bunu başarması çok güç. Çünkü Azerbaycan gaz ve petrol anlaşmalarıyla ABD ve Avrupa'ya bağlanmış durumda. Azerbaycan'ın enerji üretimi Batı'ya uzanıyor. Diğer yandan Rusya, Ermenistan için stratejik bir ortak ve bu ortağın Azerbaycan'la yakınlaşıyor olması ülke adına iyi bir durum değil.