Heybeliada’nın tarihi Rum İlkokulu’nda birkaç yıldır hummalı bir çalışma var. Türkiye ve Yunanistan’dan sanatçıların birlikte üretimi için kurulacak olan ‘Heybeliada Uluslararası Müzik Araştırma Merkezi’nin, Osmanlı, Bizans, Yunanistan ve Türkiye müziğinin kavşak noktasında, yüzünü çağdaş müziğe de dönmüş bir mekân olması planlanıyor.
Heybeliada Uluslararası Müzik Araştırmaları Merkezi için başlatılan imza kampanyası internette devam ediyor.
GÖZDE KAZAZ
gozdekazaz@agos.com.tr
Heybeliada’da Değirmenburnu’na giderken solda kalan Heybeli Mektebi Sokağı’na girerseniz, yanda sizi bir bina, karşılar. Sessizliğine rağmen tüm heybetiyle dikilen bu bina, eskiden çocuk sesleriyle çınlıyordu. Adanın eski Rum İlkokulu 1980’den beri kaderine terk edilmiş bir şekilde dursa da, birkaç yıldır devam eden hummalı çalışma, bu binayı yine bir eğitim merkezi haline getirecek gibi görünüyor. Fakat hedef bu sefer bir ilkokul değil; Yunanistan’dan ve Türkiye’den müzisyenlerin bir araya geleceği ve ileri müzik araştırmalarının yapılacağı bir müzik merkezi.
Yaklaşık 20 senedir Heybeliada’da yaşayan ve ‘Bosphorus’ grubuyla tanınan müzisyen Nikiforos Metaxas ve 1995’ten beri adada yaşayan, İlhan Şeşen’in ‘Rüzgâr’ şarkısındaki vokaliyle bilinen Vassilliki Papageorgiou’nun öncülüğünde başlayan müzik merkezi projesi, Bizans ve Osmanlı müziğinin karşılaştırmalı olarak inceleneceği, Türkiye ve Yunanistan’dan genç müzisyenlerin bir araya gelip üreteceği bir merkez olacak; tabii eğer ekonomik ve mülki sorunlar halledilebilirse.
Eğitim mirasına devam
Müzik merkezi için Yunanistan aracılığıyla Avrupa Birliği’nden fon bulununca, 2005’te çalışmalar başladı. İki ülkeden de birer derneğin partner olması gerekince Alexandroupolis’te (Dedeağaç), ‘Bosphorus Cultural Alliance’, Heybeliada’dan ise ‘Heybeliada İlm-i Musiki Derneği’ kuruldu. 2011’de Yunanistan’da yaşanan ekonomik krize kadar her şey iyi gitti; krizden sonra ise ekonomik imkânsızlıklar baş göstermeye başladı. Fon bulmak için birçok yere yapılan başvuruların son adresi Müzik İleri Araştırmaları Merkezi’ni (MİAM) de bünyesinde barındıran İTÜ oldu.
1. derece sit alanı olan Rum İlkokulu’nun Anıtlar Kurulu’ndan alınan izinle başlayan restorasyonu durmuşken, İTÜ’nün sağlayacağı fon, merkezin kapılarının açılmasına imkân sağlayacak gibi görünüyor. Böylece, özellikle genç kuşak için iki ülke arasında birlikte kurulacak bir üretim alanı oluşacak, hem de Heybeliada’nın tarihinde yer etmiş Rum Ortodoks Ruhban Okulu, Rum Ticaret Okulu, Deniz Lisesi gibi kurumlara bir eğitim merkezi daha eklenecek.
30 senedir sessizce bekliyor
Heybeliada Rum İlkokulu 1849’da, Rum cemaati tarafından inşa edildi. Iliasco ailesinin bağışladığı arsaya yapılan binanın mimarı ise Ioannis Kalfas. 1950’lerde hem okul hem de kültür derneği ve hayır kurumu olarak kullanılan bina, 1972’de, adada öğrenim çağında Rum öğrenci kalmayınca kapanmak zorunda kaldı. Heybeliada Kültür Derneği bir süre binanın zemin katında törenler, tiyatro oyunları, konserler ve dans akşamları düzenlese de, 1980’den sonra bina tamamen kaderine terk edildi.
Geleneksel ve çağdaş müzik araştırmaları
Heybeliada Uluslararası Müzik Merkezi’nin amacı, özellikle Bizans ve Osmanlı müzik sistemlerinin temelinde yatan Doğu müzik sistemlerinin geleneklerini öğrenmek, icra etmek ve biçimleri araştırmak. Bu iki müzik sisteminin merkezde olduğu kurslarda, Anadolu, Karadeniz, Yunanistan ve Trakya, Gürcistan ve Ermenistan, Balkanlar ve Ege halk müziği gelenekleri de öğretilecek. Merkezde müzik kuramı ve müzik tarihi derslerinin yanı sıra, çalgı yapımı, ses teknolojileri çalışmaları, konserler, müzik belgeselleri ve Türkçe - Yunanca yazılmış edebiyat ve şiir hakkında konferanslar olacak. Ayrıca mekânda profesyonel ölçekte bir kayıt stüdyosunun bulunması da planlanıyor.
Neden imza kampanyası?
Adalar’ın hikâyesini müzisyen sakinlerinin ağzından anlatan ‘Bizim Adalılar’ filminin yönetmeni, müzisyen Nedim Hazar Bora, Heybeliada Müzik Araştırmaları Merkezi’nin açılması için kampanyayı başlatanlardan biri. Filmde müzik merkezine dönüştürülen eski Rum İlkokulu binasına da yer verilmiş ve böylece ekip, merkezin hikâyesiyle haşır neşir olmaya başlamış.
Bugünlerde Moğollar grubundan Taner Öngür ile müzik eleştirmeni ve DJ Murat Meriç’in inisiyatifiyle oluşan Heybeliada Müzik Merkezi Dostları, müzik merkezinin açılması için bir kampanya başlattı. Hazar, çalışmaya neden destek olduklarını şöyle anlatıyor: “Bu merkez, Türkiye azınlıklarının geçmişte ve şimdi gördüğü baskılara karşı yapılabilecek en dahiyane işlerden biri. Baskılar sonucu Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan Rum vatandaşlarımızın bıraktığı bu binaları böylesi projelere dönüştürmek çok anlamlıydı bizim için.” Geçtiğimiz Pazar başlayan imza kampanyasına 9 Temmuz itibariyle 800’e yakın kişi imza vermiş durumda. Kampanyanın devamı olarak birkaç ay içinde Yunanistan’dan da gelecek müzisyenlerin katılımıyla, Heybeliada’da bir dayanışma konseri gerçekleşecek.
Heybeliada Rum Cemaati'nden cevap
Heybeliada Rum Cemaati’ne ait okul binasında yapılmak istenen müzik merkeziyle ilgili hazırlanan kampanya internette yayımlandıktan sonra, mülk sahibi olan cemaat te bir açıklama yayımladı. Kampanyaya imza atan bazı kişilere gönderilen metinde vakıf, kampanyayı yürütenlerin ‘yanlış yönlendirildiğini’ savunuyor.
Binanın dört senedir çivi çakılmadan tutulduğunu söyleyen vakıf, “Vakıf ile yapılan 2007 yılındaki sözleşmeye göre tadilat işlemleri en geç 18 ay içinde bitirileceği beyan edilmiş, binanın sigortalanması yükümlülüğü de kiracıya aitken bu yükümlülükler yerine getirilmemiştir” ifadelerini kullandı ve 2011 yılından beri herhangi bir ödeme yapılmadığını belirtti
Cemaatin, merkezi açmak isteyenlerin ellerinde olmayan nedenlerle ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar başladığı andan itibaren diyaloğa kapalı olduğunu savunan müzik merkezi dostları grubu ise, vakfın söz konusu açıklamasını yaıymladıktan sonra “Eğer mülk sahibi vakıf bu projeye karşı değilse, başka bir niyet taşımıyorlarsa, vakıf yöneticileri ve avukatının açıklamaları da gösteriyor ki, sorun çözülemeyecek boyutta değil.” Ifadelerini kullandı.
· İmza kampanyasına destek vermek için tıklayınız.