‘Rojava raporu ziyadesiyle adil’

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) Rojava’daki insan hakları ihlalleri raporuyla ilgili olarak geçen hafta ‘Rojava’nın insan hakları karnesi zayıf’ başlığıyla yaptığımız haber sonrasında, sosyal medya ve mail yoluyla bize yönelen soruları ve tepkileri, raporun yazarı Fred Abrahams’a yönelttik.

EMRE CAN DAĞLIOĞLU
misakmanusyan@gmail.com

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) Rojava’daki insan hakları ihlalleri raporuyla ilgili olarak geçen hafta ‘Rojava’nın insan hakları karnesi zayıf’ başlığıyla yaptığımız haber sonrasında, sosyal medya ve mail yoluyla bize yönelen soruları ve tepkileri, raporun yazarı Fred Abrahams’a yönelttik.

  • Rojava’daki insan hakları ihlalleri durumunu değerlendirirken hangi kıstaslara göre hareket ettiniz?

Her yerde olduğu gibi Rojava’da da bizim kıstaslarımız, uluslararası insan hakları hukukudur. Kalıcı ya da geçici olsun hükümetler ve yönetimler, bu kanunlara saygılı olmakla yükümlüdür. Bunu Kürt bölgelerindeki yönetimler ve PYD ile görüşmelerimizde de zikrettik: Fiili otorite olarak uluslararası insan hakları standartlarına ve normlarına saygı duymak zorundasınız.  

  • Agos’taki haberden sonra sosyal medyadan gelen tepkilerden birisi ‘Orası Norveç mi?’ oldu. Sizce Rojava gibi bir savaş bölgesini ‘yüksek insan hakları kıstasları’yla değerlendirmek adil bir tavır mı?

Suriye bir felaketin içinden geçiyor ve tabii ki Norveç’le kıyaslanamaz. Aynı zamanda, PYD, YPG ve çoğunlukla Kürt bölgelerindeki yönetimler, daha iyi bir yönetim anlayışı sergiliyorlar. Gözaltında işkenceyi durdurmak ve yargı sistemini iyileştirmek için adımlar atabilirler. Bağımsız ve muhalif gruplar üzerindeki baskılarını kaldırabilirler ve silahlı kuvvetler içerisinde çocuklara yer verilmesini engelleyebilirler.

  • YPG sözcüsü Rêdûr Xelîl, rapor hakkında ‘Tanımlamalarda kirlilik ve hatalar var’ açıklamasını yaptı. Siz bu ifade hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bütün olarak değerlendirildiğinde, YPG’nin rapor hakkındaki açıklamalarından memnun olduk. Elbette ki, her konuda hemfikir olmayı beklemiyorduk, fakat bizimle böylesi zor konuları tartışmak yönünde irade gösterdiler ve hataları olduğunu kabul ettiler. Şimdi esas zorluk, bu sözleri somut eylemlere ve adımlara dönüştürebilmek. Bizim raporumuz, somut öneriler listesini de içeriyor ve umut ediyoruz ki, yönetimler bunların uygulanması için adım atacaklar.

  • Xelîl, aynı zamanda gazeteci ve araştırmacıları bölgeye davet etti ve bu davet, bir anlamda sizin bölgeye gitmediğiniz hissini uyandırdı. Siz bölgeyi kaç kez ziyaret ettiniz ve nerelere gittiniz?

Biz, bu araştırmayı iki aşamada gerçekleştirdik. İlk aşamada, Irak’taki Kürt bölgesini ziyaret ettik ve çok sayıda Suriyeli Kürt’le görüştük. İkinci aşamada, Cezire bölgesinde birçok şehir ve köye gittik, geniş bir yelpazede yer alan çok sayıda insanla konuştuk. Güvenlik sorunları, bizi Afrin ve Kobani’ye gitmekten alıkoydu, fakat oradaki insanlarla e-mail, telefon ve Skype aracılığıyla görüştük. Ayrıca Avrupa ve Lübnan’daki PYD yetkilileriyle kapsamlı görüşmeler yaptık. Bölgedeki PYD ve YPG yetkilileriyle de saatlerce konuştuk ve sorularımızı yazılı olarak da ilettik kendilerine. Bu sorular ve cevapları raporumuzda mevcut.

  • Bölgeyi yakından takip edenler, özellikle Yekiti Partisi’nin IŞİD’le ilişki içinde olduğunu söylüyor. Kürt yönetimlerinin bu tehlike karşısında söz konusu partiyi bastırmaya çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yönetimlerin, yasalar çerçevesinde olduğu sürece herhangi bir siyasi parti veya gruba karşı yasal önlemler alma hakkı vardır. Eğer bir insanın veya kuruluşun kanunları çiğnediği hususunda kanıtları varsa, asayiş ve savcılık soruşturma açmalı ve bunları mahkemede kanıtlamalı. Yekiti veya başka bir partide olmak, suç işlendiğinin kanıtı değil. Bu yüzden, yönetim davaları kanuni yollarla yürütmek zorunda.

  • Bu söyledikleriniz ışığında, rapora yönelik ‘tek taraflı’ suçlaması için ne demek istersiniz?

Eğer bir yanlış varsa, düzeltmeye hazırız. Sonuçta, bu rapor ziyadesiyle adil. Hak verileceği noktalarda hak verdik; eleştirilecek noktaları da eleştirdik. Bu rapor, siyasetin üstündedir. Biz, herhangi bir siyasi gücü desteklemek veya ona zarar vermekle ilgilenmiyoruz. Tek amacımız, uluslararası insan hakları standartlarına saygıyı teşvik etmek.  

‘PYD için en büyük zorluk, muhalefetten iktidara geçiş’

  • Peki, Rojava’nın geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz? Kürt yönetimi, raporda bahsedilen insan hakları ihlallerini sonlandırabilir mi?

Bence YPG ile PYD’nin yaşadığı en büyük zorluk, muhalif bir gruptan bir iktidar gücüne geçiş yaşamaları. Hoşgörü ve kapsayıcılıkla yönetebilecekler mi? Farklı gruplara alan bırakabilecekler mi? Farklı düşüncelere sahip Kürtler, Araplar ve diğer gruplar için de çalışabilecekler mi? Eğer iktidarı sadece kendilerinde tutmayı denerlerse, korkarım ki, bizi daha fazla çatışma bekliyor.

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları