Türkiye’de takı alanında çalışan Ermeni kadın tasarımcıları ve onların özgün çalışmalarını konu alan dizimiz, Bianca Somer Türkmen’le yaptığımız söyleşiyle son buluyor. Bir buçuk yıl önce kendi markası Mynita’yı kuran ve ‘arm party’ (bileklerde parti) konseptiyle yola çıkan tasarımcıyla sanatını konuştuk.
Fotoğraf: BERGE ARABIAN
KARİN BAL
karinbal89@gmail.com
-
Takı tasarımına nasıl başladınız?
Mynita’yı kurmadan önce sekiz sene boyunca, kemer ve metal üretimi yapan aile şirketimizin tasarım bölümünün başındaydım. Yani aslında yıllardır işin mutfağındaydım ve hobi olarak, hem kendim, hem de arkadaşlarım için deri bileklikler tasarlıyordum. Eşimin boncuk bilekliklere olan ilgisi nedeniyle, ne zaman yurtdışına çıksak, gittiğimiz yerlerden zevkimize göre yarı değerli taşlar topluyorduk, farklı boncuklardan bileklikler yapıyordum. Zamanla elimizde çok geniş bir koleksiyon oluştu. Yaptığım tasarımlar yakınlarımız tarafından beğenilince, hobimi işe dönüştürmeye karar verdim. Yıllardır tasarım alanında kazandığım tecrübeyle kişisel zevkimi buluşturarak Mynita’yı kurdum.
-
Mynita ne anlama geliyor?
İspanyolcada ‘Tanrı’nın hediyesi’ demek fakat zamanla, farklı tasarımlarımla yepyeni bir anlam kazandı. ‘Özgünlük’, çünkü trendleri değil, özgün seçimleri takip etmeyi ve kendin olmayı temsil ediyor.
-
Tasarımlarınızda ne tür malzemeler kullanıyorsunuz?
Her zaman yüzde yüz gerçek deri kullanıyorum. Bronz, zamak, gümüş ve oniks de tasarımlarımın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
-
Bugüne dek kaç koleksiyon oluşturdunuz?
Mynita’nın üç koleksiyonu bulunuyor.
-
Bir koleksiyon fikri nasıl doğuyor? Koleksiyonlarınızın hikâyeleri var mı?
Sezon trendlerini yakından takip ediyorum, ancak bu trendleri tasarımlarıma direkt yansıtmak yerine herkesin gündelik yaşamında rahatlıkla kullanabileceği, farklı tarzlarla kombinleyebileceği, pratik tasarımlar oluşturmaya özen gösteriyorum. Koleksiyonlarımla, aslında, insanların kafasında oluşan ‘faux bijoux’ (imitasyon takı) algısını yıkmaya çalışıyorum. Şu ana dek, ağırlıklı olarak kuru kafa ve melek kanatlarına yer verdim. Bundan sonraki koleksiyonlarımda da o objeleri kullanmaya devam edeceğim. Şu anda yeni koleksiyonlar ve hikâyeleri üzerinde çalışıyorum. Önümüzdeki aylarda Mynita yepyeni bir imaja bürünecek; takip edenleri yenilikler bekliyor.
-
Tasarımlarınız daha çok bilekliklerden oluşuyor. Yüzük ve küpe tasarlamayı da düşünüyor musunuz?
Mynita’nın ilk çıkışı ‘arm party’ (bileklerde parti) konseptiyle olmuştu. O yüzden, koleksiyonlarda önceliği bilekliklere veriyorum. Yaz için çok kullanışlı ve şık bir kolye koleksiyonu da çıkardık. Bir sonraki sezon da yüzükler ve küpelerden oluşan bir koleksiyonu beğeniye sunacağız.
-
Erkekler için de ürünleriniz var mı?
Mynita hem kadınları, hem de erkekleri ‘arm party’ trendiyle tanıştıran ilk marka. Erkeklerin de rahatlıkla kullanabilecekleri, geniş bir bileklik koleksiyonu bulunuyor.
-
Tasarımlarınızı hangi ünlü isimler kullandı?
Çok isim var. Fatih Terim, Buse Terim, Oktay Kaynarca, Pınar Altuğ, Hülya Avşar, Bengü, Burcu Esmersoy, Selçuk Yöntem, Gülben Ergen, Kenan Doğulu, Ozan Doğulu, Çağla Şıkel, Yalın, Arda Turan, Wesley Sneider, Emre Altuğ, Burak Yılmaz, Ayse Özyılmazel, Işıl Reçber, Pınar Tezcan, Özge Ulusoy, Bergüzar Korel, Özben Önal, Aysun Kibar ve Özlem Yıldız, aklıma ilk gelenler.
-
En çok ön plana çıkan ürününüz hangisi?
Erkekler için tasarladığım koleksiyonda, Fatih Terim’in de sarı ve kırmızısını taktığı ‘Color Me Bad’ modelinin takım renkleri özellikle ilgi görüyor. Kadınlar için tasarladığım koleksiyonda yer alan, ‘Wings Me Angel’ ve ‘Diamonds in The Sky’ modelleri de öyle...
-
Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
www.365ist.com ve lidyana.com sitelerinden ulaşabilirsiniz.