Seçim bölgesinde ikamet etmeyen Üç Horan yöneticileri, kendi suç duyurularıyla, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada ek iddianameyle sanık oldu. Mahkeme heyeti 608 kişinin beraatine karar verirken, dava Danıştay’a taşındı.
UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr
Ermeni toplumunun yüksek gelirli vakıfları arasında yer alan Beyoğlu Üç Horan Vakfı, uzun yıllardır değişmeyen yönetimi, muhalif listelerin etkisini kırmak için giriştiği mücadeleyle gündeme geldi. 6 Şubat 2011’de yapılan son seçimlerin ardından, eşine az rastlanan bir yola başvuran vakıf, seçmeni olan 604 kişiyi mahkemeye vermişti ve bu kişiler hakkında, “ikametgâhlarının Beyoğlu’nda olmadığı ve evrakta sahtecilik yapıldığı” iddiasıyla dava açmıştı. Dava sürecinde, aralarında Beyoğlu Üç Horan Vakfı Başkanı Apik Harabetoğlu’nun da bulunduğu dört yönetici de sanık oldu. Üç Horan Vakfı’nın yönetim kurulu üyelerinin de Beyoğlu’nda ikamet etmediği ortaya çıkarken, mahkeme, 28 Mayıs’taki karar duruşmasında bütün sanıkların beraatine karar verdi. Ancak, ikamet yerlerine dair bu yeni bilgi, üzerinde tartışmaların devam ettiği son seçimlerin de iptaline yol açabilir.
Dava edilen seçmenler ve yöneticiler
Üç Horan yönetimi, seçimlerin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık, ‘resmi evrakta sahtecilik’ iddiasıyla, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Aralarında toplumun tanınmış isimlerinin de bulunduğu 604 kişi hakkında açılan dava, sanık sayısının yüksek olması nedeniyle, yaklaşık olarak üç yıl sürdü.
Son olarak, sanık avukatları, Beyoğlu Kaymakamlığı aracılığıyla, yönetim kurulu üyelerinin ikametgâhlarıyla ilgili tespit yaptırdı. Kaymakamlık talimatıyla polis tarafından yapılan incelemede Apik Harabetoğlu, Berç Utaş, Vahram Vartanyan ve Arto Akay’ın ikametgâhlarının Beyoğlu olmadığı tespit edildi. Polis tarafından hazırlanan tutanakların mahkemeye sunulmasından sonra, yönetim kurulu hakkında da iddianame düzenlendi. İddianamede, Yönetim Kurulu’nun Vakıflar Kanunu’nda bulunan, seçim yönetmeliğini düzenleyen “Seçmenlerin seçim çevresinde ikamet etmesi şarttır” hükmüne aykırı davrandığı belirtildi. Ayrıca, Yönetim Kurulu’nda yer alan dört kişinin, Vakıflar Kanunu’nun seçim yönetmeliği gereğince, ‘Ermeni Gregoryen Cemaati mensubu’ olduklarını gösteren vaftiz belgelerini de ibraz edemediği belirtildi. Böylece, Üç Horan yöneticileri, kendi suç duyurularıyla İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, ek iddianameyle sanık oldu ve davadaki sanık sayısı 608’e ulaştı.
28 Mayıs Çarşamba günü yapılan karar duruşmasında, mahkeme heyeti, 608 kişinin beraatine karar verdi.
Yönetimin meşruiyeti tartışması
Yönetim Kurulu Üyelerinin ilçede ikamet etmediklerinin ortaya çıkmasının ardından, Yönetim Kurulu’nun meşruluğu da tartışmaya açıldı. Son seçimleri kazanan ve ikametgâhı olmadığı için mazbatası verilmeyen muhalif Sarı Liste’nin başkan adayı Efrim Bağ’ın avukatı, yeni yönetimin mazbatasının iptali için İdare Mahkemesi’ne ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne (VGM) başvurdu. Başvuruları reddeden İdare Mahkemesi ve VGM’nin kararı, Danıştay’a taşındı. Bu arada, VGM, başvuru üzerine, Beyoğlu Üç Horan Vakfı’nda denetim başlattı. Denetim sonucunda, herhangi bir usulsüzlük tespit edilmediği bildirildi.
Davanın avukatlarından Mehmet Savaş, Agos’a hukuki süreçle ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “Yönetim Kurulu meşru değil. Vakıflar Genel Müdürlüğü yeni seçim yönetmeliğini beklettiği için seçim yapılamıyor. Bu durumda, meşru olmayan bir yönetim, Ermeni toplumunun haklarını gasp etmeye devam ediyor.”
Şimdi, Danıştay’ın Üç Horan Vakfı yönetimi ve tartışmalı seçim süreciyle ilgili kararı bekleniyor.