Agos'un bu haftaki başyazısında, Zeytinburnu Belediyesi'nin Surp Pırgiç Hastanesi’ne ait 50 dönümlük araziyi almak için açtığı dava konu ediliyor.
AK Parti hükümetinin azınlıklarla ilgili politikaları arasında en çok dikkat çekeni ve en çok övünüleni, gayrimüslim vakıfların gasp edilen mülklerinin bir kısmının iade edilmesi oldu. Yetersiz, eksikli de olsa, geçmişin karanlık dönemlerinden çok farklı, yepyeni bir tutuma işaret eden bu icraatlar, tarihsel haksızlıkların giderilmesi yönünde bir iradenin varlığına işaret ediyordu ve bunun önemini görmezden gelmek mümkün değildi.
Siyasi iktidar, bizzat Başbakan’ın ağzından, bu politikanın süreceğini, eksiklerin de zaman içerisinde tamamlanacağını söylüyor her fırsatta. 2015 öncesinde, soykırım bağlamında ‘adil hafıza’ kavramının bir devlet politikası olarak gündeme getirildiği bir dönemde, sözü edilen adaletin sağlanması yolunda bu mülk iadelerinin de araçsal bir değeri var belli ki.
Ancak, geçmiş haksızlıkların telafisi ve tazmini meselesinde geçici değil kalıcı çözümler bulunmamasının, bu sürecin sağlam yasal dayanaklara kavuşturulmamasının yarattığı sorunlar da sürekli karşımıza çıkıyor. Daha dün Vakıflar Genel Müdürlüğü kararı ile iade edilen, Surp Pırgiç Hastanesi’nin sahibi olduğu 50 dönümlük arazi için Zeytinburnu Belediyesi’nin açtığı dava örneğin.
Devletin, gasp edilmiş bir mülkü, asıl sahibi olan Surp Pırgiç Hastanesi’ne iadesi yönündeki kararına itiraz eden bu belediye, ilginçtir, AK Parti’li bir başkanın belediyesi. Yani, bu olay özelinde, AK Parti, bir eliyle verdiğini, öbür eliyle almaya çalışıyor. “Bu ne yaman çelişki!” diye sormamak mümkün mü?
Söz konusu taşınmaz, bir hayır kurumu olan Surp Pırgiç Hastanesi’nin faaliyetlerine devam edebilmesi için hayati önem taşıyor. Üstelik hastane, sadece Ermenilerin değil, dinine ve etnik kökenine bakmaksızın, kapısını çalan herkesin derdine derman oluyor.
Umalım ki mahkemeler adaletten yanı tavır alır ve Zeytinburnu Belediyesi’nin ayıbı, sadece tatsız bir anı olarak tarihe karışır. Bu tür sorunların yaşanmaması için gerekense, gasp edilen bütün mülklerin kayıtsız şartsız iadesi ve zararların tazmini için gereken tüm adımları atmak olmalı.
Adil hafıza, özü itibariyle samimiyet ve tutarlılıktır.