İHD Diyarbakır: “İnsanlığa karşı işlenen suçlar zaman aşımına uğramaz”

İHD Diyarbakır Şubesi, 20 yıllık zaman aşımı süresi dolmak üzere olan kayıp ve faili meçhul dosyaların bir an önce açılması için savcılığı göreve çağırdı.

İHD Diyarbakır Şubesi, bu ay içersinde 20 yıllık zaman aşımı süresi dolacak olan kayıp ve faili meçhul dosyaların bir an önce açılarak, dosyaların zaman aşımına uğramasının önlenmesi gerektiğini belirtti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olan 'kayıp' ve 'faili meçhul' cinayetlere ilişkin dosyalara dikkat çekmek ve dosyaların yeniden açılmasını talep etmek amacıyla Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi.

Açıklamaya, İHD yöneticileri, İHD Genel Başkan Yardımcısı Av. Serdar Çelebi, Diyarbakır Barosu, kayıp yakınları, TTB, 78'ler, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) , MEYADER ve çok sayıda STK temsilcisi ve yurttaş katıldı.

“Cezasızlık politikası zaman aşımıyla devam ediyor”

İHD adına açıklamayı yapan İHD Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi Av. Rahşan Bataray, “Yoğunluklu olarak 1990'lı yıllarda yaşanan kayıp, 'faili meçhul' ölüm olaylarına ilişkin dosyalarda sistemli bir şekilde uygulanan cezasızlık politikasının 2014 yılında 'zaman aşımı' uygulaması ile devam ettiğini kaydederek 'Bu olaylardan dolayı henüz hiçbir yetkilinin ceza almamış olması, cezasızlık politikasının tavizsiz uygulanmasının bir göstergesidir” dedi.

Bataray, Kamuoyuna da yansıyan bazı dosyalardaki iddianame ve dosya ayrıntılarının devletin ve devlet adına hareket eden kişi ve oluşumların işledikleri suçlara ilişkin önemli tespit ve bilgiler içerdiğini, buna rağmen yargılamaların uzunluğu, sanıkların tutuksuz yargılanması, yargılamaların güvenlik gerekçesiyle bölge dışındaki illerle taşınması gibi uygulamaların soru işareti yarattığını belirtti.

Zorla kaybetmenin, uluslararası mevzuatta insanlığa karşı işlenmiş suçlardan sayıldığını ve insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımının işlemeyeceği hükmünün de uluslararası mevzuatta düzenlendiğinin altını çizen Bataray, ' İçinde bulunduğumuz Mayıs ayı içerisinde 20 yılını dolduracak olan ve şüphelilerinin, bölge açısından dönemin karanlık kabusu haline gelen Bolu Dağ Komando Tugay Komutanlığı yetkilileri olan bir kısım olaya ilişkin talep ve kaygılarımızı Savcılık ile paylaştık. Ancak, uzun süredir bu husustaki talep ve kaygılarımızı iletmemize rağmen etkili bir soruşturma yürütülmemiş ve dosyalarda 20 yılın dolmasına sadece birkaç gün gibi bir süre kalmıştır' açıklamasında bulundu

Bataray’ın aktardığına göre, Diyarbakır Savcılığı tarafından soruşturmaları yürütülen ve birkaç gün içinde zaman aşımına uğrama tehlikesi olan dosyalar şöyle:

- Mustafa Bulut, Ekrem Bulut, Ramazan Bulut, Fahri Bulut ve Ali Bulut, 13 Mayıs 1994 tarihinde Bolu'dan gelen komando birliğine bağlı askerler tarafından gözaltına alınıp kaybedildi. Beş aile bireyinden Ekrem, Ramazan ve Ali Bulut'un kemikleri bir toplu mezarda tespit edilmişti.

- İkram İpek, Servet İpek ve Seyithan Yolar 18 Mayıs 1994 tarihinde gözaltına alınmış ve bir daha da kendilerinden haber alınamamıştı.

- Mehmet Selim Örhan, Cezayir Örhan ve Hasan Örhan 24 Mayıs 1994 tarihinde Bolu Tugay askerlerince gözaltına alınıp kaybedildiler. Mehmet Selim ve Hasan Örhan'ın kemikleri Bulut ailesi ile aynı toplu mezarda tespit edildi

“Devlet 17 bin 500 faili meçhul dosyasını açsın”

24 Mayıs 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı askerleri tarafından kaybedilen Mehmet Selim Örhan'ın oğlu Adnan Örhon da, 'Ben 12 yaşındayken devlet babamı ve amcalarımı kurşuna dizerek toplu mezara bıraktı. 20 yıl önce işlenen suçlar bugün savcıların eliyle zaman aşımına uğratılıyor. Devlet geçmişi ile yüzleşerek bizden özür dilemelidir. Devlet 17 bin 500 faili meçhule ilişkin olan arşivleri açsın' dedi. (GK)