‘Allah hepimizi ahlakçı olmaktan korusun’

Onur Ünlü’nün yeni filmi ‘İtirazım Var’, “18+, Olumsuz Örnek Oluşturabilecek Davranışlar” uyarısıyla gösterime girdi. Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu’nun bu uyarıya ilişkin gerekçesi muğlak, ancak filmde bu sınırı haklı çıkaracak ölçüde şiddet ya da cinsellik olmadığından, akla çeşitli sorular geliyor. Ünlü’yle hem ‘İtirazım Var’ı, hem de filmdeki İslam yorumunu konuştuk.

EVRİM KAYA
evrimrkaya@gmail.com

FOTOĞRAF: BERGE ARABIAN

Onur Ünlü’nün yeni filmi ‘İtirazım Var’, “18+, Olumsuz Örnek Oluşturabilecek Davranışlar” uyarısıyla gösterime girdi. Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu’nun bu uyarıya ilişkin gerekçesi muğlak, ancak filmde bu sınırı haklı çıkaracak ölçüde şiddet ya da cinsellik olmadığından, akla çeşitli sorular geliyor. Gezi Direnişi’nden yana tavrı nedeniyle ‘Leyla ile Mecnun’ adlı dizisi TRT tarafından yayından kaldırılan Ünlü’nün yeni sinema filmindeki ‘olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar’, devletin İslam anlayışına ters düşüyor olabilir mi? Ünlü’yle hem ‘İtirazım Var’ı, hem de filmdeki İslam yorumunu konuştuk.

  • Filminize dair kararından önce, Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu’ndan ve ne yaptığından haberdar mıydınız?

Kültür Bakanlığı’nın ne yaptığıyla genel olarak ilgilenmiyordum. Yıllar önce ortağımın baskısıyla bir film için Bakanlık’tan para aldık, sonra geri verdik, çünkü filmi çekmedik. Tek temasım bu. Prensip olarak Bakanlık’tan para almıyorum. Kurul, destek, bunlar aynı binanın farklı odaları gibi.

  • ‘Barda’, ‘Beyza’nın Kadınları’, ‘Made in Europe’ ve ‘Köksüz’e de 18 yaş sınırı konmuştu. Bu kararları şaşırtıcı bulmuş muydunuz?

Ama devlet şaşırtır zaten. Hangi saikle ne yaptıklarını anlayamazsın. Bütün maddeler çok müphem, istedikleri gibi kullanıyorlar.

  • Ne yapmalı bu konuda? Anlaşılan, siz de başkalarının filmi yaş sınırı alınca ses çıkarmamışsınız.

Ses çıkarmamış değilim. Meslek birlikleri ortak açıklamalar yaptı, imzalar toplandı, ben de onlara dahil oldum. Daha fazla ne yapılabilir, sahiden bilmiyorum. Onlar açısından, söz konusu olan ahlaki bir mevzu, yani ahlakçı bir yerden bir şey yapıyorlar. Bu kararı veren adamların ahlakından nasıl emin olacağız peki? Birinin benimle ilgili bir yasaklama kararı vermesini kabul etmem için, o insanın benden daha ahlaklı, bilgili, siyaseten sağlam filan olduğunu düşünmem lazım. Bütün siyasi terimlerden ayıkladığın zaman, adamlar bana ahlaksız demiş oluyorlar. Bu adamlar kim, merak ediyorum. Ama çok sert de konuşmak istemiyorum; korktuğumdan değil, o kadar haklıyım ki, zalime dönüşmekten korkuyorum.

  • Galiba dini bir ahlakı referans alıyorlar. Ahlakı reddeden bir filmin sansürlenmesine de karşı çıkılmalı ama ‘İtirazım Var’ öyle bir film değil. Hatta siz de dini bir ahlakı referans alıyorsunuz. Acaba iki farklı İslam yorumunun kapışması mı söz konusu?

Galiba öyle. Allah hepimizi ahlakçı olmaktan korusun. Bizim filmimiz onların ahlakını reddediyor. Karşımda 1400 senelik bir İslam tarihi var, bense zavallı bir adamım. Sahiden farklı İslam yorumları kapışıyorsa, bi sakin olsunlar.

  • Ama filmin başkahramanı olan imamın filmde verdiği vaazı İhsan Eliaçık yazmış. Asıl mesele İslam’a getirilen antikapitalist yorum olmasın?

2010 yılında bu senaryoyu yazdığımızda o metin orada duruyordu. İhsan Eliaçık popüler değildi o zaman. İhsan Hoca popüler olunca üstüne atlamış değilim, orada söylenen şeyler insan olarak benim duruşumu çok iyi anlatıyor. Ama bunun için hesap verecek değilim zaten, onu referans olarak kullanabilirim. Akademik olarak da doğru bir şey yapıyorum, jenerikte kaynağını gösteriyorum vaazın. Nerden baksan tutarlıyım. “Zavallı bir adamım” derken, filmi yaparken yalnız olduğumu kast ediyorum; yoksa bu tarafta da ciddi bir kalabalık var, Allah’a şükür. Belli ki bundan rahatsızlar zaten.

  • Neden 2010’da değil şimdi yaptınız bu filmi?

Şartlar... Öyle denk geldi. O sıra televizyon işine başladık.

  • Televizyon işi sürerken bu filmi yapabilir miydiniz? Mesela Kemalistleri eleştirdiğiniz ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’ni şimdi, yeni filminizi o dönemde yapabilir miydiniz?

Bilmiyorum, düşünmedim. O zaman onu yapmak istiyordum, onu yaptım. Bir film yaparken ne hissettiğine, ne yapmak istediğine bakarsın, sonucuna değil.

  • Demokrasinin görünürde işler durumda olduğu bir ülkede bu soruyu sormazdım ama, nasıl oldu da devlet televizyonuyla çalışabildiniz?

Benim iş yapmadığım kanal kalmadı, TRT de bunlardandı. Onlara spor programı yapıyorduk, “Saçma sapan bir senaryo var, yapsan yapsan sen yaparsın” dediler. ‘Leyla ile Mecnun’ öyle başladı. Başta orada da lafımızı söylemeye çalıştık ama sonra çelişkiler keskinleşti.

  • Siz mi değiştiniz, TRT mi değişti?

Kimse değişmedi. Net bir şekilde tavır konması gerektiğinde iki taraf da tavır koydu. Onlar güçlüydü, bizi kovdular.

  • Bugün, ideolojik olarak hükümetten uzak biri TRT’ye iş yapabilir mi?

Neticede orada iş yapan bir sürü insan var ve bu kişiler kendilerini muhalif hissediyor olabilirler. Ama biz yapamayacağımızı biliyoruz, onun için de bulaşmıyoruz hiç. TRT’ye iş yapan herkes hükümet yanlısıdır demek kimsenin haddine değil. Ama temel çelişkimiz zaten şu: TRT ile başka kanallar arasında çok fark yok. Hükümetin kucağına oturmazsan sermayenin kucağına oturursun, televizyona iş yapmak budur. 

  • Filmin başkarakteri neden dedektiflik yapan bir imam?


“Tefeciye bir rehin gerekiyordu, o da kilisedeki haç oldu”

  • Filmde, mekân olarak cami kadar kiliseyi de kullanıyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?

Kilise dramaturjik bir çözüm olarak girdi filme. Rus bir karakter ile müezzin Efraim arasında bir bağlantı lazımdı, ben de Ani diye Ermeni bir ‘analık’ ekledim ve ikisini kilisede buluşturdum. Efraim’e tefeciye verilecek bir rehin gerekiyordu, o da kilisedeki haç oldu. Aslında doğru kiliseyi de bulamadım. Film Karaköy’de, bir Ermeni Katolik Kilisesi’nde çekildi. Bilmediğimiz şeyler öğrendim bu vesileyle. Ermenilerde Katoliklik çok yokmuş, çoğu Gregoryen’miş. Yani teknik olarak hatalı bir sahne, bir Rus’un o kilisede olmaması lazım. Başta düzelteyim diye uğraştım ama bir tek o kiliseden izin alabildim, o yüzden de mecbur kaldım. Aksi halde arapsaçına dönüyordu iş. Ortalama izleyiciyi bırak, iyi izleyici bile farkı anlamaz, buna sığındım. Yine de Hıristiyanlara oryantalist bir bakış yok bence filmde. İçinde bir Ermeni karakter olup olmaması o kadar önemsiz ki bu film için…

 

Zamanında camiye çok girip çıkan biri olduğum için, yıllar önce aklıma gelmiş bir fikir bu.

  • İmamın kızının erkek arkadaşıyla yaşaması ‘kızlı erkekli’ tartışmalarını akla getirdi ve sevildi ama aslında imam da, “Gidin evlenin” diyor filmde.

“Evlenin” demedi, “ilan edin” dedi. “Evlilik diye bir şey yok aslında” dedi hatta.

  • Ama düğün istedi mutlaka...

O adam ben değilim, o bir imam. Bazı yerleri zorlayamazsın. Bana soruyorsan, toplumun onaylaması gerekmez ama bilmesi gerekir. Toplumsal olarak ne olduğu beni ilgilendirmiyor ama gizlilik, bireysel olarak onurumu zedeler. Aldatırız ya da aldatılırız, bu bizi kişisel olarak üzer. Toplumsal olan değişir, Kuran’da onu dikkate alan bir esneklik vardır. Bazen töreye göre davranılmasını söyler, “Şunu yap, bunu yap, bilmediğinde herkes ne yapıyorsa onu yap” der mesela. Kuran, dünyada her şeyin aynı olmasını önermez, tam tersidir.

  • Seyirci  anti-kahramanlarınızı seviyor, sonuna kadar “Yürü be!” diyor. Önceki filminizde de kahraman karısını dövüyor, özür dilemek için kitap alırken, kitapçı kız bu harekete âşık oluyordu.

Kitapçı kız, adamın karısını dövdüğünü bilmiyor ama.

  • Yine de savunduğunuz adamlar değil mi bunlar? Mesela Kemalist bir anti-kahraman yaratabilir miydiniz?

İlgilenmezdim onunla. Empati kuramıyorum.

  • Dinsiz bir anti-kahraman yaratıp izleyiciye yine “Yürü be!” dedirtebilir misiniz?

Onu yapabilirim. Onunla çok ilgilenirim, çünkü dinsiz olma ânı trajik bir andır. Orada çok ciddi bir potansiyel var, bu da bana heyecan veriyor.

  • Akıllı bir kadın karakter yazabilir misiniz? Filmlerinizde kadınlar ya kötü, ya aptal, ya da ikisi birden...

Yazamam, o çok iddialı olur. Yazabilmeyi çok isterim. Ama bunu akli bir yerden yaparsam kadın da rezil olur, ben de rezil olurum. Kalbimden gelmesi lazım.

 

Kategoriler

Kültür Sanat Sinema