Hrant Dink Vakfı’nın yürütmekte olduğu Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi çalışması kapsamında 2013 yılı Eylül-Aralık aylarını kapsayan medya izleme raporu yayımlandı. Raporun yazılı basında ayrımcı söylem dosya konusu ise, bu dönem ‘Aleviler’ olarak belirlendi.
Hrant Dink Vakfı’nın yürütmekte olduğu Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi çalışması kapsamında 2013 yılı Eylül-Aralık aylarını kapsayan medya izleme raporu iki bölüm halinde yayımlandı. İdil Engindeniz tarafından hazırlanan raporun ilk bölümünde dini ve etnik grupları hedef alan nefret söylemi içeriklerinin yanı sıra kadın ve LGBTİ’lere yönelik içerikler ‘Diğer Dezavantajlı Gruplar’ başlığı altında yer aldı. Raporun ikinci bölümü olan yazılı basında ayrımcı söylem dosya konusu ise, bu dönem ‘Aleviler’ olarak belirlendi.
Nefret söyleminde artış
Raporda Eylül-Aralık 2013 döneminde nefret söylemi içeren içerik sayısında azımsanamayacak bir artışın olduğu tespit edildi. İncelenen yazılar arasında ele alınan konular çeşitlilik gösterse de; yılbaşı sebebiyle muhafazakâr basında çıkan ve Hıristiyanları hedef alan haberler, nefret suçu yasa tasarısının gündeme gelmesiyle tasarıyı eleştiren yazılar gibi unsurlar, bu artışta etken oldu.
Hıristiyanlar nefretin hedefinde
Önceki dönemlerle benzer bir şekilde en fazla Ermeniler, Yahudiler ve Hıristiyanlar nefret söyleminin hedefi oldu. Bu gruplara oranla daha düşük sayıda kalsa da nefret söylemine maruz kalan diğer gruplar Kürtler ve Rumlar.
Kadınlara ve LGBTİ’lere yönelik nefret söyleminin incelendiği bölümde ele alınan 25 içerikten 15’i (erkek ve kadın) eşcinsellere yönelik nefret söylemi olarak değerlendirildi. Söz konusu yazılarda ‘travesti’ olarak geçen trans bireylere yönelik nefret söylemi dört içerikte mevcutken; kadına yönelik nefret söylemi de incelenen dönemde sekiz kez tespit edildi.
Aleviler incelendi
Raporda diğer dönemlerden farklı olarak Alevilere yönelik nefret söylemine dönük özel bir inceleme yer aldı. Aleviler Dosyası başlığı altında Nil Mutluer tarafından hazırlanan raporda, medyada yer alan Alevilerle ilgili olay ve etkinlikler göz önünde bulundurularak BirGün, Habertürk, Hürriyet, Milliyet, Özgür Gündem, Star, Sözcü, Yeni Şafak, Yurt ve Zaman gazeteleri analiz edildi. Raporda farklı kesimlere hitap eden gazetelerin ayrımcı söylemi aynı şekilde ürettiklerine dikkat çekiyor.
Cami-cemevi projesi, Tuzluçayır eylemleri, Alevi açılımı konulu Abant Platformu toplantısı; farklı yayın politikalarına sahip gazetelerin kullandıkları ayrımcı dil üzerinden analiz edildi. Bunun yanı sıra aynı gazetelerde Hasan Fırat Gedik’in cenazesi sonrası mahallesindeki polis araması, Suriyeli Aleviler, Sakine Cansız ve inanç, tarihsel gelişmeler ve siyasal ilişkiler üzerine olan haber ve yazılar da analiz edildi.
Raporun dikkat çeken ayrıntılarından biri de Özgür Gündem gazetesi ile ilgili. Rapora göre; analiz edilen gazeteler projeye dair farklı duruşlar sergilemiş olsalar da; Zaman, Yeni Şafak ve Star’da protestoculara yönelik yayımlanan içeriklerle, Özgür Gündem’de özellikle projeyi sahiplenen Alevi aktörlere yönelik yaklaşım birlikte değerlendirildiğinde; kutuplaştırıcı ve ayrımcı söylemin bahsedilen gazeteler tarafından aynı şekilde üretildiği belirtildi.
Bunun yanı sıra Abant Platformu ve Suriyeli Aleviler ile ilgili haberler üzerinden; eğer Alevilerle ilgili bir mesele kendi görüşlerine yakın buldukları aktörlerden gelmiyorsa gazetelerin, ötekileştirdikleri Alevileri sadece ‘eylem yapan ve inancı da şüpheli kişiler’ olarak konumlandırmayı tercih ettikleri görüşü raporda yer aldı.
RAPORUN TAMAMININ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN