Başbakan Erdoğan’dan Star gazetesi yayın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu’na: Arkadaş, Hidayet Şefkatli Tuksal’ı neden hâlâ Star gazetesinde tutuyorsunuz? Hem bana haklısın diyorsun, hem burada tutuyorsun!
İlahiyatçı yazar ve insan hakları aktivisti Hidayet Şefkatli Tuksal’ın, kendisini eleştiren yazısı üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gazeteye telefon açmasının ardından Star gazetesindeki köşesinin kapatıldığını ortaya koyduğu öne sürülen yeni bir ses kaydı yayımlandı. Erdoğan, kendisine atfedilen ses kaydında, Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu’na sert tepki göstererek Tuksal’ı neden hâlâ gazetede tuttuğunu sorguluyor, “Yazılarını yayımlamaya mecbur musunuz?” diyerek azarlıyor. Erdoğan’ın “Halk sillesiyle uyarıyorum” başlıklı yazısı için tepki gösterdiği Tuksal’ın durumu için Karaalioğlu, “Olacak şey değil, haklısınız efendim. Yanlış oldu, o bizim gündemimizde” diyor.
Kadınların mağdur edilmesine karşı mücadelesi ve yazılarıyla görüşleri farklı birçok kesimde saygı gören Hidayet Şefkatli Tuksal, 21 Ocak 2011’de Star’da yayımlanan “Halk sillesiyle uyarıyorum” başlıklı yazısında, şahsen de tanıdığı Erdoğan’ı “muhafazakâr demokrat çizgiden uzaklaştığını” belirterek eleştirmiş, Başbakan’ın tavrına itiraz etmeyenleri de ‘yalakalık’la suçlamıştı.
Tuksal’ın bu yazısı üzerine Başbakan Erdoğan ile Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğu arasında geçtiği öne sürülen ve YouTube’da ‘Başçalan’ adlı hesapta çıktıktan sonra internette birçok mecrada içeriği alıntılanan bir ses kaydı yayımlandı. Kayıtta, sert bir dil ve azarlayan bir üslupla konuşan Erdoğan, adını vermeyerek, ancak tepki gösterdiği yazısını telaffuz ederek Tuksal’ın Star’daki yazılarına son verilmesini istiyor, Karaalioğlu “Olacak şey değil, ilgileneceğim efendim” diyor.
Yasal yollardan kaydedildiği konusunda kuşku uyandıran ve geçen hafta TV24’teki özel mülakatta bir arada olan Erdoğan ile Karaalioğlu’na atfen yayımlanan konuşma şöyle:
Erdoğan: Mustafa, bu geçen senle konuştuğum kadın vardı ya...
Karaalioğlu: Evet efendim
Erdoğan: Arkadaş ya, bunları siz niye hala burada şey yapıyorsunuz?
Karaalioğlu: Haklısınız efendim, doğru.
Erdoğan: Ne ya, hem bana haklısın diyorsun, hem burada tutuyorsun...
Karaalioğlu: Uygun bir şekilde...
Erdoğan: Yani biz bunları sövdürmek için mi burada tutacağız ya?
Karaalioğlu: Yanlış oldu o şey, haklısınız.
Erdoğan: Sonra bu yazılar sizin kontrolünüzden geçmiyor mu ya, her yazıyı koymaya mecbur musunuz?
Karaalioğlu: Orada bir şey oldu efendim, ihmal oldu, haklısınız.
Erdoğan: Nasıl ihmal oldu ya, siz bu gazeteye bakmıyorsunuz arkadaş ya, bu yazıları gözden geçirmiyorsunuz ya!
Karaalioğlu: Hayır baklılıyor da efendim, bazen şeyler oluyor...
Erdoğan: Ama yani sizin, af edersin yani burada işin editoryal yönüne bakan kim, kim bunları edit ediyor?
Karaalioğlu: Baklılıyor efendim, tepeden tırnağa bakılıyor, fakat bazen...
Erdoğan: Nasıl bakılıyor ya!
Karaalioğlu: Yazarların şeyi oluyor, bir kaprisi oluyor, idare etmek gerekiyor...
Erdoğan: Şuna bak ya, bana onun hakaret etmeye hakkı mı var ya, kim o ya!
Karaalioğlu: İlgileneceğiz efendim, gündemimizde.
Erdoğan: Halk sillesini atmaya kendisine vekaleti kim vermiş? Hakkın damgasını atma yetkisi onda mı, ona mı verilmiş bu?
Karaalioğlu: Yanlış oldu efendim bu konu, ilgileneceğiz onunla.
Erdoğan: Yani bu lafı söylerken kendisine yeryüzünde bir uluhiyet şey yapıyor adeta, yetki alıyor. Öyle bir görevi mi var onun?
Karaalioğlu: Yani olacak şey değil. Olacak şey değil, haklısınız. İlgileneceğiz onunla efendim. Efendim gündemimde benim zaten, siz söylemeseniz de gündemimizde bizim efendim.
Erdoğan: Ama tamam ne zamandan beri gündemde?
Karaalioğlu: Yeni oldu bu, şey oldu çok.
Erdoğan: Hadi bunun ilk değil canım, her zaman yaptığı iş bu. Televizyonlarda aynı şeyi yapıyo, buralarda yapıyor.
Karaalioğlu: Evet efendim.
Erdoğan: Hadi iyi günler.
Karaalioğlu: Peki efendim, iyi günler.