“Anadil, ana sütü gibi helal ve güzeldir.” Mücahit Göker’in Lizgê Müzik Yapım etiketiyle çıkan ‘Dara Hênî’ adlı albümünü elinize aldığınızda, ilk olarak, kartonette yer alan bu cümle dikkat çekiyor. ‘Dara Hênî’, Göker’in memleketi olan, Bingöl’e bağlı Genç ilçesinin Zazaca adı. ‘Bingöl’den Zazaca şarkılar’ altbaşlığını taşıyan albümde, çoğunun sözü ve müziği Göker’e, düzenlemeleri ise Serdar Keskin’e ait.
ÖZGÜN ÇAĞLAR
ozguncaglar@agos.com.tr
“Anadil, ana sütü gibi helal ve güzeldir.” Mücahit Göker’in Lizgê Müzik Yapım etiketiyle çıkan ‘Dara Hênî’ adlı albümünü elinize aldığınızda, ilk olarak, kartonette yer alan bu cümle dikkat çekiyor. ‘Dara Hênî’, Göker’in memleketi olan, Bingöl’e bağlı Genç ilçesinin Zazaca adı. ‘Bingöl’den Zazaca şarkılar’ altbaşlığını taşıyan albümde, çoğunun sözü ve müziği Göker’e, düzenlemeleri ise Serdar Keskin’e ait olmak üzere, kimileri halk hikâyelerine dayanan sekiz şarkı yer alıyor. Göker’le yeni albümüne dair konuştuk.
Ortaokul yıllarında eline pek de sağlam olmayan bir bağlamanın geçmesiyle bu enstrümanla tanışan Göker, liseyi bitirdikten sonra, Bingöl’den İstanbul’a gelip profesyonel müzik hayatına başlama imkânına sahip olduğu halde, “Türkçe şarkı söyleyip nereye varacağım” diye düşündüğü için bundan vazgeçmiş. 25 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olan Göker, “O dönemde söylenen şarkılardan oluşan bir albüm yapmak da bana cazip gelmedi. Severek dinlediğim Neşet Ertaş, Zülfü Livaneli gibilerin taklidi olacaktım. Emekli olduktan sonra kendimi daha özgür hissettim” diyor.
Anadili sevdası
Türkçeyi dört-beş yaşlarındayken öğrenen Göker ilkokuldayken, Bingöl’e Batı’dan gelen öğretmenler, yine Batı’dan gelen memur çocuklarını ön plana çıkardığında, anadilinin Zazaca olması nedeniyle bir eziklik yaşamış. Fakat yaşı ilerledikçe anadiline bağlanmış; öyle ki, ilk görev yeri olan Kayseri’de, sadece bir-iki kelime Zazaca konuşabilmek için, Bingöllü tanıdıklarını görme umuduyla, geceyarısı Ankara’dan gelen otobüsleri beklermiş. Yine Kayseri’de, Bingöl’den tanıdığı iki-üç ailenin adreslerini bulup sürekli onları ziyaret etmiş.
Göker, bugüne dek yapılan Zazaca albümlerin hep Dersim kökenli olduğuna ve Bingöl Zazacasıyla söylenen şarkıların azlığına dikkat çekiyor: “Dersim’de neredeyse her evde bir bağlama görebilirsiniz; oysa Bingöl’de, mutaassıplık ve başka sebeplerle, insanların müzikle arası pek iyi değildir. Bu yüzden, çocukken babama bir bağlama aldıramamıştım. Bana hep ‘Oğlum, sen Çingene misin?’ derdi.”
Şair Metin Kaygalak da, albüm kartonetinde yer alan yazısında bu duruma dikkat çekiyor: “Mevzu müzik olunca maalesef Bingöl’ün bir hayli gecikmiş olduğunu görüyoruz. Bunda tarihsel, sosyolojik ve de çokça dinsel yüklerin etkisi olduğu söylenebilir. Dersim’in Pagan-Kızılbaş ruhsalı ile Bingöl’ün Şafii-İslam ruhsalı arasındaki uzaklığı, bir deneyim şarkısı etrafında yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor.”
‘Dara Hênî’yle, geçen hafta UNESCO tarafından yayımlanan ‘Tehlike Altındaki Diller Atlası’na göre Türkiye’de yok olma tehlikesi altında bulunan 18 dilden biri olan Zazacanın yaşamasına bir katkı sunan Göker, bir sonraki projesinde, bir ekip çalışmasıyla, Bingöl’ün bilinmeyen ezgilerini ortaya çıkarmak istediğini belirtiyor.