Bakırköy’e Ermeni başkan adayı

Ermeni adaylar da hiçbir seçim döneminde olmadığı kadar yoğun bir şekilde seçim yarışına girmiş durumdalar. Bakırköy Belediye Eş Başkan adayı Nıvart Bakırcıoğlu da bu yarışa girenler arasında. Bakırköy, İstanbul’da nüfus ve ekonomik faaliyetin en yoğun olduğu ilçelerden biri. Özellikle hafta sonları aktif nüfusu neredeyse ikiye katlanıyor. CHP’nin kalesi olarak gördüğü ilçede Bakırcıoğlu, “Farklı bir belediyecilik anlayışı neden olmasın?” diyor.

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr

Yerel seçimler yaklaşırken yarış hızlanmaya devam ediyor. Ermeni adaylar da hiçbir seçim döneminde olmadığı kadar yoğun bir şekilde seçim yarışına girmiş durumdalar. Bakırköy Belediye Eş Başkan adayı Nıvart Bakırcıoğlu da bu yarışa girenler arasında. Bakırköy, İstanbul’da nüfus ve ekonomik faaliyetin en yoğun olduğu ilçelerden biri. Özellikle hafta sonları aktif nüfusu neredeyse ikiye katlanıyor. CHP’nin kalesi olarak gördüğü ilçede Bakırcıoğlu, “Farklı bir belediyecilik anlayışı neden olmasın?” diyor.

  • Aktif siyasetin içinde yer almamış biri olarak HDP’den aday olmaya nasıl karar verdiniz?

Kürtlerle yıllarca beraber yaşadık. 90’lı yıllardan bu yana Kürt hareketini takip ediyorduk. Ermeni olduğumuz için korkularımız vardı tabii. Sonra HDP sürecini takip etmeye başladım. Garo Paylan ve diğer Ermeniler HDP içinde çalışıyor, sözcülük yapıyordu. Ermenileri orada görmek, çok hoşuma gitti. Ermeni olarak siyaset yapabilmek heyecan verici bir şey. Sonra adaylık teklif ettiler ve kabul ettim. İyi ki de ettim. Çünkü barış içinde ve eşit olarak yaşamak çok önemli. Bu nedenle HDP’nin bakış açısı cazip geldi. Bütün halklara hitap edebilen bir dili var. Ben de kendi kimliğimle orada olabiliyorum. Söz ve itiraz hakkımız var.

  • Bakırköy’de en can alıcı sorun sizce ne?

Bakırköy oldukça zor bir yer. İnsanlar, yaşam tarzlarına müdahale edilmesinden hiç hoşlanmıyorlar. Ermeni ve Süryani nüfusunun da yoğun olduğu bir yer. Ciddi sorunlarla boğuşmak zorunda. Çok ciddi bir trafik sorunu var. İncirli Caddesi, İstanbul Caddesi sürekli trafikle boğuşuyor. Sahile ulaşmak oldukça zor. İnsanların para harcamadan oturup rahatça dolaşabildikleri bir yer olmalı. Yaya odaklı bir yönetim anlayışı gerekli. Bunun sağlanması için mücadele etmek gerekiyor. İncirli Caddesi’nin sadece ring araçları ile metro ve metrobüse bağlayarak, yayaların daha aktif kullanabileceği, trafiğin sadece toplu taşıma ile sınırlandırıldığı bir sistem kurulabilir.

  • Ciddi bir deprem riski görülüyor Bakırköy için.  Bu riske karşı ne gibi önlemler alacaksınız?

Bakırköy çok yaşlı bir ilçe. Binalar oldukça yıpranmış durumda. Bunun için önlemlerin acilen alınması gerekiyor. Şimdiye kadar ranta dayalı, rant odaklı bakıldı bu dönüşümlere. İnsanların yerlerinden edilmeden, kendi istedikleri gibi bir dönüşüm yaratılabilir. Bunun örnekleri var. Rant yaratmak için bakmazsanız, bunu yapabilirsiniz.

  • En önemli ve fark yaratacağını düşündüğünüz projeniz?  

Gezi direnişi ortaya koydu ki, insanlar yaşadıkları yerlerle ilgili kararlar alınırken kendilerine sorulmasını istiyor. Bunun ne kadar hayati olduğu görüldü. Bizim en önemli projelerimiz mahalle meclisleri. Park forumlarının yarattığı bir deneyim var artık. Mahallelerde kurulacak mec-lislerin belediye yönetiminde söz sahibi olmasını sağlamak istiyoruz. Kendi mahallelerinin sorunlarını kendi istedikleri gibi çözebilmelerini istiyoruz. 24 saat açık kreşler kurulmalı ve en önemli sorunlardan biri kadın sığınma evleri. Bakırköy’de hiç yok. Kadın cezaevi var ama kadın sığınma evi yok. Kadın sığınma evi öncelikli meselelerden biri. 

Süryanilerin ibadet edebilecekleri bir kiliseleri yok. Kilise sorunu için uzun zamandır uğraşıyorlar. Yıllardır yaşadıkları sorun. Süryanilerin kilise problemini iyi bir yerel yönetim çözebilir.


Nıvart Bakırcıoğlu kimdir? 

1974 Adıyaman doğumlu. İskenderun’da büyüdü. Çocuğunun Ermeni okullarında okuyabilmesi için İstanbul’a gelmek zorunda kaldı. Yaklaşık 15 yıldır Bakırköy’de yaşıyor. Muhasebecilik yapıyor. Ailesinin bir yanı Süryani. Aktif olarak siyasete hiç katılmadı. Dedesi Müslümanlaştırılmış bir Ermeni olarak yaşamak zorunda kaldı, ancak sonra yeniden Hıristiyan oldu. Anadolu’da Türk ismiyle yaşamak zorunda kalan dedesinin kimlik mücadelesini Bakırcıoğlu şöyle anlatıyor: “Anadolu’da Hıristiyan olarak yaşamak zordu. Sürekli bir kimlik arayışı içinde yaşamak zorunda kaldık. Agos’un ilk çıktığı zamanlardı. İstanbul’da Agos’u görmüş, abone olmuştuk. Agos sayesinde kendi kimliğimizi korumayı başardık. Ermenice bilmiyorduk. İstanbul’a geldikten sonra ise bu kez Ermenilere kendimizi anlatmak zordu. Agos sayesinde bütün bu süreçleri atlatabildik.”

Kategoriler

Güncel Gündem