Mübadiller memleket özlemiyle geçen 90 yılı anlatıyor

Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesinin buruk hatıraları, 90. yılında Türkçe ve Yunanca olarak hazırlanan ‘Hasretin İki Yakası – Mübadil Aile Öyküleri’ adlı bir kitapla bir kez daha gün yüzüne çıktı. Lozan Mübadilleri Vakfı Başkanı olan ve aynı zamanda kitabı yayına hazırlayan Sefer Güvenç, kitabın öyküsünü Agos’a anlattı.

Luka Lukidis Nea Alikarnasos İlkokulu müdürü ve öğrencileri.

EMRE ERTANİ
emreertani@agos.com.tr

Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesinin buruk hatıraları, 90. yılında Türkçe ve Yunanca olarak hazırlanan ‘Hasretin İki Yakası – Mübadil Aile Öyküleri’ adlı bir kitapla bir kez daha gün yüzüne çıktı. Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri olan ve aynı zamanda kitabı yayına hazırlayan Sefer Güvenç, kitabın öyküsünü Agos’a anlattı.

Bundan 90 yıl önce, 30 Ocak 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti ile Yunanistan hükümeti arasında, Yunanistan’daki Türklerle, Türkiye’deki Rumların zorunlu göçünü öngören mübadele sözleşmesi imzalandı. Yunanistan’ın Balkan Savaşı’na katıldığı tarih olan 18 Ekim 1912’den itibaren yurtlarını terk etmiş olanları da kapsamına alan bu sözleşmeyle, iki milyon insan topraklarını terk etmek zorunda kaldı.

Yeni kuşakların kaleminden göç hikâyeleri

“Mübadelenin 90. yılı için bir çağrı yaparak ailelerin göç hikâyeleri ve geride bıraktıkları memleketlerine özlemlerini yazmalarını istedik” diyen Sefer Güvenç, kitapta yer alan öykülerin çoğunun mübadillerin çocukları ve torunları tarafından kaleme alındığını, birkaç öykünün ise birinci kuşaktan mübadillere ait olduğunu söylüyor. Çağrıyı, hem Yunanistan hem de Türkiye’deki mübadil derneklerine yaptıklarını dile getiren Güvenç, süreci şöyle anlatıyor: “Yunanistan’dan 20 ailenin, Türkiye’den de 60 ailenin öyküsü geldi, böylece kitapta toplam 80 ailenin öyküsüne yer vermiş olduk. Bu öyküler epey uzundu; her aileden ortalama beş sayfalık metinler geldi. Ailelerden, göç öncesine, göç zamanına ve göç sonrasına ait fotoğraflar da istedik; gönderdiler.”

Güvenç, hikâyeleri 200-250 kelime ile özetlediklerini ve fotoğraflardan bir seçki yaparak bir sergi hazırladıklarını belirtiyor: “İlk olarak İstanbul Kitap Fuarı’nda açılan sergi, ardından İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nda sergilendi. Önümüzdeki dönemde mübadillerin yoğun olduğu şehirlerde ziyaretçilerle buluşacak. Sergi, İstanbul’un yanı sıra İzmir ve Ankara’da, Yunanistan’da Selanik ve Midilli’de de görülebilecek.”

Sırada bütün öyküler var

‘Hasretin İki Yakası – Mübadil Aile Öyküleri’ kitabının, serginin bir nevi kataloğu olduğunu belirten Sefer Güvenç, şu bilgileri verdi: “Yunanca ve Türkçe olarak hazırlanan kitap sadece 500 adet basıldı. İkinci aşamada, bütün öykülerin yer alacağı bir kitap hazırlayacağız. Onu da iki dilde yayımlamayı düşünüyoruz. Çeviriler tamamlandı, düzelti aşamasında. Sanırım birkaç ay içinde yayımlanmış olacak.”

Güvenç, hikâyeler arasındaki benzerlikler ve farklılıklara ilişkin sorumuza şöyle yanıt veriyor: “Ortak nokta, terk edilen vatana özlem. Göç edenler, mübadele öncesi ilişkilerin ve terk etmek zorunda kaldıkları şehirlerde durumlarının çok iyi olduğunu, gittikleri yerlerde sıkıntı çektiklerini ve dışlandıklarını anlatıyorlar. Göç sürecinde çekilen acılar pek fazla yansıtılmamış öykülere. Bunda, bugün iki halk arasındaki ilişkilerin gayet iyi olmasının etkisi olduğunu düşünüyorum. İki tarafın da dileği, bu acıların bir daha yaşanmaması.” 

 

Veroia, Agia Marina'da mübadillerin düzerlediği piknik.