Bir milyon çocuk istismarı suçlusu var

Şefkat-Der, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü vesilesiyle çarpıcı bir çocuk araştırmaları karnesi yayımladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK); Adalet, İçişleri, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarının verilerinden, barolardan yapılan açıklamalarından, TBMM’de soru önergelerine verilen cevaplardan yola çıkarak hazırlanan karneden çıkan sarsıcı sonuçları, Şefkat-Der Başkanı Hayrettin Bulan’la konuştuk.

SEVAG BEŞİKTAŞLIYAN
besiktasliyan@agos.com.tr

Şefkat-Der, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü vesilesiyle çarpıcı bir çocuk araştırmaları karnesi yayımladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK); Adalet, İçişleri, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarının verilerinden, barolardan yapılan açıklamalarından, TBMM’de soru önergelerine verilen cevaplardan yola çıkarak hazırlanan karneden çıkan sarsıcı sonuçları, Şefkat-Der Başkanı Hayrettin Bulan’la konuştuk.

  • Yayımladığınız raporda, çocuklara karşı cinsel şiddetin 2008’den bu yana dört kat arttığını söylüyorsunuz. Aynı dönemde kadınlara yönelik şiddetin de arttığını biliyoruz. Sizce bunun nedenleri nedir?

Ben, istatistiksel olarak değil, gerçekten kadına şiddetin de çocuk istismarı gibi gittikçe arttığına inanıyorum. Bu şiddetin en büyük terör olduğunu düşünüyorum. Kadınlar, artık ‘mal gibi’ görülmeye karşı bir özgürlük mücadelesi verdiği için tam bir savaş yaşanıyor ve bu savaşın şartları, çok adaletsizce. Güvenlik güçleri ve yargı erkekten yana. Fakat temenni ediyor ve görüyorum ki kadınlar bu mücadeleyi kazanacak. Gezi dayanışmasında kadınların erkeklerden asla geride kalmadığı ve hatta pek çok noktada erkeklerden çok daha aktif olduğunu gördük. Bunu çok yakından gözlemledim. Tabii ki kadınlara karşı ayrımcılıktan rahatsız olan erkekler de bu dayanışmada seve seve yer alacaklar, almalıdırlar.

  • Peki, çocuk gelinleri, bu şiddetten bağımsız düşünebilir miyiz?

Çocuk gelinler utancıyla herkes yüzleşmelidir. Çocuk gelinler, çocuk istismarının en somut delilidir, çocuğun hayatını çalmaktır. Bu çocuklar arasında intihar oranının çok fazla olması da bunun önemli bir göstergesi. 16 yaşını dolduranların mahkeme kararıyla, 17 yaşını dolduranların da veli izniyle evlendirilebilmesinin çocuk evliliklerine teşvik olarak yasada var olması bile bu meseleye bakış açısının ne durumda olduğunu gösteriyor.

  • Tüm bu verilerle birlikte, Başbakan Erdoğan’ın “üç çocuk” ve “öğrenci evleri” çıkışlarını düşündüğümüzde, siyasetin önceliğinin farklı olması gerekmiyor mu?

Başbakan Erdoğan'ın sürekli ‘3 çocuk’ diyerek bütün bu gerçekleri göz ardı etmesini çok acı buluyorum. Bu şartlarda, bırakın 3 çocuğu, gerçekten bir çocuk bile dünyaya getirmeye hakkımız yok. Bu şartlar karşısında önlem almayıp, yine de çocuk doğrulması konusunda ısrar etmek, aslında çocukları sevmemek ve hiç önemsememek anlamına geliyor.

  • Bir milyon erkeğin çocuk istismarı suçlusu olduğunu söylüyorsunuz. Bu istatistik, Türkiye’de sıklıkla övülen ‘Türk aile yapısı ve değerleri’ni yerle bir eden bir durum mudur?

‘Türk aile yapısı’ diye bahsedilen şey, zaten kendi çalıp kendi oynamaktır ve açık bir kurgudan ibarettir. Türkiye'de olan çocuklara istismar, ahlaken bozuk denilen bazı Avrupa ülkelerinde olsa yer yerinden oynardı. Fakat Türkiye’de hâkim olan ‘deve kuşu gibi kafayı kuma gömme zihniyeti’ yüzünden gerçeklerden ziyade kendi kurguladığımız şeyleri yaşadığımızı düşünüyoruz ve hatta üste çıkmaya çalışıyoruz. Türkiye'de okullarda halen I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı'nın yenilmediği ama yenilmiş sayıldığı öğretiliyor. Ermenilere bir şey yapılmadığı, hatta onların katliam yaptığı anlatılıyor. ‘Türk aile yapısı’ denen şey de, böyle bir zihniyetin ürünü.


5 yılda suç oranı yüzde 400 arttı

Türkiye'de sokakta yaşayan çocuk sayısı üç bin. 500 bin çocuk sokakta çalışıyor, bunların 10 bini ise dileniyor. Yüzde 45’i tarım işçisi olmak üzere çocuk işçi sayısı bir milyon. Yaklaşık 4,5 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Suça sürüklenen çocuk sayısı son üç yılda 250 bin. Tutuklu ve hükümlü çocuk sayısı üç bin. Son üç yılda 500 bin çocuk hakkında adli ve polisiye işlem yapıldı. Son üç yılda çocuk gelin sayısı 130 bini geçti. Bu dönemde kaybolan çocuk sayısı 17 bini kız olmak üzere 27 bin. Çocuk seks kölesi sayısı 50 bine ulaştı. Son üç yılda adli makamların verilerine göre, cinsel şiddete uğrayan çocuk sayısı 70 bin. Bu, 2008'den 2013'e kadar yaklaşık yüzde 400 artış anlamına geliyor. Adli mercilere başvurma oranında dünya ortalaması baz alındığında, toplu suçlar da göz önünde tutularak elde edilen istatistiğe göre şu anda Türkiye bir milyon erkek, çocuklara yönelik cinsel şiddet suçlusu.

(Şefkat-Der Çocuk Araştırmaları Karnesi’nden)