“Kostüme tarihi dramalar olarak nitelendirilen bu tür yapımlar pahalı prodüksiyonlardır ve reytingleri düşük olursa devam ettirilmesi imkânsızdır.”
Sinema yazarı Murat Tolga Şen, dün akşam Kanal D’de ilk bölümü yayımlanan ‘Fatih’ dizisiyle ilgili olarak, “Bu yılın en acımasız TV kritiğini yapıyor olabilirim ancak Fetih’i bir kare bile anmadan Fatih’i anlatmaya soyunan, daha ilk bölümden entrika bataklığına gömülen en havalı anlarında ise protein fakiri Yeniçerilerin orasını burasını sakınarak kılıç dövüşleri yaptığı, vaziyet anlaşılmasın diye ağır çekime yaslanan bir TV işine ne yazmalı? Adını Feriha koydum, Lale Devri, Doktorlar dizilerini yönetmiş Merve Girgin’e hangi referansla teslim edildi acaba bu dizi?” ifadelerini kullandı.
Murat Tolga Şen’in Medyaradar’da yayımlanan yazısı şöyle:
“Fatih dizisi ilk bölümüyle bu akşam Kanal D ekranlarında arz-ı endam etti. Bir zamanlar körüklü çizmeli ‘ağa dizileri’ vardı şimdi moda, tarih dizisi kılığına girmiş saray entrikaları...
Önceki yazılarımda da kullandığım, çok sevdiğim bir Anadolu deyişi vardır, ‘doğacak oğlak b*k*ndan belli olur’ derler. Fatih dizisi de fragmanıyla kendini ele veriyordu aslında.
Öncelikle, yapımcı kıyıda kenarda kalmış ne kadar oyuncu varsa bu diziye doldurmuş. Başka dizilerde cast’ın dışına çıkmış herkes burada. Başrol seçimi büyük facia, kendi sesiyle oynayamayan birine Fatih Sultan Mehmed Han rolü emanet edilir mi?
Ondan daha da hatalı bir oyuncu seçimi ise Çiçek Hatun rolündeki Gamze Özçelik. Saçı başı, makyajı, jest ve mimikleriyle Game of Thrones’un komplocu güzeli Cersei Lannister taklidi olarak Osmanlı hareminde dolanıyor. Gamze Özçelik dizinin en kötü oynayan oyuncusu. Oldukça abartılı bir yorumu var ve repliklerinde sürekli yanlış vurgular yapıyor.
Fatih dizisi, yetersizliğinin farkında olarak dramatizasyonla ilgili kusurlarını müzikle örtbas etmeye çalışıyor ama bu kadar yamanan bir bohça görmedim hiç! Karakterler daha yerinden kıpırdamadan gümbür gümbür bir tema çalmaya başlıyor. Burada da bir Game of Thrones benzeşmesi mevcut. Duygusal sahnelerde ise yaylılar başrolde! Müzik çalışması görüntüye hizmet etmeli, önüne geçmemeli. Hele de böyle uzun bir dizi izleme seansında baş ağrıtıcı olabiliyor.
Fatih’in işi zor değil imkânsız! Kötü kostümler, zayıf oyunculuklar, odaksız ve özenti bir senaryo... Işığı, kamerası özensiz... Pilot bölüm böyleyse sonrası nasıl olur! Tarih sosunda saray entrikası... Yeni olan, farklı olan hiçbir şey yok. Sanki Muhteşem Yüzyıl hayranı liseli gençler okullarında bir Fatih müsameresi sahneye koymuşlar gibi. Gereği var mıydı? Her anını Muhteşem Yüzyıl ile kıyaslamadan duramıyor insan. Hele şu an kulağıma gelen tema müziği sanki o dizi oynuyor zannettiriyor.
Bu yılın en acımasız TV kritiğini yapıyor olabilirim ancak Fetih’i bir kare bile anmadan Fatih’i anlatmaya soyunan, daha ilk bölümden entrika bataklığına gömülen en havalı anlarında ise protein fakiri Yeniçerilerin orasını burasını sakınarak kılıç dövüşleri yaptığı, vaziyet anlaşılmasın diye ağır çekime yaslanan bir TV işine ne yazmalı? Adını Feriha koydum, Lale Devri, Doktorlar dizilerini yönetmiş Merve Girgin’e hangi referansla teslim edildi acaba bu dizi?
Kostüme tarihi dramalar olarak nitelendirilen bu tür yapımlar pahalı prodüksiyonlardır ve reytingleri düşük olursa devam ettirilmesi imkânsızdır. O yüzden, zaten olmaz ama, çok bağlanmayın derim.”