Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karaaslan, Merkez Yerleşke girişinde bulunan ve Ermenistan Devlet Armasına benzediği gerekçesiyle kaldırılan aslan ve kuş figürlü heykellerin sadece bir ihbar mektubuna dayanarak değil, Kütahya halkının, öğretim görevlilerinin ve hatta öğrencilerin rahatsızlıkları yüzünden kaldırıldığını belirtti.
Prof. Dr. Karaaslan, yaptığı yazılı açıklamada, 6 Şubat'ta bir ulusal basın organında yer alan 'Üniversiteden Heykel Söküldü mü?' başlıklı haberle ilgili olarak açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
CHP İstanbul milletvekili Oktay Ekşi'ye atfen yayımlanan haberde, Milli Eğitim Bakanlığının cevaplandırması talebiyle bazı sorular yöneltildiğini hatırlatan Prof. Dr. Karaaslan, şöyle devam etti:
'Bahsi geçen heykelin, sadece bir ihbar mektubuna dayanarak kaldırıldığı doğru değildir. Heykelin yapılmasından bu yana gerek Kütahya halkının, gerek öğretim elemanlarının ve gerekse öğrencilerin rahatsızlıklarını şifahi olarak bildirmiş oldukları bilinmelidir. Bu rahatsızlık, amaç ve niyeti ne olursa olsun, yapılan heykelin Ermenistan Devlet Armasıyla şaşırtıcı benzerlik göstermesinden kaynaklanmaktadır. Üniversitemiz, bu tasarrufta bulunurken kurumsal kimliğiyle bütünleşen DPÜ Taç Kapısının tam önüne ve üniversite kurumsal amblemini temsil eden Şehit Sancaktar Mehmet armasının tam karşısına yerleştirilen bu heykelle ilgili toplumsal duyarlılığı dikkate almıştır. Üniversitemiz, ismini Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Dumlupınar Muharebelerinden ve Büyük Zafer'den, sembolünü şehitlerimizden almış bir üniversitedir. Şehrin tarihsel kimliğini, duyarlılığını ve üniversite kamuoyunu dikkate alan bir hassasiyet sergilenmiştir. Bu emaneti yüklenen üniversitemiz, toplumsal tepkileri de anlaşılır bulmakta ve saygı göstermektedir. İddia edildiği gibi paranoid bir yaklaşım ve paranoya söz konusu değildir.'
'Atanas Karaçoban'dan başka herkes aynı düşünmektedir...'
Prof. Dr. Karaaslan, DPÜ Vakfına ait olan heykellerin, DPÜ Yönetim Kurulu kararıyla kaldırıldığına işaret etti.
Heykellerin, hiçbir sanat kurulundan, bilirkişiden veya ilgili bölüm elemanlarından görüş alınmadan yapıldığı ve Taç Kapısı önüne konulduğunun belirlendiğine dikkati çeken Prof. Dr. Karaaslan, şunları kaydetti:
'Medyada heykeltıraş Atanas Karaçoban'a atfedilen heykelin ifade ettiği anlama dair yaptığı yorumlar kendisinden başka hiçbir kimseyi bağlamayan, kendisinden başkasında aynı duygu ve düşünceleri uyandırmayan, hayali açıklamalardır. DPÜ, Bologna Sürecini tamamlama çabası içinde olan, kalite süreci ve sistemini oluşturma, iki dilde hazırlık sınıfı ile Yabancı Diller Yüksekokulunu bina etme, uluslararasılaştırma çizgisini sağlama, merkez laboratuvarını, teknokentini ve tasarım merkezini kurma çabaları, üniversite-sanayi işbirliğini gerçekleştirme hamleleri olan, genç ve dinamik bir üniversitedir. Üniversitemiz, mekan ve zaman açısından ülkemizin tarihi bir kavşağında yer almakta, toplumsal hassasiyetleri kavramakta ve paylaşmakta, misyon ve vizyonuyla dünya üniversitesi olmayı hedeflemektedir ve bu amaçla büyük bir değişim sürecini başlatmıştır.'