Akillas Millas’ın hatırladıkları

Kentlerdeki değişimin, dönüşümün hızına ayak uyduramadığımız bir zamanda yaşıyoruz. Yaşam alanlarımız hızla değişiyor. Yaşça büyük olanlardan, sık sık ‘eski’nin hikâyesini dinliyoruz. Büyükadalı Akillas Millas, bu dönüşüme yakından tanıklık eden çınarlardan biri. Millas, 29 Haziran’da Büyükada Çınar Müze Alanı’nda açılan ‘Hâlâ Hatırlıyorum’ başlıklı sergisiyle, adadaki değişime dair tanıklıklarını paylaşıyor.

ZEYNEP EKİM ELBAŞI 
zeynepekim@agos.com.tr

Ada’yı sevmek, onunla büyümektir

Kentlerdeki değişimin, dönüşümün hızına ayak uyduramadığımız bir zamanda yaşıyoruz. Yaşam alanlarımız hızla değişiyor. Yaşça büyük olanlardan, sık sık ‘eski’nin hikâyesini dinliyoruz. Büyükadalı Akillas Millas, bu dönüşüme yakından tanıklık eden çınarlardan biri. Millas, 29 Haziran’da Büyükada Çınar Müze Alanı’nda açılan ‘Hâlâ Hatırlıyorum’ başlıklı sergisiyle, adadaki değişime dair tanıklıklarını bizlerle paylaşıyor. Adalar Müzesi tarafından açılan sergi, Millas’ın arşivinden çıkan eski kartpostallar, fotoğraflar, resimler ve çizimler aracılığıyla adanın tarihine ışık tutuyor. Sergide, adadaki çeşitli yerleşim bölgelerinin ve köşkler, kiliseler, oteller ve iskeleler gibi birçok yapının öyküsü yer alıyor. Serginin ve serginin açılışıyla aynı anda yayımlanan kitabın tasarımı Sera Dink’e ait.

34 yıldır Atina’da yaşayan Akillas Millas’la, sergi için geldiği Büyükada’da, sergiye ve adanın geçmişi üzerine sohbet ettik. Kendisine “Akillas Millas?” kimdir diye sorunca “80 yaşında bir ihtiyardır” diye yanıtlıyor. İnanması güç, çünkü çok daha genç görünüyor. 1934 yılında İstanbul’da doğmuş, Zoğrafyon Lisesi’ni ve  İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirmiş. Menisküs hastalığı konusunda uzman olmuş ve 300’den fazla futbolcuyu ameliyat etmiş. Atletizmde dereceler alan Millas’ın dağcılık geçmişi de var. Beyoğlu’nda büyümüş ama yaklaşık yüz yıldır bütün yazlarını Büyükada’da geçiren bir ailenin üyesi olarak, aynı zamanda bir adalı. 1979 yılında Yunanistan’a göç eden Akillas Millas, İstanbul’dan ayrılıp Atina’ya yerleşmesinin öyküsünü şöyle özetliyor: “Kızım Atina’ya gitmişti, okumaya. O dönem karışıktı burada. Eşim beni sıkıştırdı ve sonunda ikna etti. Niyetimiz Atina’da değil bir adada yaşamaktı aslında; bu şartla gittim ama olmadı, Atina’da kaldık işte.”

Buraya bir daha gelmem

İstanbul’un nüfusu, o doğduğunda bir buçuk milyonmuş, şehirden ayrıldığı dönemde ise üç buçuk milyon. İstanbul’dan giderken “Buraya bir daha gelmem” demiş; şehrin sürekli olarak değişen halini görüp, aklında kalan imajı zedelemek istemiyormuş. Yunanistan’a göç ettikten beş ay sonra, Likya üzerine bir belgesel çalışması için Atina’dan direkt olarak Marmaris’e gitmiş, ama sonra dayanamayıp İstanbul’a gelmiş ve hemen Büyükada’ya çıkmış. “İnsan alışıyor” diyor ve adadaki dönüşüme şu sözlerle dikkat çekiyor: “Benim gözümde iki tane ada var. Biri, küçüklüğümdeki o sevdiğim, güzel ada, biri de şimdiki ada. İnanın, insan her şeye alışıyor. Vapurların şimdi yanaştığı iskeleyi ve motorları ilk gördüğümde perişan olmuş, ‘ada bitti’ demiştim. Ama alıştık. Herhalde dedem de 1800’lerde bugünkü yeni ve esas iskele inşa edildiğinde aynı şeyi düşünmüştür. Oralar dolmadır, yoksa saat kulesine kadar her yer denizdi.”

Biz açık havadaki sergi alanında bunları konuşurken, yanımıza Adalar Müzesi’nin küratörü Deniz Koç geliyor. Akillas Millas, ona, Aya Yorgi Kilisesi’nin bahçesindeki ağaçlardan toplanan bir poşet dolusu eriği uzatıyor: “Bunları Necati topladı, sen seversin.” Adadaki değişimden söz etmeye devam ediyoruz. Millas, adanın kalabalığının çok arttığını, temizlik sorunu yaşandığını, belediyenin her yere yetişemediğini söylüyor. Sosyal ilişkilerdeki değişimden de şikâyetçi: “Eskiden herkes herkesi tanırdı. İlişkiler başka türlüydü. Sıcaktı, samimiydi... Bugün belki sadece çarşıda olanlar birbirini tanır. Adaya günübirlik gelenler bence büyük dert. ‘Hadi, Pazar günü adaya gidelim’ deyip geliyorlar. Hem adayı bilmiyor, hem çok kirletiyor, hem de sevmiyorlar.”

5 nesildir yazlarımız burada geçiyor

“Adayı sevmek”le kastının ne olduğuna dair sorumu, “Sevmek, saymaktır” diyerek yanıtlıyor ve ekliyor: “Bir günlüğüne adaya gidip iki-üç saat sonra bütün pisliğini atıp geri dönersen, o zaman orayı sevmiyorsun demektir. Ayrıca, adayı sevmek, adayla birlikte büyümektir. İşte o zaman burayı başka türlü seviyorsun. 20 yıldır burada olan, kendini buranın eskisi diye tabir eden biri bile adayı benim gibi sevemez. Aslında adanın yerlisi değiliz ama beş nesildir yazlarımızı burada geçiriyoruz. Bence biz yazlıkçılar adayı diğerlerinden daha fazla seviyoruz. Anneannemin annesiyle başlamış ada maceramız, ama hep yazlıkçı olarak. Bugünkü Değirmen Plajı’nın orada bir değirmen ve un fabrikası vardı. Anneannemin annesinin ablası bu fabrikada çalışan biriyle evlenince kışları da burada kalmaya başlamış; bizim aileden, adaya yerleşmiş olan bir tek o var.”

Millas, sergiyi, için yıllar içinde topladığı çok sayıda malzemeden oluşan koleksiyonu değerlendirmek amacıyla hazırladığını söylüyor. “Koleksiyoncu topladığı şeyleri değerlendirmezse o koleksiyonun hiçbir faydası yoktur, dağılır ve başkasının eline gider” diyor ve seneye, Heybeliada’da da benzer bir sergi açmayı düşündüğünü belirtiyor. Öte yandan Millas’ın birçok kitabının Türkçeye kazandırılması için çalışmalar yürütülüyor. Yakında, Büyükada’yla ilgili, yaklaşık 600 sayfalık bir çalışması yayımlanacak.

Büyükada’nın tarihine ve bugününü merak edenler, bir yıl boyunca açık kalacak ve ücretsiz olarak gezilebilen bu sergiyi kaçırmamalı.

Kitabın önsözünden

“Evet, o küçüklüğümdeki ada çok gerilerde kaldı. Toprak yolları asfalttandı, basit, küçük ahşap evlerin çoğu betonlaştı, sakin köy özelliğini hemen hemen tamamıyla yitirdi. Eski insanları da yok, birer birer kimi Tepeköy’e, kimi Aya Nikola’ya göç etti, gitti, unutuldu. Ancak adayı daima sevdim, seveceğim. O anılardaki, hatıralarımdaki ada başka, bu hâlâ sevdiğim, hep seveceğim ada başka. Bütün güzellikleri ile karşımdadır.

Eskimiş kartpostallarda, solmuş fotoğraflarda kalan, hâlâ hatıralarımda yaşattığım adayı resimlerimle, çizimlerimle, kitaplarımın sayfalarında canlandırabilsem ne mutlu bana.”

 

Kategoriler

Güncel Gündem

Etiketler

Akillas Millas