Apostolik Ermeni Kilisesi’nin öğretisine göre, Mesih İsa’nın çarmıha gerilip öldürüldüğü ve üç gün sonra dirilip mezarından kalktığı hafta olan ‘Avak Şapat’ (Büyük Hafta) boyunca kiliselerde özel ayinler yapılır ve tövbe duaları okunur.
Artin Can Baharoğlu
Avak Şapat’ın, “Mesih İsa’yı daha iyi anlayabilmek için ruhani bir yolculuk, ruhani bir Haç yürüyüşü olduğunu söyleyen Rahip Zakeos Ohanyan, kutsal günlerin anlamını anlattı.
Kutsal Kitap’ta, Tanrı “ ‘Rabbin adıyla gelen mübarektir’ diyeceğiniz güne kadar kutsanmayacaksınız” diyor. İncil’den önceki eski metinlerde, Mesih’in bir gün bir eşek üzerinde Kudüs’ün kapılarından içeri gireceği ve halkın onu büyük bir coşkuyla karşılayacağı yazılmıştı. Dzağgazart, insanlığın kutsandığı gündür.
O güne ‘Dzağgazart’ (‘Dzağignerov Dzartarvuatz’, yani çiçeklerle süslenmiş) deriz, çünkü halk Mesih İsa’yı, Kudüs’ün girişinde zeytin dallarıyla karşılamıştır. İnsanlar o kadar coşkuludur ki üstlerini çıkarıp kıyafetlerini onun yoluna sererler. Sürekli olarak barış ve kardeşlik mesajları veren Mesih İsa’nın, barışı simgeleyen bir çiçekle karşılanmış olması anlamlıdır.
Bu Pazar da kiliselerimiz zeytin dallarıyla süslenecek ve Dzağgazart’ı kutlayacağız.
*Avak Yerguşapti (Büyük Pazartesi) günü özellikle andığımız bir şey yok ancak Avak Yerekşapti (Büyük Salı) günü Dası Gusanatz (‘On Bakire’) meselini hatırlıyoruz. Bu meselde, beşi akıllı, diğer beşi ise fazla akıllı olmayan on bakire, kandillerle, bir düğün için damadı karşılamaya gider. Akıllı olanlar yanların yedek yağ alır, diğer beşi ise almaz. Damat biraz gecikince, akılsız olanlar yağ almak için geri döner ve düğün şölenini kaçırırlar, akıllılar ise damadı karşılayıp şölene katılır.
Büyük Salı’da akşamüstü saat beş sularında ‘Dası Gusanatz’ ayini olur ve bu meselden almamız gereken dersler vaaz edilir: On bakire aslında bizleriz, akıllı olup olmadığımız da ruhsal ve manevi yolculuğu ne kadar ciddiye aldığımızla ve ne kadar hazırlıklı olduğumuzla ilgili. Kandillerimiz inancımızı, kandilin içindeki yağ da sabrımızı, sevgimizi ve Tanrı’ya bağlılığımızı simgeliyor. Bu, bize, Tanrı’ya sadıksak, güvenilir imanlılarsak, bu ruhani hayatı layıkıyla sürdürebilmek için elimizden geleni yapıyorsak, bize bir gün o şölene alınacağımızı gösteriyor.
O gün, kilisede on kızımıza şabik giydiriyoruz, hepsinin elinde, yanar vaziyette kandiller oluyor.
*Avak Yerguşapti (Büyük Çarşamba) günü de özellikle bir konuda yoğunlaşmayız. Ancak Avak Çorekşapti (Büyük Perşembe), kilisenin çok yoğunlaştığı bir gündür. Sabah ‘Intreatz Badarak’ı gerçekleştiriyoruz yani Mesih’in son akşam yemeğini hatırlıyoruz. Mesih İsa, annesi Meryem ve 12 havarisiyle birlikte son kez bir araya geldiği yemekte Surp Badarak’ın sırrını açıkladı. Ekmeği ve şarabı kutsadı; ekmeğin günahlarımıza karşılık olarak sunulan bedeni, şarabın ise günahlarımızın bağışlanması ve Tanrı’yla barışabilmemiz için sunacağı kanı olduğunu söyledi. Bu yüzden, ‘Intreatz Badarak’ çok önemlidir. Yedi haftalık Büyük Oruç’un ardından ilk kez Horan’ın (sunak) perdeleri açılır ve kendini ruhani anlamda hazır hissedenler günahlarını itiraf edip kutsal sofraya yaklaşarak komünyon alır
Akşamüstü de ‘Vodınlıva’ (ayak yıkama) ayinini yaparız. Mesih İsa tek tek öğrencilerinin ayaklarını yıkamış ve öğrencilerine “Ben sizin öğretmeninizim, Rabbinizim ve efendinizim ama bakın, bir hizmetçi gibi ayaklarınızı yıkıyorum. Ben böyle yapıyorsam, siz de bu şekilde olmalısınız” diyerek, onlara tevazu dersi vermişti. Her Hıristiyan’ın hizmet etme, Mesih İsa’yı temsil etme misyonu vardır; muhtaç insanlara yardım etmek, onların acılarını dindirmek, gözümüzü açıp bizim dışımızdaki dünyayı da görmek...
Akşam ise ‘Havarum’ (‘Latzi Kişer’i yani ağlama gecesi) ayinini düzenliyoruz. Bu akşam bütün evlerde mercimek pişer ve içine mutlaka sirke konur. Mercimek Meryem Ana’nın gözyaşlarını, sirkeyse Mesih İsa’nın çektiği çileleri ve acıları simgeler. Kiliselerde ışıkların karartılması, Mesih İsa’nın Ketsemani bahçesindeki karanlığı simgeler.
*Avak Hinkşapti (Büyük Cuma) sabahı Mesih’in çarmıha gerilişini hatırlarız. Kiliselerde Eski Ahit’ten, Yeni Ahit’ten ve havarilerin mektuplarından, Mesih’in çarmıha gerilişiyle ilgili metinler okunur. Akşamüzeri yapılan ‘Tağum’ ayininde, Mesih’in mezara konuşu dualarla anılır. Yuhanna İncili’nde şöyle anlatılır: “Arimatyalı Yusuf Mesih, Mesih İsa’nın cesedini kaldırmak için vali Pilatus’a başvurdu ve izin aldı. Yahudi geleneklerine göre kutsandı ve temizlendi, keten bezine sardılar ve çarmıha gerildiği yerde boş bir mezara koydular.”
Kiliselerde Mesih İsa’nın sembolik mezarı yapılır ve en güzel çiçeklerle süslenir. Aslında Mesih’in Tağum’una baktığımızda biz ölümü değil hayatı hatırlıyoruz, çünkü o ölüler arasından üç gün sonra dirilecek ve aramıza gelecektir.
*Avak Şapat (Büyük Cumartesi) günü ‘Khıtum’ yani arifedir. Kiliselerde İncil’den bazı kesitler okunur. “Krisdos Haryav i Merelotz” (İsa Mesih ölülerden dirildi) denerek, kiliselerde, horanların perdeleri açılır.
Yumurtalar Surp Zadig’den bir-iki gün önce boyanır, çünkü yumurta dünyayı simgeler. Mesih İsa’nın dökülen kanı bütün dünyayı kapsar; bütün insanlık onun kanıyla kutsanmış ve arınmış olur. Paskalya; Zadig, Harutyun, Artin ve Arto isimli kişilerin isim günüdür aynı zamanda.
Yedi haftada hazırlandığımız SurpZadig’i, yedi hafta boyunca kutlarız. Surp Zadig’den sonra “Merhaba” yerine “Krisdos Haryav i Merelotz” ve cevap olarak da “Orhniyale Harutyun Krisdosi” (İsa’nın Dirilişi kutlu olsun) diyoruz.
Fotoğraf Galerisi için tıklayınız
Bu yazı 22 Mart tarihinde Agos Gazetesi'nde yayınlanmıştır.