Barry Holden, 21. yüzyılın düşünsel tartışmalarına da ışık tutan 'Liberal Demokrasiyi Anlamak' kitabında, demokrasiye gerçek rengini veren liberal sıfatının önemini ve anlamını vurguluyor. Servan Altıkanat, bu kitaptan yola çıkarak 'liberal demokrasi'nin izini sürüyor.
Servan Altıkanat
servan.alt@hotmail.com
Liberalizm, her şeyden önce siyasette, ekonomide, dini ve kültürel hayatımızda farklılığın yanında yer ve tavır alarak, plüralist bir toplumun tesisini ülkü edinmiş olan bir fikirler manzumesini temsil etmektedir. Üniformizme (tek biçimlilik, yeknesaklık) karşı olduğu kadar, konformizme (akıntıya karşı değil, akıntı istikametinde kürek çekmek) de karşıdır. Tekelciğin her türüne karşı olduğu gibi, bireyin akıbet ve geleceği üzerine ipotek koyan veya bunlar üzerinde belirleyicilik imtiyaz ya da iddiasında olan her “el”e de karşıdır.
Esas itibariyle, iradecidir. Bireyin kaderinin kendi dışındaki kişi veya mercilerden ziyade kendi elinde olması gerektiğine inanır. İnsanın karar ve tercih alanlarını genişletmek suretiyle şahsiyetini geliştirip güçlendirmeyi önemser ve temel de hümaniteryen bir doktrindir. Tabii ki anti-otoriteryendir. Otoriterlik karşısında ezilen insanların, duygu, düşünce, teklif ve taleplerini temsil eder.
Peki demokrasi nedir? Barry Holden, Liberal Demokrasiyi Anlamak kitabında bu soruya Andrew Heywood’un tanımıyla cevap verir: “profesyonel siyasetçilere ihtiyaç duymaksızın, halkın kendi kendisini doğrudan veya dolaylı olarak yönettiği bir hükümet şeklidir” ve devam eder: “temel belirleyici kararların halkın çoğunluğu tarafından alındığı, çoğunluk yönetimi ilkesine dayalı bir karar verme sistemini; hiyerarşi ve imtiyazdan ziyade eşit fırsatlara ve bireysel liyakate dayalı bir toplum yapısını; çoğunluğun iktidarının çoğunluğun tahakkümüne dönüşmesini engelleyecek ve bu suretle azınlıkların hak ve çıkarlarını koruyup gözetecek bir kontrol mekanizmasını; kamu görevlilerin genel ve eşit oyun söz konusu olduğu, serbest ve rekabetçi seçimler yoluyla belirlendiği bir yönetim biçimini öngören ve kuvvetler ayrılığının yürürlükte olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün en temel insan hakkı olarak görüldüğü, halkın yönetimi mümkün yollarla denetleyebildiği bir siyasal örgütlenme biçimidir.”
Liberal demokrasi
Peki, liberal demokrasi nedir? Liberalizm ile demokrasi arasındaki beraberliğin, tarihsel bir tesadüften öte, bazı teorik temelleri içinde bulunduran bir durumu olduğundan, “liberal demokrasi”, demokrasinin belki de mümkün olan yegâne türüdür.
Kaldı ki, liberal devlet sistemi siyasal yapısı itibariyle demokrasi ilkesine dayanır ve demokrasi, son iki yüzyılın toplumsal ideallerinden biri olarak, yaklaşık bir asır da liberal siyasal rejimlerin tipik kurumlaşma/örgütlenme modeli olarak kendini göstermektedir.
Liberal demokrasi anlayışının “bireyci bir halk yaklaşımını” temsil ettiğini biliyoruz. Asıl mevzu, demokrasi ile bireysel özgürlük arasındaki ilişkilerdir. Holden da bu noktada, liberal demokrasi anlayışının, özgürlük ve demokrasi kavramlarını birbirine iliştirmeye çalıştığının altını çiziyor.
Kolektif bir varlık olarak “halkın özgürlüğü” mevzu bahis olduğunda, demokrasi ve özgürlük büyük oranda örtüşür. Halkın self-determinasyonu, kendisi ile ilgili belirleyici kararları kendisinin almasını ifade eder.
Bireysel özgürlüğe yönelen tehdidin ancak ve aslen devletten veya yönetimden geldiğini, bu yüzden de bireysel özgürlüğün, yönetim erkinin sınırlandığı yerde ve ölçüde var olabileceğini veya var olma ihtimalinin olabileceğini biliyoruz.
Bu şekilde bakıldığında, bireysel özgürlük ile demokrasi arasındaki ilişkinin, sınırlı hükümetle demokrasi arasındaki ilişki ile aynı olduğu görülür.
Holden, bu bağlamda görüşleri bulunan, Robert Nozick’ten bahseder. Nozick, sınırlı bir yönetimi fevkalade gerekli bulur. Anarşi, Devlet ve Ütopya adlı eserinde, bireysel hakların dokunulmaz olduğunu, bu nedenle de devletin, bu hakları korumaya yönelik minimal bir işlevi olduğunu; ayrıca devletin refahı arttırma ve sosyal eşitsizlikleri gidermek amacıyla faaliyette bulunmasının meşru olmayacağını söyler. Bu sebeple, “adaletin, birey haklarına devlet tarafından müdahale edilmesini gerektirebileceğini” söylemesinden dolayı, J. Rawls’u fena şekilde eleştirir.
İşin özü liberal demokraside, “demokratik hükümet, sınırlı hükümettir” ve özgürlük de demokrasi tarafından korunan bir gerekliliktir. Bir liberal demokrata göre, bir demokraside yönetim halkın taleplerini dillendirir ama yönetimin gücünü yine de sınırlandırmak gerekir.
Liberal demokrasiyi anlamak
Eserden çıkarılabilecek en önemli saptamalardan biri, Türkiye’de de çok sık rastladığımız, ağır liberalizm eleştirileri üzerine. Holden, “liberal demokratik teorinin ağır tenkitlere maruz kalmasının, büyük ölçüde onun yanlış kavranmasından kaynaklanmış olduğu”nu söyler. Bu noktada, teori ve pratik arasında net bir ayrım yapmalıyız. Zaten Holden’in eserinde, liberal demokrasinin model ve pratiğinin savunusuna yönelik argümanları kullanmadığını da tasrih etmek gerekiyor.