Daily Telegraph Türkiye'nin Orhan Pamuk'un ifade özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle hatalı olduğunu hatırlatırken, Independent konuya ilişkin haberinde Türkiye'nin Fransa'ya yönelik uygulamayı düşündüğü yaptırımlarla kendisine zarar vereceği görüşünü paylaştı.
Fransa'da soykırımların inkarını cezalandıran yasa teklifinin senatoda onaylanmasının ardından Türkiye kamuoyundaki tartışmalar yasanın ifade özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geldiği fikri etrafında şekilleniyor. Bir diğer görüş olarak ise insanlığa karşı işlenen suçların inkarının ifade özgürlüğü kapsamına giremeyeceği ifade ediliyor.
Açık Gazete'de yer alan habere göre Daily Telegraph ve Independent gazetesi Türkiye'den gelen tepkilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Daily Telegraph gazetesinin başyazısında, 'Türkiye'nin görüşlerine' katılıyoruz ifadesi kullanılırken, ne kadar nahoş olursa olsun bir fikrin dile getirilmesinin yasaklanmasının ifade özgürlüğüne aykırı olduğu savunuluyor. Bununla birlikte katliamlardan bahsettiği için Türklüğe hakaretten yargılanan Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'a da değinilen yazıda, Türkiye'nin de aynı derece kusurlu olduğu saptaması yapılıyor.
Independent gazetesi ise, Türkiye'nin Fransa'ya yönelik, hava sahası ve karasularının savaş uçakları ve gemilerine kapatmasından, Fransız şirketlerinin ihalelerden dışlanmasına kadar yaptırımlara hazırlandığını belirtiyor. Fakat gazeteye göre 'Fransa, Türkiye'nin beşinci en büyük ihraç pazarı ve iki ülke arasındaki ticaretin geçen yılın ilk 10 ayındaki büyüklüğü 13,5 milyar dolar', dolayısıyla 'Türkiye'nin kendisine zarar vermeden Fransa'ya yapabilecekleri sınırlı.'
Daily Telegraph 'da yer alan yazı ise şöyle devam ediyor: 'Bu gazete geleneksel olarak Türkiye'yi desteklemektedir. Rus yayılmacılığına karşı Osmanlının mücadelesini destekledik. 1878'de Balkan politikası yüzünden Gladstone'la ters düştük. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmasını savunduk. Bir dost tavsiyesinde bulunarak Türkiye'ye mezalimin nasıl tanımlandığı konusunda daha az hassas olmasını, bunun yerine, olanların ne kadar korkunç olduğunu kabul etmeye daha fazla gönüllü olmasını öneriyoruz.'