Batman’ın Kozluk İlçesi Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda askerlik yaptığı sırada, 24 Nisan 2011’de Kıvanç Ağaoğlu adlı askerin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Sevag Balıkçı davasında önemli bir gelişme yaşandı. Son dinlenen tanığın ifadesine göre karakoldaki rütbeli personelin görgü tanıklarına baskı yaparak olayı örtbas etmeye çalıştığı anlaşıldı.
24 Nisan 2011’de Kıvanç Ağaoğlu’nun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Sevag Balıkçı’nın davasında önemli bir gelişme yaşandı. Aynı karakolda askerlik yapan Hakan Tekkanat, olayın ardından, astsubay Sadrettin Ersöz’ün görgü tanığı askerlerle üç kez toplantı yapıp, Ağaoğlu lehine ifade vermeleri yönünde telkinde bulunduğunu anlattı.
Tekkanat verdiği ifadede, toplantılara katılanların Ersöz’ün “Giden gitti” diyerek Ağaoğlu lehine tanıklık yapmaları yönünde kendilerine telkinde bulunduğunu söylediklerini aktardı. Bugüne kadar ifade veren tüm tanıklar, Sevag ile Ağaoğlu’nun arkadaş olduklarını vurgulamışlardı. Oysa Tekkanat ifadesinde, ikisi arasında arkadaşlık olmadığına dikkat çekti.
Avukat Cem Halavurt, “Görgü tanıkları, hazırlık aşamasındaki ifadeleriyle savcının yaptığı sorgulamalarda farklı şeyler söylemişlerdi. İlk ifadeler, olayın üzerinden altı saat geçtikten sonra alınmaya başlanmıştı. Tanık ifadelerinin yönlendirilmiş olduğunu düşünüyorduk. Tekkanat’ın ifadeleri bu şüphemizi daha da derinleştirdi” dedi.
SARKİS GÜREH
sgureh@agos.com.tr
Batman’ın Kozluk İlçesi Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda askerlik yaptığı sırada, 24 Nisan 2011’de Kıvanç Ağaoğlu adlı askerin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Sevag Balıkçı davasında önemli bir gelişme yaşandı. Olay sırasında aynı karakolda askerlik yapan Hakan Tekkanat, Sevag’ın vurulmasının ardından, karakolun rütbeli personelinden Sadrettin Ersöz’ün görgü tanığı askerlerle üç kez toplantı yaptığını ve tanıklara Ağaoğlu lehine ifade vermesi yönünde telkinde bulunduğunu anlattı. Sevag’ın vurulmasının ardından ifade veren tanıklar ve rütbeli personel, yüzeysel ve birbiriyle çelişen ifadeler kullanmış, kamuyu olayın kaza olduğuna inandırmak için yoğun çaba harcamışlardı.
Terlikli astsubay
10 Aralık günü ifadesi alınan Hakan Tekkanat, Sevag’ın vurulduğu gün kazan dairesinde görevli olduğunu söyleyerek, olaydan birkaç dakika sonra yaşananları şöyle anlattı: “Ben bizzat Sevag’ın vurulma anını görmedim. Olaydan 1-2 dakika kadar sonra olay yerine gidip, olay sonrasına tanık oldum. Vardığımda Kıvanç Ağaoğlu tel örgülerin iç kısmındaydı. Sevag askerler ve korucular ile birlikte bir araca taşınıyordu. Ağaoğlu’yla aralarında belli bir mesafe vardı ve Ağaoğlu yardımda bulunmuyordu. Jandarma Astsubay Çavuş Sadrettin Ersöz de olay yerine benimle aynı anda gelmişti ve mesai saati olmasına rağmen uykudan yeni kalkmış bir vaziyette, altında kamuflajı ve terliği, üstünde de tişörtle gelmişti.”
Üç toplantı
Olaydan bir saat kadar sonra kazan dairesinde Astsubay Ersöz ve tanık askerler arasında bir toplantı yapıldığını belirten Tekkanat, Ersöz’ün tanıkları Ağaoğlu lehine ifade vermeleri için yönlendirdiğini anlattı: “Kazan dairesine gitmek üzereyken, Astsubay Sadrettin Ersöz de görgü tanıklarını toplamış ve kazan dairesine gidiyorlardı. Karşıdan bana gelmemem gerektiğini işaret etti. Bunun üzerine ben de girmedim. Yaklaşık 10 dakika kadar içeride kaldılar. İçeride bulunan Naim Özçelik, Mehmet İdekçi, Ömer Korkmaz, Halil Ekşi, Osman Feti Balkaya ve ismini hatırlayamadığım 2-3’nin bana anlattığı kadarıyla, Ersöz, toplantıda‘Giden gitti’ diyerek bundan sonra Kıvanç Ağaoğlu lehine tanıklık yapmalarının daha doğru olacağını, olayın kazadan ibaret olduğunu söyleyip görgü tanıklarını yönlendirmek istediğini duydum. Ersöz’ün, kazan dairesinde yapılan toplantıdan bir saat kadar sonra aynı husus için doldur -boşalt istasyonunun arka tarafında, bu toplantıdan iki saat kadar sonra da kilerde olmak üzere iki kez daha görgü tanıklarını toplamış olduğunu gördüm. Aynı konuşmayı yapmış olduğunu olaya tanık olan arkadaşlarımdan duydum. Anlatıldığı kadarıyla kendisi olay günü nöbetçi Astsubayı olduğu için, olayın üstünü kapatmaya çalışmaktadır.”
‘Samimi değillerdi’
Sevag’ın vurulmasının ardından ifade veren tüm askerler Sevag ile Ağaoğlu’nun çok sıkı arkadaş olduklarını vurgulamışlar, ancak bu samimiyete dair herhangi somut bir beyanda bulunamamışlardı. Tekkanat, ifadesinde Sevag ve Ağaoğlu’nun samimi arkadaş olmadığını söyledi: “Ben aynı zamanda da koğuş görevlisiydim ve bundan dolayı herkesi yakinen takip edebiliyordum. Olaydan önce sanık ile müteveffa arasındaki ilişki anlatıldığı kadar sıkı fıkı değildi. Sevag kendi halinde vakit geçiren biriydi. Her gün 6 saat kadar televizyon izler, 6 saat de nöbet tutardı. Gazinoda kağıt oynayan tertiplerinin aralarına dahi katılmazdı. Ağaoğlu’yla aralarının kötü olduğunu duymadım. Arkadaşlardan duyduğum kadarıyla olay şakalaşmadan ibaretti ancak kendi düşüncem ağır bir ihmal ve dikkatsizlik olduğu yönündedir.”
Şüpheleri doğruluyor
Davanın başlangıcından bu yana tanık ifadelerinin yönlendirilmiş olduğuna dair şüpheleri bulunan Balıkçı ailesi Avukatı İsmail Cem Halavurt, Tekkanat’ın ifadesiyle şüphelerinin derinleştiğini söylüyor: “Görgü tanıkları, hazırlık aşamasında alınan ifadeleriyle savcının yaptığı sorgulamalarda farklı anlatımlarda bulunmuştu. Silahın nasıl ateş aldığını görmediklerini söyleyenler, daha sonra ısrarla ‘kaza’ olduğunu söyledi. Tanıkların ifadeleri yüzeysel ve çelişkiliydi. İlk ifadeler, olayın üzerinden altı saat kadar geçtikten sonra alınmaya başlanmıştı. Bu nedenlerle tanık ifadelerinin yönlendirilmiş olduğunu düşünüyorduk. Tekkanat’ın ifadeleri bu şüphemizi derinleştirdi.”