Gazeteci İsmail Saymaz’a ev hapsi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü Gezi Parkı soruşturması kapsamında 19 Mart sabahı gözaltına alınan gazeteci İsmail Saymaz hakkında ev hapsi kararı verildi.

13 yıl önce yaptığı Gezi Parkı eylemlerine ilişkin paylaşımları gerekçelendirilerek başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan gazeteci İsmail Saymaz’ın savcılıktaki ifadesi sona erdi. Üç gündür gözaltında olan Saymaz'a adli kontrol ve ev hapsi verildi.

Saymaz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Gezi Parkı soruşturması kapsamında Salı sabahı gözaltına alınmıştı. Saymaz'a “Türkiye hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlaması yöneltilmiş,  13 yıl önce Gezi eylemlerine ilişkin sosyal medya paylaşımları soruşturma gerekçesi yapılmıştı.

Saymaz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Saymaz, savcılık işlemlerinin tamamlanmasının ardından 10. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Saymaz için, ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması talep edildi. Hakimlik sevk talebine uyarak ev hapsi kararı verdi.

Saymaz’ı meslektaşları da adliyede yalnız bırakmadı. Ayrıca İsmail Saymaz’ın Sulh Ceza Hakimliği'ndeki ifadesi ortaya çıktı. Saymaz'ın ifadesinde, "Hiçbir şekilde sokağa davet ve iktidara karşı protestoya veya kanun dışı bir eyleme çağrı yapmadım. Bu tweetlerim arasında bazı şiddet olaylarını eleştirdim" cümlelerini kullandığı öğrenildi.

"Gazetecilik faaliyeti kapsamında görüşmeler yaptım"

Saymaz'ın Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesinin bir bölümü şu şekilde:

"Gezi Parkı eylemlerini organize ettiği söylenen kişilerle herhangi bir bağım yoktur. Osman Kavala, Can Atalay ve Mücella Yapıcı ile yalnızca gazetecilik çerçevesinde görüşmüşümdür. Osman Kavala isimli şahısla görüşmem Gezi Parkı eylemlerinden 1,5 yıl sonra gerçekleşmiştir. Bunun nedeni de Gezi Parkı eylemleriyle ilgili haber yapmak istememdir; bu haber de 2 gün sonra yayımlanmıştır. Can Atalay ile Taksim’i yayalaştırma projesinde avukat olduğu için görüştüm. Dosyada bulunan tape kayıtları Gezi olaylarıyla alakalı değildir; bu görüşmeler Gezi Parkı eylemlerinden 8 ay veya 1 yıl sonra yapılmıştır. Bu görüşmelerde ben aranmıştım. Ben Gezi Parkı eylemlerinin ne organize edilmesinde ne de yaygınlaştırılmasında bulundum. 

Ben sadece gazetecilik faaliyeti çerçevesinde haber yapmak amacıyla görüşmeler yaptım. Sosyal medya paylaşımlarım ise Gezi Parkı eylemlerine ilişkin haber içeriklidir. Hiçbir şekilde sokağa davet ve iktidara karşı protestoya veya kanun dışı bir eyleme çağrı yapmadım. Bu tweetlerim arasında bazı şiddet olaylarını eleştirdim. Yine tweetlerimde FETÖ’cü polisler tarafından yapılan çadır eylemleri ve yoğun gaz sıkma olaylarını da eleştirdim. Hakkımda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma yürütüldüğünü haftalar öncesinden haber almıştım. Bu soruşturma 14 Şubat 2025 tarihinde başlamıştır. Bunu bilmeme rağmen Londra, Paris ve Frankfurt’a gidip geri geldim. Kaçma şüphem yoktur. Uzun yıllardır sabit ikametgah sahibiyim, bilinen ve tanınan bir gazeteciyim. Hakkımda istenen adli kontrol tedbirinin reddine karar verilerek, direkt serbest bırakılmamı talep ederim.”

Kategoriler

Güncel