PARRHESİAPAR

PARRHESİAPAR

Geleceğe renkli bir iz bırakmak

19 Ocak yaklaşırken Sebat Apartmanı’nda yapılan ‘Renkle Nefes’ etkinliğine katılan çocuklar, Sarkis’in izleyiciye derin anlamlar sunan eserlerini yıllar sonra da hatırlayacaklardır. 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı, 2019 yılında Agos’un Sebat Apartmanı’ndaki eski ofisinde kapılarını ziyaretçilere açmıştı. Binanın taşıdığı bellek ve sembolik anlamlar gözetilerek hazırlanan bu mekân, kullanılan materyallerin gerçekçi dokusuyla ziyaretçilerine farklı duygular ve deneyimler yaşatıyor.

LUSİ TEK

28 Aralık Cumartesi günü, 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı’nda, sanatçı Neslihan Koyuncu Bali’nin yürütücülüğünde yapılan ‘Renkle Nefes’ adlı çocuk atölyesine katıldım. İleride çocuklarla çalışacak bir eğitmen olarak, fikir edinmek amacıyla katıldığım bu atölye ilk olarak 20 Nisan’da, yine Hafıza Mekânı’nda, ‘Anma ve Alternatif Bir Gelecek İçin 23,5 Hafıza Mekânı’nda Buluşalım’ başlıklı etkinlik serisi kapsamında yapılmıştı. Atölyede, mekân tanıtıldıktan sonra, sanatçı Sarkis’in eserleri ve sanatı üzerine konuşuldu. Ardından çocuklar, Sarkis’in mekânda yer alan ikinci kalıcı eseri ‘Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yağmur Çağrısı’na izlerini bırakma fırsatı buldu. 

Bu tür etkinlikler çocuklara sanatla tanışma, geçmişle bağ kurma, toplumsal farkındalık kazanma, duygusal ifade becerilerini geliştirme ve sosyal becerilerini güçlendirme gibi pek çok imkân sunar. Ayrıca, onların yaratıcı, empatik ve bilinçli bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlar. 19 Ocak yaklaşırken Sebat Apartmanı’nda yapılan ‘Renkle Nefes’ etkinliğine katılan çocuklar, Sarkis’in izleyiciye derin anlamlar sunan eserlerini yıllar sonra da hatırlayacaklardır. 

23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı, 2019 yılında Agos’un Sebat Apartmanı’ndaki eski ofisinde kapılarını ziyaretçilere açmıştı. Binanın taşıdığı bellek ve sembolik anlamlar gözetilerek hazırlanan bu mekân, kullanılan materyallerin gerçekçi dokusuyla ziyaretçilerine farklı duygular ve deneyimler yaşatıyor. Her ziyaretimde beni en çok etkileyen alan, Hrant Dink’in çalışma odası ve arkasındaki balkonda yer alan ‘Tuz ve Işık’ adlı eser oluyor.

FOTO: Berge Arabian

Sanatçı Sarkis’in bu mekândaki ilk kalıcı eseri olan ‘Tuz ve Işık’, bir şapel atmosferi yaratmak isteğiyle tasarlanmış. Bir tarafı kırmızı, diğer tarafı mavi vitrayla kaplı geniş camlarla çevrili balkonda, ortaya kiliselerde kullanılan, içi tuz dolu bir kap ve üstünde ritmik olarak sönüp yeniden aydınlanan, ‘T’ şeklinde bir ışık yerleştirilmiş. Sarkis bu eseri ‘acılardan bir hazine yaratmak’ felsefesiyle, ışıktan ilham alarak hazırlamış. Eser aynı zamanda Kamp Armen’i ve oradaki çocukları temsil ediyor. Çalışma odasının yanındaki ‘Atlantis Uygarlığı’ adlı odada ise Kamp Armen’in hikâyesi ziyaretçilerle paylaşılıyor. 

Atölye sırasında çocuklar, mekânın çok amaçlı etkinlik alanına yerleştirilen, binanın pencereleriyle uyumlu, yuvarlak kenarlı aynaya gökkuşağının yedi rengindeki boyalarla parmak izlerini bıraktılar. Bu deneyim hem onlar hem de ebeveynleri için eğlenceliydi. Gökkuşağı motifi, umut dolu bir geleceğin ve barışın sembolü olarak dikkat çekiyordu. 

Çocukların bir sanat eserinin çevresinde bir araya gelerek, izleyici olmaktan öte, sanata temas eden ve hatta onu üreten kişilere dönüşmeleri, etkinliğin onlara kazandırdığı deneyimlerden sadece biriydi. Bu ‘temas’ ve ‘üretim’, parmak boyasıyla iz bırakmaktan ibaret, basit bir etkinlik gibi görünebilir. Ancak parmak izi biriciktir; farklı renklerle cama bırakılan her bir iz, metafor olarak seçilen bu gökkuşağı aracılığıyla, çocuklardan geleceğe göz kırpan bir umut mesajı taşır. Tıpkı Kamp Armen çocuklarını temsil eden ‘Tuz ve Işık’ eseri gibi, günümüz çocukları da farklı renklerle geleceğe bir iz bırakmıştı. 

Bu çalışma sanatçının 2015 yılında Venedik Bienali’nde, dah sonra ARTER’de ve Dirimart’ta sergilenen ‘Respiro’ (Nefes) adlı eserinden ilham alınarak hazırlanmış. Sarkis eserlerinde ışık, renk ve ses gibi unsurları kullanarak zaman, mekân ve bellek kavramlarını öne çıkarır. Neon ışıklar ve parmak iziyle oluşturulan ‘Respiro’, bizi zamanın başlangıcına, ışığın ilk kırılma ânına götürür; dönüşmeye, dönüştürmeye, nefes almaya ve hissetirmeye devam etmeye teşvik eder.

Atölyenin başında her çocuk bir renk seçerek aynada parmak izini bırakırken, kullandığı rengi sonradan değiştirmek isteyenler de oldu. Birbirleriyle ilk defa karşılaşmış olmalarına rağmen hepsi hoşgörüyle, diğerinin sınırlarını aşmadan, yardımlaşarak, güzel vakit geçirdi. 11-13 yaş aralığındaki, farklı kesimlerden yedi çocukla düzenlenen bu atölye bana insanların birlikte kardeşçe çalışıp üretebileceklerini hissettirdi.

Hafıza Mekânı’nda, Hrant Dink’i anmak ve yaşadığı dönemin tarihsel bağlamını yeniden ele almak amacıyla düzenlenen ve 18 Ocak’a kadar sürecek olan ‘Hakikat İçin Söyleşiler’ konuşma dizisinin programına ve yıl boyu süren diğer etkinliklerin takvimine Hrant Dink Vakfı’nın internet sitesinden ve 23,5 Hafıza Mekânı’nın sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir.