PARRHESİAPAR

PARRHESİAPAR

Yeni yıl ve Noel sofralarında buluşmak

Ermeni kültüründe Noel, tarihsel ve dinî anlamlarının yanı sıra geleneksel ve toplumsal değerlerin yaşatıldığı bir bayram. Bu gelenekler Anadolu, Mezopotamya ve Trakya topraklarında da yıllar boyu farklı şekillerde sürdürülmüş. Her bölgenin kendine has geleneklerinden izler, bugün hâlâ İstanbul’da Ermenilerin evlerinde görülebilse de, bazı gelenekler maalesef zamanla unutulmuştur. Örneğin, geçmişte Rodosto bölgesindeki Ermeniler yeni yıl sofralarında perhize uygun yedi çeşit yemek bulundururmuş. Yemeğe başlamadan önce yetişkinlerin yedi kadeh rakı içmesi gerekirmiş; bu ritüele ‘okhdı rakhi’ [adak rakısı] adı verilirmiş.

DENÇA DEĞİRMENCİ

Yeni yılın gelişi kimileri için yalnızca takvimde bir sayfanın kapanıp bir diğerinin açılması olabilir. Birçok Ermeni aile için ise bu dönem, küçükten büyüğe tüm aile fertlerini, neşeyle donatılmış sofraların etrafında bir araya getiren, geçmişi gelecekle buluşturan, beş büyük bayramdan biri olan ve Ermeni toplumunun 6 Ocak’ta kutladığı Noel’in (Dznunt) habercisidir.

Her yıl bu dönem yaklaşırken, çevremizden sıkça “Neden Noel’i 6 Ocak’ta kutluyorsunuz?” sorusunu duyarız. Ermeni toplumunun Noel’i diğer birçok Hıristiyan topluluğundan farklı olarak 6 Ocak’ta kutlama geleneği bir tarihsel arka plana dayanır. 4. yüzyılda Batı Roma Kilisesi, paganlar tarafından 25 Aralık’ta kutlanan ‘Güneş Tanrısı’nın Doğuşu’ bayramının etkisini azaltmak amacıyla İsa’nın sembolik doğum gününü bu tarihe taşımıştır. Ancak İsa’nın doğumunu ve vaftizini aynı günde kutlayan eski Hıristiyanlık ritüellerine sadık kalan Ermeni Kilisesi bu değişimi benimsememiş, kendi takvimini muhafaza etmiştir. Bu nedenle 6 Ocak, Ermeni halkı için yalnızca İsa’nın doğumunun değil, aynı zamanda vaftizinin de kutlandığı kutsal bir gün olarak anlamını korumaktadır.

Ermeni kültüründe Noel, tarihsel ve dinî anlamlarının yanı sıra geleneksel ve toplumsal değerlerin yaşatıldığı bir bayram. Bu gelenekler Anadolu, Mezopotamya ve Trakya topraklarında da yıllar boyu farklı şekillerde sürdürülmüş. Her bölgenin kendine has geleneklerinden izler, bugün hâlâ İstanbul’da Ermenilerin evlerinde görülebilse de, bazı gelenekler maalesef zamanla unutulmuştur.

ÇİZİM: Tamar Gürciyan

Örneğin, geçmişte Rodosto bölgesindeki Ermeniler yeni yıl sofralarında perhize uygun yedi çeşit yemek bulundururmuş. Yemeğe başlamadan önce yetişkinlerin yedi kadeh rakı içmesi gerekirmiş; bu ritüele ‘okhdı rakhi’ [adak rakısı] adı verilirmiş. Ayrıca, sofraya konan ekmeğin içine bakır veya gümüş bir para saklanır, metal parayı bulan, yılın şanslı kişisi kabul edilirmiş. Sasunlu Ermenilerin kültüründe ‘Mariamacaş’ [Bâkire Meryem yemeği] olarak da bilinen pazılı harisa (keşkek), Noel sofralarının vazgeçilmezlerindenmiş. Kozan’da, Noel gibi bayramlarda, özellikle yeni evlenmiş çiftlerde, damadın ailesi gelin evine yemek dolu bir tepsi gönderir, bu ritüele ‘sini donatmış’ adı verilirmiş.

Tüm bu geleneklerden anlaşılacağı üzere Noel ve yılbaşı kutlamalarında sofralar her zaman merkezî bir yer tutar. Çünkü Ermeni kültüründe sofra yalnızca yemek yenen bir yer değil, paylaşımın, sevginin ve kuşaklar arası bağların güçlendiği bir buluşma noktasıdır. Özellikle aile büyüklerimiz için, bütün ailenin aynı sofranın etrafında toplanması sıradan bir akşam yemeği için bile çok değerliyken, Noel gibi kültürel olarak önemli bir bayramda bambaşka bir anlam taşır. Sofranın etrafında toplanan aile bireyleri, komşular ve aile dostları ortak birçok değeri taşır.

Bu anlarda geçmişten gelen hikâyeler, kültürel değerler ve aile anıları küçüklere aktarılır. Büyüklerimizin anlattığı eski Noel kutlamaları, her seferinde geçmişin canlı tanıklıkları olarak bize ulaşır; o sofralarda kurulan bağlar, yalnız o ânı değil, ailenin gelecek kuşaklarını da etkileyen bir miras oluşturur.

Bana kalırsa özellikle diasporadaki Ermeniler için Noel gibi bayramlar kültürel kimliğimizi canlı tutmamızın güçlü yollarından biri. Bayramlar vesilesiyle toplumun bir araya gelmesi, yeni yılı ve Noel’i benzer ritüellerle ve kutlamalarla karşılamamız, dünyanın neresinde olursak olalım ortak bir deneyim yaşadığımızın bilincinde olmak bize güç veriyor. 

Noel ve yeni yıl kutlamaları sadece geleneksel kutlamalar değil, aynı zamanda hayatın telaşı içinde unuttuğumuz değerleri yeniden hatırlama fırsatıdır. Etrafında toplandığımız sofralara koyduğumuz tabaklar emeğin, tarihin ve kültürün yansımasıdır. Yılın son günlerinde, geçmişi hatırlarken geleceğe dair umutlarımızı tazeleyelim, bayramlarımızda biriktirdiğimiz anılar geleceğimize değerli miraslar bırakmaya devam etsin. Dilerim ki herkes yeni yılı karşılarken sevdikleriyle aynı sofranın etrafında toplanıp bu anlamlı değerleri paylaşmanın mutluluğunu yaşasın; Noel bayramımız kutlu, yeni yılımız umut dolu olsun.