Türkiye Ermeni toplumunun en önemli değerlerinden, caz ustası Hrant Lusigyan, bir panelle anılacak.
HABER MERKEZİ
Bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Beyoğlu Caz Festivali kapsamında, 16 Kasım Cumartesi günü Üç Horan Kilisesi’nde yapılacak olan panelde Lusigyan’ı şahsen tanıyan ve hakkında yazılar kaleme alan müzik yazarı Sadettin Davran ve caz ustasını yakından tanıyanlardan Dr. Barkev Balımyan, Hrant Lusigyan’ın hayat hikayesi hakkında bilgiler verecek.
Panelin moderatörlüğünü akademisyen Orhan Tekelioğlu üstlenecek.
“Beyoğlu’ndan bir Hrant Lusigyan Geçti” başlıklı panelin duyurusunda şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye caz tarihine dair bir ‘yıldız’ isimler listesi yapılacaksa, en başındaki isimlerden biri şüphesiz Hrant Lusigyan (1917-1993) olacaktır.
Bu yıl ilk kez düzenlenen Beyoğlu Caz Festivali, Beyoğlu müzik tarihinin en önemli müzisyenlerinden biri olan Lusigyan’ı bu söyleşi çerçevesinde hatırlatmayı tarihi bir sorumluluk olarak görüyor.
Akademisyen Orhan Tekelioğlu moderasyonunda yapılacak bu iki konuklu söyleşinin konuklarından biri, Lusigyan’ı hem şahsen tanıyan hem de yıllarca ona dair birçok yazı kaleme alan, en önemli müzik yazarlarımızdan Sadettin Davran olacak. Dr. Barkev Balımyan ise, yakınlarda bir Hrant Lusigyan biyografisi olarak, Aras Yayınları tarafından yayımlanacak kitabın yazarı ve Lusigyan’ın son yıllarında en yakınında olan dostlarından biri.”
Saat 16:00’te başlayacak panele, internet üzerinden kayıt yapılabilir. Etkinlik ücretsiz.
“Lise yıllarımda tanıştık ve birlikte çaldık”
Panelde konuşmacı olarak yer alacak Barkev Balımyan, Lusigyan’ı tanıyan hatta onunla beraber sahne almı bir isim. Balımyan ünlü müzisyen ile ilgili orularımızı yanıtladı.
Şöyle başlayalım Baron Barkev. Hrant Lusigyan kimdir?
Hrant Lusigyan Türk cazının kuruluş döneminde yadsınamaz emeği olan olağanüstü bir klarnetçi, harika bir alto saksafoncu ve özgün bir caz şarkıcısıdır.
Sizin kadim dostlarınızdan biri olduğu biliniyor. Nasıl doğdu bu dostluk?
Hrant’la aramızda otuz yıllık bir yaş farkı var. Buna rağmen hayatımın çeşitli zamanlarında özgün bir renk olarak yer aldı rahmetli. İlk kez ana okulu yıllarında duydum onun adını. İlkokul çağlarında radyo yayınları ile sürdü bu aşinalık. Lise yıllarımda ilk kez tanıştık ve birlikte çaldık. O dönemde ben de Roberto Lorano Orkestrası’nda trompet çalıyordum.
Hrant Lusigyan’ın Beyoğlu sevgisi bilinir. Beyoğlu’nda mı doğdu?
Hayır o aslında Fener’de doğmuş, Haliç kıyısında yani. 1924’te yedi yaşında iken Beyoğlu’na taşınmışlar. Kalyoncu Kulluğu Caddesi’ndeki evleri olmuş onun Beyoğlu’ndaki mekânı. Daha sonra Burgazadası’na taşınana dek tam altmış yıl kesintisiz Beyoğlu’nda yaşamış Hrant.
Beyoğlu’nu neden terk etti?
Biraz sağlık nedenleri ancak çoğu zorunluluktan
Bu kısmı açar mısınız?
Kısacası parasızlık. O dönemde şimdilerde olduğu gibi bir sosyal güvenlik uygulaması yoktu. Çalışmadığı yıllarda sefil olmuş ve bu nedenle Burgazada’da yaşayan ve balıkçılık yapan eski bir dostumun yanına sığınmış.
Sonra ne oldu?
Önceleri Ada’da mutlu günleri olmuş ve sağlığı da oldukça düzelmiş. Ancak dostunun bir gece aniden ölümüyle bu kez tam anlamı ile sokakta kalmış Hrant ve Ada’nın arkasında, terk edilen eski bir balıkçı kulübesine sığınmış.
Bu kulübede kendisini aç, hasta ve terkedilmiş halde bulan Ada’nın demircisi Hayko adlı bir dostu aracılığıyla Yedikule Ermeni Hastanesi’nin Huzurevi’ne yatırılmış. O günlerde ben de Hastane’de çalışıyordum. Böylece yeniden birlikte olduk ve beş-altı yıl süresince çok özel ve güzel günler paylaştık. 22 Ekim 1993 günü aramızdan ayrıldı
6-7 Eylül Lusigyanları da vurmuştu
“Türkiye’de Caz” belgeselinin yönetmeni Batu Akyol, 2013 yılında Agos’a verdiği röportajda Hrant Lusigyan için şunları söylemişti:
“Cazın ustalarından Sadettin Davran ‘Hrant Lusigyan sadece bir caz müzisyeni değildi, bu sesin İstanbul’daki adıydı’ diye bahsediyor Lusigyan’dan. Saksafon ve klarnet virtüozü olan Lusigyan, müzisyenlerle dolu bir ailede doğuyor. Yedi yaşında keman çalarak başlıyor müzik serüvenine. Saksafona geçişi ise abisine özenmesiyle başlıyor, arkasından da klarnet geliyor. Lusigyan, Arto ve Dikran Haçaduryan kardeşler ve birkaç Musevi dostuyla, ‘Swing Amateur’ adlı bir grup kuruyor. Tokatlıyan Otel’de konserler veriyorlar. Sonra bu grup dağılıyor. Lusigyan yeni bir grup kuruyor. Önce Yeşilköy’deki Röne Park’ta konserler veriyorlar, ardından Park Hotel, Çınar Hotel, derken Hilton’a kadar ulaşıyor müzikleri. Lusigyan o dönemler için şöyle diyor: ‘Ah yavrum, siz geç gelmişsiniz dünyaya. Burası Paris’ti bir zamanlar.’ 6-7 Eylül Olayları sırasında dükkânı talan edilen Lusigyan, 1993’te Surp Pırgiç Hastanesi’nin huzurevinde vefat ediyor.”