ÇGD ve TTB'den "Etki Ajanlığı" yasa tasarısına karşı açıklama: Telafisi zor uygulamalara yol açacak

Çağdaş Gazeteciler Derneği TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenen ve kamuoyunda "Etki Ajanlığı" tasarısı olarak bilinen yasa tasarasına karşı bır açıklama yaptı. Türk Tabipleri Birliği de tasarıya tepki gösterdi.

ÇGD'nin açıklaması şöyle:

"Etki Ajanlığı ne getiriyor?

TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanacak yasa teklifinin 16. Maddesi ile “Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” adı altında yeni bir suç oluşturulmaktadır.

Gündemdeki yasal düzenleme “soyut” ve “belirsiz” komisyon toplantılarında da endişelerin ifade edildiği gibi; ileride yanlış ve telafisi zor uygulamalara yol açabilecek niteliktedir.

Yeni getirilen düzenleme ile GAZETECİLER;

-ekonomi, mali;
-askeri, milli savunma;
-kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni;
-teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan;
-kritik altyapılar ve enerji gibi başlıklarda haber yaptıklarında “suç işlemiş” sayılabilecek, “casusluk” ile suçlanabilecektir.

Yasanın hukuki sıkıntıları hukukçular, sivil toplumla ilgili sıkıntıları STK’lar tarafından sıklıkla dile getirilmektedir.

Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz; demokrasimize darbe vuracak, gazetecileri, sivil toplum kuruluşlarını ve toplumun tüm kesimlerini hedef alan bu yasal düzenlemeden vazgeçin!"

TTB'den tepki

Türk Tabipleri Birliği de (TTB), ''etki ajanlığı'' düzenlemesine tepki gösterdi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri tarafından 18 Ekim 2024 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve 23 Ekim 2024 günü Adalet Komisyonu’nda görüşülerek kabul edilen 'Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' başlıklı torba yasa teklifinin, bu hafta TBMM Genel Kurulu gündemine alınması beklenmektedir.

Torba yasa teklifinin 16'ncı maddesinde; Türk Ceza Kanunu’nun 'Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk' bölümünde 'Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme' başlığıyla yeni bir suç ihdas edilmesi, 'devletin güvenliği veya iç ya da dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler'in 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, söz konusu eylem 'savaş sırasında işlenmiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmışsa' cezanın 8 yıldan 12 yıla kadar artırılması, söz konusu eylemin 'milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde' cezanın bir kat artırılması teklif edilmektedir.

Kamuoyunda 'Etki Ajanlığı Yasası' olarak da nitelendirilen düzenlemenin, Mayıs 2024’te farklı toplumsal kesimlerden gelen tepkiler üzerine 9'uncu Yargı Paketi taslağından çıkarılmasının ardından bu defa da bir torba yasa teklifine dahil edildiği görülmektedir.

Düzenlemenin en büyük sorunu; 'devletin iç ve dış siyasi yararları', 'yabancı organizasyon', 'stratejik çıkar', 'talimat', 'savaş etkinliği' gibi kapsamı/sınırı belirsiz ve geniş yorumlamaya açık ifadelere yer vermesidir. Yakın tarihimizde belirsiz ve yoruma açık ibarelerle hayata geçirilen birçok düzenlemenin ifade özgürlüğüne büyük darbeler vurduğu, keyfi uygulamalara ve suistimallere yol açtığı, muhalif kişi ve kurumlar nezdinde ciddi hak kayıpları yarattığı unutulmamalıdır.

Teklifin yasalaşması halinde mesleki bağımsızlığın önem taşıdığı sivil toplum, medya, kültür-sanat, akademi, bilim gibi birçok alanda halihazırda kısıtlı olan özgür çalışma ve üretme ortamı daha da zedelenecektir. Mesleklerini icra edenlerin her an 'etki ajanı' olarak suçlulaştırılmasına, düşünme ve ifade özgürlüğünün gerek dışsal gerek içsel bir basınçla daha da kısıtlanmasına zemin sağlanacaktır. Sağlık alanı özelinde hekimlerin ve bilim insanlarının uluslararası kurum ve kuruluşlarla yaptıkları işbirlikleri, kaynaklara erişimleri, bilgi alışverişleri ve bilimsel üretimleri sınırlanacak, beyin/hekim göçü daha da tırmanacaktır.

Temel hak ve özgürlükleri açıkça kısıtlayan; Türkiye’nin siyasal, sosyal, kültürel, bilimsel ortamına tehdit oluşturan; kanunilik, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini yok sayması nedeniyle Anayasa’ya ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olan 'Etki Ajanlığı' düzenlemesinin derhal ve kesin olarak TBMM gündeminden çıkarılmasını istiyoruz.

Mesleğimizin bağımsızlığı, meslektaşlarımızın hakları ve toplumun sağlık hakkı için sözümüzü söylemeye, bilimsel doğruları savunmaya devam edeceğiz."

Basın meslek kuruluşları ortak açıklama yaptı

Basın meslek kuruluşları da geçen hafta konuyla ilgili kapsalı bir açıklama yapmıştı. Açıklama şöyle:

"Gazetecilik faaliyetlerini hukuki belirsizliklerle suç unsuru haline getirecek olan ‘etki ajanlığı’ düzenlemesi AKP iktidarı tarafından yeniden TBMM gündemine getiriliyor. 
Geçtiğimiz Mayıs ayında 9’uncu Yargı Paketi taslağında yer alan ve tepkilerle geri çekilen bu düzenleme, şimdi farklı bir torba yasa teklifi kapsamında yeniden karşımıza çıkmıştır. Bu yasa, iktidar eleştirisini bastırmak ve gazetecilik faaliyetlerini hukuki belirsizliklerle dolu bir alan içine itmek amacıyla oluşturulmaktadır.

“Etki ajanlığı” kavramının ceza kanununa eklenmesi, basın özgürlüğünü ciddi bir tehdit altına sokan bir adım olup, “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine”, “yabancı organizasyon” ve “savaş etkinliği” ifadelerinin getirdiği muğlaklık, bu düzenlemenin her türlü gazetecilik faaliyeti üzerinde baskı oluşturma potansiyeli taşıdığına işaret etmektedir.

Bu düzenleme, gazetecilerin mesleklerini icra ederken her an “etki ajanı” olarak damgalanma riski ile karşı karşıya kalacakları bir ortam yaratacaktır.

Ciddi bir şekilde belirsizlik içeren bu düzenleme Türkiye’de ifade özgürlüğünün daha da kısıtlanmasına yol açacak ve halkın doğru bilgiye ulaşma hakkını ciddi şekilde ihlal edecektir. Basın ve ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir. Ancak yapılması planlanan düzenleme, bu temeli sarsmayı ve toplumu baskı altına almayı hedeflemektedir.

Unutulmamalıdır ki, gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda toplumun bilgilenmesini sağlama görevidir. İktidarın bu tür yasalarla toplumu sindirmeye çalışması, gazetecilik mesleğinin onuruna ve varlığına yapılmış açık bir saldırıdır. Aşağıda imzası bulunan Medya Dayanışma grubu üyesi basın meslek örgütleri olarak, bu saldırılara karşı duracağız ve bu yeni suç düzenlemesine karşı tüm meslektaşlarımızla birlikte güçlü bir ses çıkaracağız. 
Gazeteciler olarak, halkın haber alma hakkını savunmak ve gerçeği ortaya koymak adına üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getireceğiz.

Bu nedenle, tüm meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışma içinde bu hukuk dışı yasal düzenlemeye karşı çıkacak ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz. Bizler, özgür bir basının ve ifade özgürlüğünün savunucusuyuz. Bu mücadelemizi, her koşulda sürdüreceğiz"

Basın Konseyi
DİSK/Basın-İş
Diploması Muhabirleri Derneği
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Gazeteciler Cemiyeti
Ekonomi Muhabirleri Derneği
Haber-Sen
İzmir Gazeteciler Cemiyeti
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği
Türkiye Gazeteciler Sendikası