Agos olarak okul yöneticilerini arayıp işleyişi öğrendik. Müdürler sadece mevcut durumu aktardılar. Biz de eldeki tabloyu dikkate alarak “Azınlık bayramları neden dikkate alınmıyor?” sorusunu ortaya attık. Sonradan öğrendik ki bu sorumuz okul yöneticileri tarafından ortaya atılan bir şikâyetmiş gibi algılanmış ve ilgili çevrelerde bir tür alınganlık yaratmış. Böyle bir düşünceye kapılmaya aslında hiç gerek yoktu. Çünkü soru bizim, yani Agos’un sorusuydu. Bu soruyu sormakta haklıydık, çünkü bu ülkede Ermeniler ve Rumlar –ve elbette başka haklar, dinî topluluklar da– yaşamaktadır ve bayramlar, hele ki böylesi büyük bayramlar önemlidir. Bu bayramlar niçin dikkate alınmasın?
Geçen hafta Agos’ta, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından geçtiğimiz dönem başlatılan ‘ortak sınav’ uygulamasını, daha doğrusu bu uygulamada seçilen sınav tarihlerinden birinin 6 Ocak’a denk gelmesini konu etmiştik.
Bu tarihte, Ermeni toplumunun en büyük bayramlarından biri olan İsa Mesih’in Doğuşu Yortusu kutlanıyor ve Ermeni okulları kapalı oluyor. Rum toplumu da aynı gün İsa Mesih’in Vaftizi Yortusu’nu (Ta Fota) kutluyor; Rum okulları da kapalı.
Millî Eğitim, azınlık okulları öğrencilerine ‘mazeret sınavı’ imkânı tanıyor, bu tarihlerde yapılan sınavlara giremeyen öğrenciler bireysel bir mazeret kağıdıyla ileriki tarihte yapılan bir mazeret sınavına giriyordu. Ancak bu durum kimi veliler açısından bir belirsizlik yaratıyor, mazeret sınavında soruların daha zor olabileceği endişelerine yol açıyordu.
Agos olarak okul yöneticilerini arayıp işleyişi öğrendik. Müdürler sadece mevcut durumu aktardılar. Biz de eldeki tabloyu dikkate alarak “Azınlık bayramları neden dikkate alınmıyor?” sorusunu ortaya attık. Sonradan öğrendik ki bu sorumuz okul yöneticileri tarafından ortaya atılan bir şikâyetmiş gibi algılanmış ve ilgili çevrelerde bir tür alınganlık yaratmış. Böyle bir düşünceye kapılmaya aslında hiç gerek yoktu.
Çünkü soru bizim, yani Agos’un sorusuydu. Bu soruyu sormakta haklıydık, çünkü bu ülkede Ermeniler ve Rumlar –ve elbette başka haklar, dinî topluluklar da– yaşamaktadır ve bayramlar, hele ki böylesi büyük bayramlar önemlidir. Bu bayramlar niçin dikkate alınmasın?
Çok kültürlü bir ülke olmakla övünen Türkiye için bu durumu dikkate alan bir formül geliştirmek herhâlde o kadar da zorluk yaratacak bir uygulama olmazdı. Evet, ‘dinî bayramlar’ söz konusu olunca hükümet çevreleri azınlık kurumlarına saygılı davranıyor. Ancak böyle konularda yapılacak bir hatırlatma, bu karşılıklı saygı ilişkisini daha da ileri bir seviyeye taşıyabilir.
Sonuç olarak öğrendik ki geçen hafta İl Millî Eğitim Müdürlüğü azınlık okulları için bir ‘mazeret sınavı’ tarihi belirlemiş. 13 Ocak’ta yapılacak bu mazeret sınavına da giremeyen ve “geçerli mazeretleri bulunan öğrencilerin sınavları okulları tarafından yapılacak”mış.
Böylece velileri ve okulları biraz daha rahatlatacak bir formülün bulunmuş olduğunu anlıyoruz. Bunun ileriye doğru atılmış bir adım olduğunu kabul edebiliriz sanıyorum.
Bu ve benzer konularda daha atılacak pek çok adım var. Azınlıkların da ‘hâl ve gidişleri’nin biraz daha dikkate alındığını hissetmeye ihtiyacı var.
Bir hatırlatmayla bitirelim. Fener Rum Okulu geçen hafta kuruluşunun 570. yıldönümünü kutladı. Birçok azınlık okulunun kökleri 100-150 yıl öncesi dayanıyor. Pangaltı Mıhitaryan Okulu önümüzdeki yıl 200. yaşını kutlayacak.
Azınlık okulları deyince böylesine köklü bir gelenekten bahsediyoruz. Bu gelenekle hep beraber, bütün toplum olarak ne kadar övünsek azdır.