PARRHESİAPAR

PARRHESİAPAR

Ankara’nın ilk fotoğrafçıları

İstanbul’da Abdullah Biraderlerin yanında yetişen Cevahirciyan, 1889’da veya 1890’da, Ankara’daki ilk fotoğraf stüdyosunu kurmuş. 1910’ların ortalarına kadar resmî binaların temel atma törenleri, açılış törenleri, resmî kutlamalar gibi olayları fotoğraflamış. Dildilyan Biraderlerden Tsolag, Ankara’dan önce Sivas’ta da stüdyosu olduğu düşünülen Cevahirciyan’ın yanında çıraklık yapmış ve mesleği ondan öğrenmiş.

LUSİ TEK

Hepimizin evlerinde, aile büyüklerimize veya çocukluğumuza ait eski siyah beyaz fotoğraflar ve bunlardan oluşturulup özenle saklanan albümler vardır. Bu fotoğrafların çoğunun arka yüzünde el yazısıyla atılmış bir tarih yer alır; bazen fotoğrafın çekildiği şehir veya mekân da not edilmiş olur. Üzerlerinde stüdyo adını belirtildiği kareler, genellikle düğün, nişan gibi özel günler vesilesiyle, ailece, benzer oturma düzenleri içinde çekilmiştir. Bu albümler, yıllar sonra bile, belki de hiç tanıma fırsatı bulamadığımız aile büyüklerimizi görme, onların mutlu günlerine tanıklık etme şansı sunar. Erman Tamur’un, Koç Üniversitesi Yayınlarından çıkan ‘Antranik’ten Foto Rıdvan’a, Mugamyanlar’dan Gökçeatam’a Ankara’da Fotoğrafçılık ve Posta Kartları (1890–1960)’ başlıklı kitabında karşılaştığım bu tip eski fotoğraflar, bana aile albümlerinde gördüğüm, ben doğmadan çok önce dünyadan ayrılan aile büyüklerimin Ankara’da çekilmiş fotoğraflarını hatırlattı. Bu kitap sayesinde, Ankara’da fotoğraf stüdyosu açan ilk üç fotoğrafçının Antranik G. Cevahirciyan, M. Mugamyan ve Vincent Pernayan olduğunu da öğrendim.

Kitapta bu isimlerden, ilk olarak, Sivas kökenli Antranik G. Cevahirciyan’la tanışıyoruz. İstanbul’da Abdullah Biraderlerin yanında yetişen Cevahirciyan, 1889’da veya 1890’da, Ankara’daki ilk fotoğraf stüdyosunu kurmuş. 1910’ların ortalarına kadar resmî binaların temel atma törenleri, açılış törenleri, resmî kutlamalar gibi olayları fotoğraflamış. Dildilyan Biraderlerden Tsolag, Ankara’dan önce Sivas’ta da stüdyosu olduğu düşünülen Cevahirciyan’ın yanında çıraklık yapmış ve mesleği ondan öğrenmiş.

Vincent Pernayan Fotoğrafhanesi’nde, 1905 yılında çekilmiş bir kare: Ankaralı Katolik Ermeni Hacı Onnik Aydınyan ve ailesi (kaynak: Jerar Tanju Panosoğlu Koleksiyonu)

Ankara’nın ikinci fotoğraf stüdyosunun kurucusu olan M. Mugamyan’a dair, Şark Ticaret Yıllıklarındaki ilk kayıtlar 1898 tarihli. Mugamyan, Cevahirciyan’dan farklı olarak, çektiği Ankara fotoğraflarını posta kartı olarak basmış. Ankara için bir ilk olan bu işi kardeşiyle ortak olarak, ‘Mugamyan Biraderler’ ismiyle yapmışlar. Mugamyan’ın çekmiş olduğu Ankara fotoğrafları, şehrin farklı noktalarını, çekildiği dönemin atmosferini görmek ve günümüzle kıyaslayabilmek için önemli bir arşiv ve şehre dair geniş bir görsel hafıza oluşturuyor. 

Ankara’nın üçüncü Ermeni fotoğrafçısı ise Vincent Pernayan. Pernayan’ın mesleğe 1905 yılında başladığı ve 1909’a kadar faal olduğu bilinse de, sonrası hakkında bir bilgiye rastlanmıyor. Diğer iki fotoğrafçıdan farklı olarak, sadece stüdyo çekimi fotoğrafları biliniyor. Ankara’daki meslek hayatı diğer ikisine göre daha kısa sürmüş.

1920’lerden itibaren, şehirdeki stüdyoların sayısının giderek yükseldiği görülüyor. Mehmet Adil Bey’in ‘Zafer Fotoğrafhanesi’ ve İsmail Remzi Bey’in ‘Hilal Fotoğrafhanesi’, dönemin ünlü stüdyoları. Ankara’da fotoğrafçılığın gelişimini anlatırken, okuru geçmişe doğru, keyifli bir görsel yolculuğa çıkaran kitapta, 1900’lerin başında, fotoğraf kültürü henüz Ankara’da yaygınlaşmamışken, şehrin Hıristiyan halkının konuya ilgi gösterdiği, bu alana İstanbul’daki örneklerinden aşina oldukları, dikkat çeken bir bilgi olarak karşımıza çıkıyor. Kitaptaki fotoğraflar ve eski kart postallar bana bir şehrin ve toplumun geçmişini anlayabilmek için bu tür malzemelerin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Bugün isimleri neredeyse unutulmuş, haklarında kısıtlı bilgi bulunan bu üç Ermeni fotoğrafçıyı, eski fotoğraf arşivlerinde ölümsüzleşen fotoğrafları aracılığıyla keşfetmek de bir o kadar güzel bir deneyim oldu benim için.