Parrhesia Kolektif’le tanıştığımda, bu kelime benim için çok özel bir anlam kazandı. Parrhesia Kolektif, kelimenin Antik Çağ’daki kullanımından farklı olarak, Ermenice düşünüp konuşan, Ermenice okuyan ve yazan bir kadın topluluğunun adı.
LUSİ TEK
Kolektifimizin ismi Parrhesia, Eski Yunanca ‘pan’ (bütün, tüm, her) ve ‘rhesis (konuşma, ifade, açıklama) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor ve samimiyetle, açık yüreklilikle konuşmak, her şeyi söylemek, konuşma özgürlüğü gibi anlamlara geliyor.
Açık yüreklilikle konuşan kişi için ise ‘hakikat anlatıcısı’ anlamında, ‘parrhesiastes’ kelimesi kullanılmış. Bu kişinin doğru olduğuna inandığı şeyi açıkça söylemesi kimi zaman riskli olsa da her şeye rağmen cesaretli olması gerekir. Bunun hayati bir risk olması şart değildir; açık sözlülük, kimi zaman kişinin dostlarını kırması ya da itibarını kaybetmesi gibi sonuçlar da doğurabilir.
Parrhesia biraz da kişinin kendisiyle kurduğu ilişkiyle ilgilidir. Öncelikle kendisiyle ilişki kurabilen kişi, sözleriyle karşısındakini de kendi iç dünyasıyla bir ilişki kurmaya teşvik eder.
Parrhesiastes, Antik Çağ’da kullanılmış olması itibariyle, doğal olarak, erkek vatandaşlar için kullanılır. “Doğal olarak”, çünkü Eski Yunan toplumunda kadınların, iş hayatında olduğu gibi sosyal hayatta da erkekler kadar yer bulamadığı görülür. Soylu ailelere mensup, eğitim almış bir kadın evlendiğinde ondan beklenen, evinin düzeniyle, kocasıyla, çocuklarının eğitimiyle ilgilenmesiydi. Bunlar dışında, evin kadınlara ayrılmış kısmında iplik ve yün eğirip kumaş dokuyarak gününü geçirebilirdi. Özel günler dışında ve yanında bir köle olmadan veya kocasının haberi olmadan dışarı çıkması hoş karşılanmazdı. Soylu olmayan kadınlar bu kadar baskı görmeseler de iş hayatında pek hoş karşılanmazlardı.
Parrhesia Kolektif’le tanıştığımda, bu kelime benim için çok özel bir anlam kazandı. Parrhesia Kolektif, kelimenin Antik Çağ’daki kullanımından farklı olarak, Ermenice düşünüp konuşan, Ermenice okuyan ve yazan bir kadın topluluğunun adı.
Tarih, dil, sanat, edebiyat, felsefe ve mimarlık gibi alanlarda çalışan profesyonellerden üniversite öğrencilerine kadar, çok çeşitli konumlardaki birçok Ermeni kadının bir arada düşünüp üretebilmesi, birbirini anlayıp desteklemesi hepimiz için çok kıymetli. Üstelik, bunu Ermenice yapabiliyoruz.
Gençler arasında dilimizin kullanımı zorunlu durumlar dışında seyrekleşirken, bu dilde okuryazarlık azalırken, eğitimde dil dışındaki derslere daha fazla önem verilirken, Parrhesia Kolektif olarak düzenlediğimiz etkinliklerde dilimizi okul dışında da rahatça kullanarak güzel işlerin yapılabildiğini gördüm ve bu beni Ermenice yazma konusunda cesaretlendirdi.