Agos yeni sayısıyla bayilerde

24 Nisan 1915’in, Ermeni Soykırımı’nın 109.yıldönümünü idrak ettik. Son yıllarda içinde bulunduğumuz atmosfer bize zaten nasıl bir “anma” olabileceğini anlatıyordu. 24 Nisan Anma Platformu’nun Kadıköy’de yapmak istediği anma bir kez daha İstanbul Valiliği tarafından “uygun” görülmedi. Gerçek bir yüzleşme talep eden hak savunucuları da basın toplantıları ya da yazılı açıklamalar ile çağrılarını duyurabildiler. 2015’te çok ucundan yakaladığımız “yüzleşme” umudunun artık hayli uzağındayız ve bunun da gayet farkındayız. 

Kurumsal mesajlar da son yıllara göre büyük farklılık içermiyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan son 12 yıldır yapageldiği üzere taziye mesajı yayınlarken Patrik Maşalyan özel ayinde 1915 azizlerini andı ve  “Öncelikle dostluk ve samimiyet köprüleri kurulmalıdır” dedi. Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın mesajı ise aslında ilginçti: “Vatan arayışını bırakmalıyız, çünkü o vatanı bulduk…” Sonuçta geriye, bir 24 Nisan’ı daha, 109 yıl önce ölüm yolculuğuna çıkarılan yüz binlerce kurbanı hakkınca anamadan ve olanlarla yüzleşemeden geçirdiğimiz gerçeği kaldı. AGOS

-Garbis Balıkçı 'o günü' anlatıyor: "Hiçbir çocuğa böyle bir şey olmasın"

Sevag Balıkçı 2011'de bir 24 Nisan günü öldürülmüştü. Babası Garbis Balıkçı'nın kalbi de fazla dayanamadı ve onu da bir 24 Nisan'da kaybettik. Sayat Tekir, Garbis Balıkçı ile yıllar önce yaptığı konuşmayı yazıya döktü.

-Üç İstanbul: Yesayan, Kırmızıyan ve Asderis'in anıları ne anlatıyor? Çiğdem Mater Utku, Bakırköy Kadın Cezaevi'nden Agos için kaleme aldığı yazıda Zabel Yesayan, Hraç Kırmızıyan ve Michael Asderis'in aile hikayeleri ışığında İstanbul'un yani "Polis"in arka yüzüne bakıyor.

-"Cürm-ü Azam'ın anlattıkları: 24 Nisan 1915’te Ermeni aydınların ve siyasetçilerin İstanbul’dan sürgün edilmesiyle başlayan Ermeni Soykırımı’nın en önemli tanıklarından biri de Aram Andonyan. Aras Yayıncılık, 24 Nisan’a denk gelen günlerde Andonyan’ın önemli bir kitabını yayımladı: ‘Cürm-ü Âzam’.  Ermeni Soykırımı, özellikle de 1916’da Suriye çöllerinde yaşananlar konusundaki en önemli kaynaklardan biri olan ‘Cürm-ü Âzam’, Naim Bey’in Andonyan’a teslim ettiği el yazması notları ve Andonyan’ın derlediği bilgileri, telgrafları, resmî Osmanlı belgelerini ve birinci dereceden tanıklıkları içeriyor. Ohannes Kılıçdağı’nın Ermeniceden çevirdiği kitabın önsözünü Taner Akçam yazmış. Naim Bey hakkında çeşitli çalışmaları olan Akçam’la ‘Cürm-ü Âzam’ı konuştuk.

-23,5 Nisan'ı birlikte hayal ettik

-Lilit Pipoyan ile Ermeni müziğinin ruhuna yolculuk: Hilal Seven sanatçıyla  kapsamlı bir röportaj yaptı. 


Kategoriler

Güncel