Altı yıldır oğluyla Kadıköy’de yaşayan Azerbaycanlı gazeteci Sona Y., kapısının önündeki lambayı değiştirmek için yeterli parası olmadığını belirtmesi üzerine komşusunun fiziksel şiddetine maruz kaldı.
SELİN NAZ OBU
Sona Y.’nin boğazını sıkan saldırgan, “Ben Türk’üm. Türk olmayan burada yaşayamaz. Seni bu ülkede yaşatmayacağım” gibi ifadeler kullandı. İki taraf da şikâyetçi olurken Sona Y. aldığı darp raporuna rağmen geçtiğimiz yıldan beri yaşadığı oturum izni sorunu ve bu nedenle halihazırdaki davası gerekçesiyle Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü. Göç İdaresi Müdürlüğü’nün 48 saat içinde sınırdışı ve idari gözetim kararına Azerbaycanlı kadının avukatı Yakup Sevinçhan itirazda bulundu.
Avukat, aynı zamanda Geri Gönderme Merkezi’nde ciddi bir hijyen problemi, temizlik malzemesi eksikliği ve kene salgını olduğunu belirtti. Sevinçhan, merkezdeki kötü barınma şartlarına ek olarak Sona Y.’ye memurlar tarafından psikolojik şiddet uygulandığını ve müvekkilinin hakaretlere maruz kaldığını ifade etti. Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’nin müdürünün “Seni neden üst kata alıp bunları yaptığımızı biliyor musun? Medyada ve Twitter’da hakkımızda haber ve paylaşım yapıyormuşsun. Ben de seni cezalandırdım. İstersem seni şimdi serbest de bırakabilirim, zorla sınırdışı da edebilirim. Ama medyadaki haberlerden sonra seni serbest bırakmayacağız” sözleri üzerine Sona Y., Edirne Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildi.
Gazetecinin avukatı, oturum davası henüz sonuçlanmamış müvekkilinin sınırdışı edilme riskine karşın şu ifadeleri kullandı: “Mahkeme sonuçlanmadan sınırdışı edilirse dava sonuçsuz kalacak. Ancak kanunda boşluk var maalesef. Bu boşluk da nasıl ki Geri Gönderme Merkezi her iki taraf da birbirinden şikâyetçi olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı şahsın ifadesini esas alıyorsa; benzer şekilde yabancılar aleyhine kullanılıyor.”
Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki de dava süreci hakkındaki yasal uyuşmazlığa dikkat çekti. Saki, İçişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması üzerine bir soru önergesi sundu: “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç, kapsam ve temel ilkeler başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak belirlenmiştir. Kanun kapsamında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve olmamak bağlamlı herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Sona Y., komşusu erkekten fiziksel şiddet gördüğü darp raporuyla sabit bir kadın olarak Anayasa ve 6284 Sayılı Kanun başta olmak üzere ilgili kanunlarla korunması gerekirken Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilmiş, hakkında idari gözetim kararı verilmiş, serbest bırakılması yönündeki talep İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce reddedilmiştir.”
Milletvekili Saki, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yönelttiği soru önergesinde şu ifadeleri kullandı:
“1- Sona Y.’nin komşusundan gördüğü şiddetin darp raporuyla da belgeli olduğu göz önünde bulundurularak 6284 Sayılı Kanun kapsamında uygulanması gereken tedbirler neden uygulanmamıştır? Erkek şiddete maruz kalan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan bir kadının, şiddet faili erkekten şikayetçi olması Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edilmesi sonucu mu doğurmaktadır?
2. Geri Gönderme Merkezleri’ndeki sağlık-hijyen problemleri, memurların göçmen ve mültecilere yönelik muameleleri, avukatla görüş, bilgi edinme haklarının kullandırılmaması gibi hak ihlallerinden bakanlığınızın bilgisi var mıdır? Geri Gönderme Merkezleri koşulları yönüyle denetlenmekte midir? Öyleyse ne sıklıkla denetlenmektedir?
3. Geri Gönderme Merkezleri’nde tutulan göçmen ve mültecilerin ayrımcılık, kötü muamele ve işkenceye maruz bırakıldığı, sağlık hakkına, avukat görüş hakkına erişemediğine dair iddiaların ardından Bakanlığınız bu merkezlerdeki uygulamalara dair bir soruşturma açmış mıdır veya açacak mıdır?”