Diyarbakır Barosu'nun 2018-2020 dönemi yönetimi hakkında, Ermeni Soykırımı dedikleri için açılan dava beraatla sonuçlandı.
Dava duruşması dün (17 Ekim) Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmada, sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Suçlamaya karşı savunma yapan dönemin Baro Başkanı Cihan Aydın, açıklamanın hakikatle yüzleşme çağrısı olduğunu dile getirdi. O dönemde Diyarbakır’daki Ermeni nüfusunun yüzde 34 olduğunu günümüzde ise Diyarbakır’daki Ermeni sayısının 10-15 olduğunu hatırlatarak, “Bizim cevabının aradığımız soru, Ermeni nüfusuna ne olduğu sorusudur. Biz meseleye böyle bakıyoruz. Bu açıklama, hakikat ve yüzleşme çağrısıydı. Biz meseleye siyasetçiler gibi konjonktüre göre bakmıyoruz. Biz meseleye hakikat ve yüzleşme açısından bakıyoruz. Bizim açıklamamız bu coğrafyada yaşayanları barışçıl bir şekilde bir arada yaşamaya sevk eden bir açıklamaydı” diye konuştu.
Savunma yapan Baro Yönetim Kurulu üyeleri de açıklamanın düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarında kaldığına işaret etti. Savunmaların ardından Cumhuriyet Savcısı, suçun yasal unsurları oluşmadığı için sanıkların beraatını talep etti.
Sanık avukatlarından ve Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren Diyarbakır Barosu’nun önceki yönetiminin de aynı suçlamadan yargılandığı ve suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat ettiğini hatırlattı. Eren, bu sefer verilecek beraat kararının suçun yasal unsurunun oluşmamasına dayandırılmamasını istedi ve mahkemenin, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında bir beraat kararı kurmasını istedi.
Savcının mütalaasında beraat talep ederken “ifadeler her ne kadar rahatsız edici olsa da” ifadesini kullandığını hatırlatan avukatlardan Mehmet Emin Aktar, “Evet rahatsız edicidir. Rahatsız edeceğiz, avukatlık mesleğinin kendisi rahatsız edicidir” dedi.
Avukatların savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek, sanıkların ayrı ayrı beraatına karar verdi.
(Diyarbakıryenigün)