Türkiye Ermeni toplumunun önde gelen mimarlarından Nişan Yaubyan 94 yaşında hayatını kaybetti. Yaubyan bir süredir Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi'nde tedavi görüyordu.
Yaubyan yakın tarihin önemli eserlerine imza atmış bir mimardı.
1928 yılında Eskişehir’den İstanbul’a göç eden düşük gelirli bir ailenin dört çocuğundan en küçüğü olarak İstanbul, Kadıköy Yeldeğirmeni’nde dünyaya gelen Nişan Yaubyan, diğer ablaları gibi tüberküloz hastalığına yakalanmış ve ortaöğrenimini aldığı Özel Getronagan Ermeni Okulu’na ara vermek durumunda kalmıştı.
Yaubyan, mimarlık eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde aldı. Mezun olur olmaz Arman Güran, Harutyun Vaporciyan ile beraber İstanbul Cihangir’de ofis kurup, yarışmalara girdi. Ancak bu ortaklık çok uzun soluklu olmadı, Yaubyan, Vaporciyan ile birlikte İstiklal Caddesi’nde ayrı bir ofise geçti. İlk yapılı projeleri 1954-1955 arasında inşa edilen İstanbul Vali Konağı Caddesi'ndeki Sünbül Apartmanı oldu. O dönem için özel bir yere sahip olanın binanın cephe oymalarını heykeltraş Kuzgun Acar tasarlamıştı.
1956 yılında Enis Kortan, Harutyun Vaporciyan ve Avyerinos Andonyanis ile katıldığı Sakarya Hükümet Konağı Yarışması’nda 1.Ödül’e layık görüldü ve proje hayata geçti.
Toplamda girdiği 69 yarışmada 6 kez birincilik ödülüne layık görüldü ve projeleri inşa edildi, 38 projede ise ödül grubuna girdi. Nişan Yaubyan 1959-1970 yılları arasında burs ile ABD'ye gitti ve burada da çalışmalar yürüttü. Bunlar arasında daha sonra 11 Eylül saldırıları sonucunda yıkılan İkiz Kuleler’in çevre yapıları da vardı.
Sakarya Hükümet Konağı 1999 depreminden sonra ayakta kalan ve hasar almayan yapılardan biri olarak biliniyor. Ancak bina ilerki yıllarda belediyenin aldığı bir kararla yıktırıldı. Yaubyan ve arkadaşları Kocatepe Camii projesini de kazanmış ancak sonradan, proje için daha geleneksel bir tasarım tercih edilmişti.
Modern mimarinin temsilcilerinden Yaubyan Türkiye'ye döndükten sonra özellikle Ermeni toplumu yararına gönüllü çalışmalar yürüttü. Bunlar arasında Surp Takavor Kilisesi Dış Cemaat Bölümü, Kalfayan Yetimhanesi İlave Projesi sayılabilir. Yaubyan ayrıca Kadıköy Surp Takavor Kilisesi'nin yönetiminde de görev aldı. Levent'teki Çanakkale Seramik binası ve günümüzde yıkılan Okmeydanı SSK binası da Yaubyan'ın projeleridir.
Nişan Yaubyan için 2017 yılında Atom Şaşkal'ın yönettiği ‘Mimarlığa Doymayan Adam: Nişan Yaubyan’ adlı bir belgesel hazırlandı ve Yaubyan'ın da bulunduğu özel bir gecede gösterildi.
Nişan Yaubyan için 12 Ağustos Cumartesi günü saat 13.00'te Üsküdar Surp Garabed Kilisesi'nde cenaze töreni düzenlenecek.
Yaubyan'ın Ermeni toplumu için önemi
Haycar eski başkanı ve üyesi iç mimar İren Bıçakçı, Yaubyan'ın Ermeni toplumu için önemini şu sözlerle anlatıyor: "Yaubyan, hayatı boyunca Ermeni toplumunun aktif bir üyesi olmuş, mesleki birikimini de bilabedel toplumumuz için kullanmıştır.
İlk olarak, kendisinin de mezunu olduğu Aramyan Uncuyan Okulu’nun yenilenme sürecinde yeni yapının mimarlığını üstlenmiştir. Kendi okuduğu eski ahşap yapıya saygısını her zaman dile getirse de yapının artık yeterli gelmemesi üzerine alınan yenileme kararı ile 1962 yılında günümüzde kullanılan okul yapısını yapmıştır. Aynı şekilde Yeşilköy Ermeni Okulunun da mimarıdır, 1993 yılında tasarladığı yapının yeni ihtiyaçları karşılamaması üzerine 2003 yılında yine kendi kontrolünde çatı katı yükseltilmiş ve kullanım alanını arttırmıştır.
Uzun yıllar yönetim kurulunda yer aldığı ve aktif çalışmalar yürüttüğü Kadıköy’deki Surp Takavor Kilisesi’nin çelik ve ahşap malzeme ile yapılmış modern giriş eki de Yaubyan’a aittir. Ayrıca meslek hayatında azımsanmayacak bir yere sahip olan hastane projelerinin toplumumuzda da bir yansımasını görüyoruz, yaklaşık 10 yıl boyunca Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nin ek bina ve tadilat projelerini yapmıştır.
Bir de 1970 yılında Osep Sarafyan ile birlikte Kalfayan’a ek olarak tasarladıkları 200 kişilik yatılı bir ilkokul projesi var. İçinde bir şapel de barındıran, orta avlulu bu okul kompleksini hayata geçirebilmek için gerekli parayı toparlamak için Calouste Gulbenkian fonuna başvuruyorlar. Yapılan ziyaret ve görüşmeler sonunda Gulbenkian masrafları karşılamayı kabul ediyor ancak proje onaylanmadığı için yapı maalesef hayata geçemiyor…"
Yaubyan için hazırlanan belgeselde de görev alan Bıçakçı, belgeselin hazırlanış sürecini ve mimarla olan iletişimini de anlattı: "Ben bu süreçte bir şeyleri belgelemenin ne kadar önemli olduğunu öğrendim. 2016-2017 yıllarında belgesel için görüşmeler yaparken etraftan “geç bile kalındı’’ cümlesini çok işitmiştim, doğruydu. Ama şimdi “geç kalınmış” bu işin yapılmış olmasının, kendi hayat hikayesini kendi ağzından kayıt altına almış olmamızın değerini çok daha iyi görüyorum…
Kendisiyle yaptığımız bir görüşmede mimarlığa olan aşkını “Ben hala doymuş değilim mimarlığa, çok seviyorum bu mesleği’’ sözleriyle ifade etmişti, hatta bu sözleri daha sonra filme ismini vermişti. Ne kadar sarsıcı bir cümleydi bu, kaçımız yaptığımız iş için bu cümleyi kurabiliyoruz?
Ben maalesef Yaubyan’ın aktif olarak mesleğini icra ettiği dönemi görme şansına sahip olamadım, onunla tanışık olduğum bu 5 yıllık süre zarfında hayata yaklaşımına dair çok şey gözlemledim ve kendime de örnek almaya çalıştım. Bunlardan biri de bir şeyi demenin bin türlü yolu olduğuydu, ve o hep en kibarını bulurdu."
Yaubyan'ın yaklaşık 70 yıllık mesleki birikimini kapsayan arşivini Haycar Derneği'ne bağışladığını söyleyen Bıçakçı, arşivin ön çalışmasının geçen Eylül'de tamamlandığını ifade etti: "Haycar şimdi Nişan Yaubyan'ın ismini en iyi şekilde yaşatmak ve çalışmalarını daha çok kişiye ulaştırmak için arşiv ve sergi projeleri üzerine çalışılıyor."
(Yaşamöyküsü için Yapı Dergisi/ Dr.Öğr. Üyesi Evin Eriş'in makalesinden yararlanılmıştır)