İHD, Sezen Aksu’yu hedef haline getiren söylem ve yaklaşımlara son verilmesini, Kabaş’ın serbest bırakılmasını talep etti.İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi yaptığı yazılı açıklama ile, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef gösterdiği sanatçı Sezen Aksu ile tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’a destek verdi.
İHD İstanbul Şubesi’nin açıklaması şöyle:
“‘Bu gidişata karşıyım’ diyen herkesi göreve çağırıyoruz. Dayatılan kaosu önlemek elimizde. Sezen Aksu’ya yönelik, “Şahane Bir Şey Yaşamak” isimli şarkısının sözleri üzerinden sürdürülen linç kampanyası ve gazeteci Sedef Kabaş’ın programında sarf ettiği bir atasözü üzerinden ve en fazla ağır eleştiri olarak nitelenebilecek bir söyleminden dolayı Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile tutuklanması; meselenin ifade özgürlüğünü, tutuklamanın hukukiliği tartışmasını aştığını, iktidarın baskı ve hukuksuzluğun desteğiyle yürüttüğü vahim sonuçlara yol açabilecek kaos siyasetinin sınır tanımadığını ve bu tehlikeli gidişata dur demek için fazla zamanımızın kalmadığını bir defa daha gözler önüne serdi.
Sezen Aksu’nun bir şarkı sözü üzerinden 5 yıl önce başlatılan tartışmaların bugün cumhurbaşkanı ve Diyanetin de dahli ile Cuma hutbelerine konu edilmesi, Cumhurbaşkanı’nın Sezen Aksu’yu “dilini koparmak”, “had bildirmek” le tehdit etmesi, bunu cami cemaatine hitaben ve “görev” olarak tanımlayarak yapması, cemaatin saldırıya azmettirilmesi, Sezen Aksu’nun açık hedef haline getirilmesidir.
Sezen Aksu’nun, “konu ben değilim konu memleket” dediği cevabi açıklaması, haklı olarak ülkenin içine çekildiği kaosu işaret etmekle birlikte, yaratılan bu kaos süreçlerinde siyasi cinayetler ve infazlarda artışlar olduğu bilinmekte, bu nedenle endişelerimiz de giderek artmaktadır.
Bu açıklamaya basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, sanata ve sanatçıya saygı diyerek başlamayı hafif kılan tehlikeli gidişat konusunda devlet yetkililerini ve iktidarı uyarırken; OHAL uygulamalarını, nefret saldırılarını, siyasi infazları davet eden bu iktidar yaklaşımının, demokratik toplumsal güçlerin acil ve güçlü bir karşı koyuşu ile önlenebileceğine inancımızla açık davette bulunuyor, “bu gidişata karşıyım” diyen herkesi göreve çağırıyoruz.”
