Diyarbakır'ın 'Gavur Mahallesi'nden dünyaya uzanan bir hikaye

Aynı mahallede doğup farklı hayatlara dalan Diyarbakır Ermenisi Udi Yervant Bostancı’yla Kürt yazar Şeyhmus Diken’in yolları, aslında doğdukları andan itibaren ortak yazılan kaderleri sayesinde yıllar sonra yeniden birleşti.

Bu hikâyenin iki kahramanı var. Her ikisi de Diyarbakır’ın ‘Gavur Mahallesi’ olarak bilinen Hasırlı’da doğdu. Biri uluslararası çapta tanınan bir müzisyen, diğeri kitapları İngilizce ve Fransızca’ya da çevrilen değerli bir yazar oldu.  Biri Los Angeles’ta, diğeri Diyarbakır’da yaşam kurdu.

Hürriyet gazetesinden İpek Yezgani’nin aktardığı habere göre Kürt yazar Şeyhmus Diken ile Ermeni Udi Yervant Bostancı’nın yolları, Bostancı Diyarbakır’ı terk ettikten tam 28 yıl sonra yine Diyarbakır’da kesişti. Şeyhmus Diken, sekiz yıl önce festivalde çalması için Diyarbakır’a davet ettiği hemşerisi Yervant Bostancı’yla önce dost oldu, sonra onun hayat hikâyesini yazmaya karar verdi. Kitabı yazarken büyük bir sürprizle karşılaştı.

En başa gidelim... Yervant Bostancı (55), 1915 olayları sırasında Diyarbakırlı bir ağanın büyükannesini saklaması sonucu Diyarbakır’da kalmayı başarmış Ermeni bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelir. Müziğe yeteneği doğuştandır, 4 yaşında darbuka, 10 yaşında bağlama çalmaya başlar, Aşık Zülfi’den ders alır.19 yaşında İstanbul’a gider, 1976’da Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne girer. 1980’lerden itibarense Alaattin Şensoy, Zeki Müren, Adnan Şenses gibi dönemin en ünlü sanatçılarıyla birlikte çalar.

Niye Ermenice söylüyorsun?

İstanbul’daki Ermeni cemaati arasında yıldızı git gide parlayan Bostancı, 1991’den itibaren Pangaltı’daki Mandıra Taverna’da tek başına sahne almaya, hem Ermenice hem de Türkçe şarkılar söylemeye başlar. Ancak Bostancı’nın İstanbul’daki taverna günleri uzun sürmez.

Bostancı, o günlerde ABD’ye gitmesine sebep olan olayı şöyle anlatıyor: “İstanbul’daki Ermeni cemaati tavernaya akın ediyordu. Bir gece yanıma birisi geldi, ‘Niye Ermenice şarkı söylüyorsun, Ermeni misin?’ diye sordu, Ben ‘evet’ deyince de ana-avrat küfretmeye başladı. ‘Yarın yine geleceğim, bir daha Ermenice söylediğini görürsem kafana sıkacağım’ dedi. O gece Türkiye’yi terk etmeye karar verdim.”

O sırada Diyarbakır’da

Bostancı, 1992’de göç ettiği ABD’nin Los Angeles kentinde hem Ermeni hem de Türk cemaatlerinin gittiği mekânlarda ud çalıp şarkı söyler. ABD’deki ünü git gide yayılır, birçok eyalette konser verir, toplam 12 albüm çıkarır.

2000’lerin başında Diyarbakırlı Kürt yazar Şeyhmus Diken, bir gün Ermeni müzisyenlerin çıkardığı karma bir albümü dinlerken “Bugün bayram günüdür, güzeller düğünüdür” adlı eski bir Diyarbakır türküsü dikkatini çeker. Diken, “Tam Diyarbakır gırtlağıyla okuyordu” dediği kişiyi bulmaya karar verir. Yıllarca Yervant Bostancı’nın izini sürer, ona ulaştıktan sonra da 2004’te arayıp doğduğu kente, Diyarbakır’a davet eder. “Bana ‘mahalle arkadaşısın, Yervant’ı sen karşıla’ dediler. Havaalanına gittim, kapıdan çıktığı anda çiçeği verip ‘Ula fille hoşgeldin’ dedim. ‘Fille’ Kürtçe ‘Ermeni’ demek. Gülüşüp sarıldık. Yervant 28 yıl sonra kendi mahallesinde konser verdi, çok duygusal anlar yaşandı. Yervant yılda altı-yedi kez Diyarbakır’a gelmeye başladı, sıkı dost olduk. Ben de geçen yıl hayat hikayesini yazmaya karar verdim.”

Asıl büyük sürpriz

Diken, Yervant’ın hikâyesini yazarken yıllar önce annesi Ayten Diken’in anlattığı bir hikâye gelir aklına...

Hürriyet.com.tr’deki haberin devamını okumak için tıklayın