Yönetmenliğini CNN Türk ve Kanal D’de yayımlanan belgesellerinden tanıdığımız Serli Nişanyan’ın yaptığı, Türkiye’nin animasyon destekli ilk çocuk filmi olan ‘Kral Yolu’ bugün vizyona giriyor.
LORA BAYTAR
lora@agos.com.tr
Türkiye’de çekilen ilk animasyon destekli çocuk filmi ‘Kral Yolu: Olba Krallığı’ 21 Eylül’de vizyona giriyor. Maaile, heyecanla izlenebilecek bir aksiyon filmi olan ‘Kral Yolu’, CNN Türk ve Kanal D’de yayımlanan belgesellerinden tanıdığımız Serli Nişanyan’ın ilk uzun metraj film çalışması.
Anne ve babası arkeolog olan 10 yaşlarındaki bir çocuğun dedesiyle birlikte İstanbul’da başlayıp Erdemli’de devam eden macerasını konu alan filmde Yonca Evcimik, Murat Soydan, Doğa Rutkay gibi ünlü isimler rol alıyor.
Film Mersin’de, Erdemli’ye bağlı Ayaş beldesindeki, Helenistik dönemden kalan antik kent Kanlıdivane’de yapılan bir kazı çalışmasında, beş çocuğun bir harita bulmasıyla başlayan ‘karmaşık, tatlı ve heyecanlı’ macerasını anlatan ‘Kral Yolu: Olba Krallığı’, Türkiye’de gösterime girmeden önce, 17 Eylül’de Almanya’da Avrupa prömiyerini yapacak. İzleyiciye 75 dakikalık bir heyecan vaat eden filmin yönetmeni Serli Nişanyan’la konuştuk.
Yaşamının her döneminde sinema var
Dadyan İlköğretim Okulu ve Getronagan Lisesi mezunu olan Serli Nişanyan, “Okulumun bana kazandırdıklarının peşinden giderek bugüne geldim” diyor.
‘Kral Yolu’nda rol alan Sunay Akın’ı o zamanlarda tanıdığını ve hatta elinden ödül aldığını hatırlayan Nişanyan, o yaştaki çocukların genellikle ilgilenmediği işlere biraz fazla kafa yorduğunu söylüyor. Getronagan’da okuduğu yıllarda ‘Pandora’nın Kutusu’ adlı derginin yayın kadrosunda görev alan Nişanyan, liseden sonra gazetecilik okudu. Kariyerine belgeselci olarak başlayan Nişanyan, önce Kanal D’nin haber bülteninde, ardından da ‘32. Gün’ programında çalıştı. 2004 yılında 32. Gün için İstanbul Ermeni Patrikhanesi ile ilgili bir belgesel yapan Nişanyan’ın, CNN Türk için pazarcılarla ilgili bir belgeseli ve ‘Tatavla-Dolapdere’ adlı bir başka belgeseli de bulunuyor.
Türkiye’de çeşitli üniversitelerde ve iletişim sanat okullarında sinema ve iletişim dersleri veren genç yönetmen, 1453 İstanbul’un Fethi’nin yanı sıra, yurtdışında da çeşitli belgesellerde danışman olarak görev aldı.
Nişanyan, ‘Kral Yolu’nun oluşum öyküsünü şöyle anlatıyor: “Proje ortağım ve aynı zamanda senaristim olan Derya Kaya ile bir araya geldik, oturup konuştuğumuzda Türkiye sinemasında hiçbir çocuk filminin doğru düzgün yapılmadığını fark ettik. Derya’nın oğlu Deniz Kaya’nın fikriyle çıktık yola. Beş çocuğun maceralarını konu alan ‘Kral Yolu’, Türkiye sinemasında animasyon destekli ilk çocuk filmi; aile filmi veya macera filmi kategorilerine de sokulabilir. Bu toprakların animatörleri ve bu toprakların çocuklarıyla çekilmiş, tamamen Türkiye yapımı bir film bu.”
‘Çocuk oyuncuların çocukluğu hissedilmeliydi’
Filmin çekimleri Mersin çevresinde, Astım Mağarası, Uzunca Burç, Kanlıdivane, Aya Tekla, Korikos Kalesi, Çamlık gibi Ermeni tarihi açısından da önem taşıyan yerlerde yapılmış. Çekimlerin dört buçuk hafta sürdüğünü, yöre insanının çekim yapılmasına alışkın olmamasına rağmen çok güzel bir enerji yakaladıklarını söyleyen Nişanyan, filmde rol alan çocukların profesyonel olmadıklarını vurguluyor: “Çocukların çocuk gibi olması gerekiyordu. Hepsi aynı bölgede oturan, aynı okulda okuyan çocuklar. Filmde kendi yaşlarını ve aralarındaki bağları göstermelerini çok istedim.”
İzleyici koltuğunda oturan her çocuğa “Demek ki ben de oyuncu olabilirim. Ben de bu macerayı yaşayabilirim” duygusunu yaşatmak istediğini söyleyen genç yönetmen, “Ben yönetmen olabiliyorsam, herkes pekâlâ olabilir” diyor.
‘Toplumdan destek görmüyorum’
Filmin ardından televizyon programlarına ve belgesel çekimlerine devam edeceğini söyleyen Nişanyan, halen, Türkiye’deki tek Ermeni yapımcı. Devletten, özellikle Kültür Bakanlığı’ndan her zaman destek gördüğünü söyleyen Nişanyan, Ermeni toplumunun, başarılarına ilgisiz kalmasından şikâyetçi: “Hem cemaatin içinde tanınıyorum, hem de cemaat için birtakım şeyler yapmış biriyim. Ekibimde Ermenilerin de olmasını, Ermeni bir asistanım olmasını çok istiyorum. Bir tek Yerid benim yanımda. Ermeni kimliğimle Kültür Bakanlığı’nda kabul görüyorum ama Ermeni toplumundan destek görmüyorum.” Nişanyan, geçen yıl yayımlanan ‘Mor-Nal / Unutmak’ adlı kitabının internet kitap satış sitelerinde çok satanlar listesinde yer aldığını, ancak bu başarısının da görmezden gelindiğini söylüyor.
Filmin okullara girmesini çok önemsediğini belirten Nişanyan, “Filmi öğrencilerin izlemesini istiyorum. Anne-babalar bu filmi çocuklarının gözlerini kapamadan, rahatlıkla seyredebilirler” diyor.
Nişanyan’ın, başarılı olması durumunda devamının çekilebileceğini söylediği film vizyona girdikten sonra çeşitli uluslararası festivallerde yarışacak.