TESEV'in 21 Mayıs'ta Ankara'da düzenlediği yuvarlak masa toplantısına ait sonuçlar raporlaştırıldı. Taksim Hill Otel'de düzenlediği basın toplantısı ile rapor kamuoyuna açıklandı. Raporda HSYK'nın referandumdan sonraki yapısında siyasallaşma tartışmasının değişmediğine, sadece tarafların yer değiştirdiğine dikkat çekildi.
TESEV, referandumdan sonra HSYK’nın yapısı ve işleyişi üzerine yaptığı çalışmanın sonuçlarının açıkladı. Gazeteci Ali Bayramoğlu'nun moderatörlüğünde hazırlanan 'Referandumdan Sonra HSYK: HSYK'nın yeni yapısı ve işleyişine dair yuvarlak masa toplantısı' başlıklı raporda HSYK'nın referandumdan sonraki yapısında siyasallaşma tartışmasının değişmediği tarafların yer değiştirdiğine dikkat çekildi. Bayramoğlu, “Gruplar var. İki büyük grup var. İş üstünden güç elde etmekten çok eldeki gücün kontrol edilmeye çalışıldığı bir yargı arenası var. Siyasi ve hukuki sorunlar çözülmeden bu sorun çözülemez' dedi.
Toplantıya TESEV Demokratikleşme Programı Koordinatörü Etyen Mahçupyan, gazeteci Ali Bayramoğlu, Reşat Petek ve Mehmet Uçum katıldı. Toplantıda da konuşan Etyen Mahçupyan, yargı kurumunun her zaman resmi ideolojinin taşıyıcısı ve takipçisi olarak yürütmenin alternatifi olduğunu söyledi. Mahçupyan, “Bugün tartışılan ise yargının yürütmenin alternatifi olmaktan çok yürütmenin, yani AK Partinin'nin bir uzantısı olup, olmadığı. Biz bu konuda farklı düşünenleri bir araya getirip tartıştırdık” dedi.
Siyasetin çözemediği her sorun yargının önünde
Toplantıda konuşan Ali Bayramoğlu, yargının böylesine ağır bir yükle karşı karşıya olduğu çok az ülke olduğunu söyledi. Bayramoğlu konuşmasında şunları dile getirdi;
Siyasal ve toplumsal alanın çözmediği her sorun yargının önüne gelmiştir. Yargı siyasetin çözemediği sorunlar nedeniyle ağır bir yük altındadır. Balyoz, Ergenekon ve türevi davalarda bu durum söz konusudur. Bir devir kapatılıp yeni bir devir açılırken bu değişimleri yargı yapar gibi oluyor. Yargının bunu taşıyabilme kapasitesinde sorun vardır. 2008’den bu yana devam eden soruşturmalar ve tutuklamaların devam ettiği süreçte yargının siyasal alanda güçlü olduğu bir dönemden geçiyoruz. HSYK tartışmaları sadece yük ağırlığı değil aynı zamanda siyasal kültürümüzle de ilgili olan bir durumdur. '
Yargı sorunlu bir arenaya dönüştü
Barolar Birliği’nden kimsenin çağırmalarına rağmen yuvarlak masa toplantısına katılmadığını söyleyen Bayramoğlu, toplantı ile ilgili şu bilgileri verdi; 'Pek çok konuda farklı görüşlere sahip olanlarda ciddi görüş ayrılıkları olmadı. Cemaat meselesi gündeme gelmedi. Bir cemaat etkinliği üzerinde yargı yapısının şekillendiği dile getirilmedi ama bu tür sorunlar olduğu görülmüyor değil.'
Bayramoğlu 'Büyük iki grup var. İş üstünden güç edinmekten çok, eldeki güçten alan kontrol edilmeye çalışılan bir yargı arenası var. Bu arena sorunlu bir arena. Türkiye'de siyasi ve hukuki ana sorunlar netleşmeden bunun devam etme riski yüksektir' diye konuştu.
Bazı mahkemeler yasaları bile yerine getirmiyor
Bayramoğlu'dan sonra söz alan eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, HSYK'nın hukuki yapısındaki mevcut değişimleri dile getirdi. Petek, 'Yeni HSYK yapısı ile ilgili önemli değişimler oldu ancak sorunlar devam ediyor. Hiç etki edilemeyen yönler var. Yargımız evrensel hukuk ilklerini uygulamada istenen noktaya gelemdi. Avukatlarımız savunmalar AİHS, BM evrensel ilkelerini dilekçelerinde gerekçe olarak ortaya koyarak talepte bulunuyor mahkemeler ise avukatların taleplerini neden nazara almadığı açıklamadan karar vermeye devam ediyor. Yasanın bile gereğinin yerine getirilmediği yerler var. Yargının yargısal denetimini, HSYK vasıtası ile yapılacak denetiminin yeniden masaya yatırılıp tartışılması lazım' diye konuştu.
HSYK’nın değişmesi yargılama ideolojini değiştirmek anlamına gelmiyor
Petek'in ardından konuşan Mehmet Uçum, Türkiye'de yargı sorunlarının HSYK'ya indirgenemeyeceğini söyledi. Uçum, “HSYK'nın yeni yapısında pozitif değişiklikler var. Bunlar aslında 7 kişi ile yürütülen faaliyet 22 kişiye çıkartılarak belirli ölçülerde çoğulculuk sağlandı. Meslekten çıkarılan kişilerin yargıya başvurarak geri dönme imkanları önemlidir. Fakat 'bu değişim yargı sorunu konusunda önemli imkan yaratmıştır' denilirse buna itiraz ederim. Yargının sorunu HSYK sorunu değildir. Yargı sorunu bir adalet arayışı sorunudur. Türkiye’de bireylerin hak ve özgürlükleri güvence altına almaya çalışan bir yargı sistemi yok. Türkiye'de yargılama faaliyeti hak ve özgürlükler için değildir. HSYK yapısını değiştirmek yargılama ideolojisini değiştirmek anlamına gelmiyor' diye konuştu.
Hazırlanan raporda dile getirilen temel hususlar:
*Hakim ve savcıların aynı kurulda temsil ediliyor olması önemli bir sorundur.
*Savcılık gibi yetkilerinin sınırları çok iyi belirlenmemiş olan bir müessesenin, performans kriterlerinin açtıkları dosya ve bitirme hızına bağlı olması, vatandaşın savcının bir performans nesnesi haline getirmesi ve dolayısıyla hukuki güvenilirliği zedelemektedir.
*Yüksek yargıda kadın temsili yüzde 2'dir. Yargıda erkek egemen yönetim yapısı devam ediyor.
Raporun sunduğu çözüm önerileri
*Hakim ve savcıların kurulları ayrılmalıdır.
*Hakim alımlarında Adalet Bakanlığı'nın ağırlıkta olduğu bir heyet belirleyici oluyor. Bu değişmelidir.
*Adalet Akademisi mevcut haliyle mesleki eğitim ihtiyacını karşılayamıyor. Akademik reforma tabi tutulmalıdır.
*HSYK seçim sistemi değişmelidir.
*Devleti koruma refleksi yargıda çok büyük, mevcut içtihatlar bunu destekliyor. Özellikle örgütlü suçlar ve terör suçlarında yeni içtihatlar oluşturmak gerekiyor.
*Hakim devlete karşı bağımsız olmalıdır.
*Adli kolluk kuvveti bir an önce kurulmalıdır.
*İstinaf Mahkemeleri kurulmalıdır.
*Mahkeme bütçesi ve salonları özerk hale getirilmelidir. (ug/bk)
Raporun tamamına www.tesev.org.tr adresinden ulaşılabilir.