Emekli orgeneral Tolon’un ilk kez hâkim karşısına çıkacağı Zirve katliamı davası ek iddianamesinde JİTEM üyesi başpastör İlker Çınar’a Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetini işlediği öne sürülen Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı TUSHAD kimliği verildiği iddia edildi.
Malatya Zirve Yayınevi’ne düzenlenen 3 yayınevi çalışanının katledildiği kanlı baskın davasında emekli orgeneral Hurşit Tolon ile eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger ilk kez ‘sanık’ sıfatıyla hakim karşısına çıkacak. Tolon ve diğer emekli askerler, TSK bünyesinde kurulduğu iddia edilen Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi’nin (TUSHAD) faaliyetlerini yürütmekle suçlanıyor. Dosyadaki en önemli kanıtlardan biri, 2008’de JİTEM’e çalıştığı öne sürülen Tarsus Protestan Kilisesi eski Başpapazı İlker Çınar adına düzenlenmiş TUSHAD kimliği.
Özel Kuvvetlere bağlı birimler
Zirve katliamı davasının bugün Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmasında emekli orgeneral Hurşit Tolon ile eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger de ‘sanık’ sıfatıyla ilk kez hakim karşısına çıkacak.
Olayla ilgili, 5 yıl sonra hazırlanan ikinci iddianamede, Ergenekon terör örgütünün faaliyetleri doğrultusunda kanlı baskını organize ettiği öne sürülen Tolon, Ülger ve Yeşil dışında, astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar sanık olarak yer alıyor.
5 yıldır devam eden ve ikinci iddianame ile birleştirilen ilk iddianamede ise cinayetleri işleyen Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki sanık olarak yer alıyordu.
İkinci iddianamede, Rahip Santoro, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetlerinin TUSHAD ve Ergenekon’un koordinasyonunda işlendiği öne sürüldü. İddianemade bu yolla, cinayetlerin AK Parti’nin üzerine yıkılmak istendiğini, cinayetlerin bir diğer hedefinin de Fethullah Gülen cemaatinin olduğu, cinayetlerin cemaatin üzerine yıkılarak, “McCarthy’cilik yapılmasının amaçlandığı öne sürüldü.
İddianameye göre, 1993’te kurulan TUSHAD’a, Seferberlik Tetkik Kurulu bünyesindeki siyah ve beyaz kuvvetler bağlandı. 1995, 1999 ve 2004’te 3 kez revize edilen TUSHAD’ın Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde çalıştığı da iddia edildi. TUSHAD’a bağlı Beyaz Kuvvetler’in, Özel Kuvvetler Komutanlığı’na doğrudan hizmet verdiğinin anlatıldığı iddianamede, “kontrespiyonaj” faaliyeti yürüten, bir bölümü sivillerden oluşan birimin operasyonel görevinin olmadığı kaydedildi.
JİTEM, TUSHAD’a bağlı iddiası
İddianamede, Siyah Kuvvetler’in ise ÖKK’nın operasyonel birimi olarak çalıştığı, görevleri arasında toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmek olduğu, 1990’lardaki siyasal cinayetlerin de bu birim tarafından işlendiği kaydedildi. İddianamede, JİTEM’in de operasyonel bakımdan TUSHAD’a bağlı olduğu savunuldu. JİTEM’in toplumsal olaylar çıkartmakla değil, infazlarla görevli olduğu ifade edildi. İddianamede, toplumsal olayları çıkartan siyah ve beyaz kuvvetlerin, askeri darbelerin de sorumlusu olduğu öne sürüldü.
İddianamede, birimin kurucusunun ise Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli orgeneral Hurşit Tolon olduğu öne sürüldü.
İşte o kimlik
Dava dosyasına ise bu iddialarla ilgili çarpıcı bir kanıt konulduğu ortaya çıktı. Dosyada, Çınar’a ait olduğu iddia edilen TUSHAD kimliği yer aldı. Genelkurmay Başkanlığı Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi başlıklı kimlikte, Çınar’ın görev alanının “istihbarat” olduğu belirtiliyor ve sicil numarası yer alıyor. Kimliğin arkasında ise “Özel Kuvvetler Beyaz Birim” ifadeleri dikkati çekiyor.
‘İlker Çınar’a 100 bin TL ödendi’
İddianamede, sanıklardan Tarsus Protestan Kilisesi eski başpapazı olan ancak 2008’de JİTEM’e çalıştığı öne sürülen İlker Çınar’ın da ifadesine yer verildi. İfadesinde TUSHAD’a bağlı çalıştığını öne süren Çınar, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Gaffar Okkan gibi siyasi cinayetlerin TUSHAD tarafından siyah kuvvetlere işletildiğini savundu. Çınar, eski Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da suikast sonucu öldürüldüğünü savundu. Özal’a kalp krizi geçirmesine neden olacak ilaçlar verildiğini savunan Çınar, misyonerlik konusunda eğitim aldığını ve TUSHAD’ın talimatıyla misyonerlerin arasına girdiğini savundu. İddianamede, Çınar’ın, misyonerlerin PKK bağlantısı olduğuna yönelek sahte belgeler ürettiği öne sürüldü.
Çınar’a cinayet öncesi ve sonrası yaklaşık 100 bin TL ödeme yapıldığı, maaşının daha sonra kesilmesi ve tehdit alması üzerine itiraflarda bulunduğu anlatıldı. Bunun üzerine Malatya İl Jandarma Komutanlığı’nın Çınar’ı uyuşturucu kaçırdığı iddiasıyla dinlemeye aldığı iddia edildi.