AREVATEM/Yeşil Dalga

Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir tarafına yayılan ‘yeşil dalga’, Türkiye Yeşilleri için de bir fırsat olabilir.

İREN BIÇAKÇI-RUDİ SAYAT PULATYAN (arevatem@gmail.com)

Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan ve herkesin aşırı sağın büyük bir zaferle çıkmasını beklediği Avrupa Parlamentosu seçimlerine Yeşiller damgasını vurmuştu. Milletvekili sayısını 52’den 69’a çıkaran, Batı Avrupa’da her ülkede oyunu arttıran ve Almanya’da ikinci parti olan Yeşiller; çoğu siyasi yorumcu tarafından tüm dünyada çocuk ve gençlerin çağrılarıyla yükselen iklim hareketinin ve yorucu Brexit tartışmalarının Avrupa’daki yansıması olarak değerlendirildi. Yeşillerin Batı Avrupa’daki yükselişinin, Macaristan, Polonya gibi gittikçe otoriterleşen Doğu Avrupa ülkelerinde bir karşılık bulamaması ise bu ülkelerde demokratik kurumların işletilemiyor veya zayıf olmaları ile ilişkilendirildi. Avrupa’nın merkezinde yer alan İtalya’nın, kendisine komşu ülkelerde olduğu gibi ‘yeşil dalga’yı yakalayamamış, bilakis aşırı sağa ve faşizme teslim olmuş olması ise bu ülkede yeşil hareketin uzun yıllar boyunca siyaset sahnesinde olmamasına bağlandı.  
Bugün küresel anlamda dünyanın pek çok farklı bölgesinde yükselen bir yeşil hareketten bahsediyor oluşumuza, merkez sağ ve sol partilerin ılımlı söylemlerine artık eskisi kadar itimat edilmemesi neden olarak gösterilebilir. Yeşiller ile birlikte, spektrumun diğer ucunda bulunan aşırı sağ partiler de merkezde bulunan sağ ve sol partilerin boşalttıkları alanları doldurmaya aday olsa da; Yeşiller’in şiddetsiz ve barışçıl söylemleri ılımlı seçmenin de ilgisini çekmeyi başarıyor. Tüm bu tespitlerle birlikte, Yeşiller’in yükselişini sadece merkez partilerin güç kaybetmesine bağlamak, kısa sürede tüm dünyaya yayılan ‘Gelecek İçin Cumalar’ hareketine ve radikal söylemleri ile iklim aktivizmini sokaklara taşıyan yokoluş isyancılarına haksızlık olur. 

Yeşil Dalga’nın yükselişi
Yükselen ‘yeşil dalga’ mevcut politikaların iklim krizi ile mücadele etmediği veya mücadelede yetersiz kaldığını kamuoyuna duyurmakta etkin rol oynadı. İlk kez seçime girdikleri 1990 yılında barajı geçemeyen Almanya Yeşilleri’nin, son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde %20’nin üzerinde oy alması ve belki daha da önemli olarak ilk kez oy veren seçmenin üçte biri tarafından tercih edilmesi, iklim mücadelesi ve ekolojik söylemin politik bir talep olarak ne kadar ciddiye alınması gerektiğinin bir göstergesi.

Türkiye’de Yeşil Hareket

Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir tarafına yayılan ‘yeşil dalga’, Türkiye’de 30 yıldan uzun bir süredir siyasi hayatın içerisinde yer alan fakat son birkaç yıldır partisiz kalan Türkiye Yeşilleri için de bir fırsat olabilir. Türkiye’de 1988’te kurulan ilk Yeşil Parti’nin, Alman Yeşilleri’nin 1983’de yakaladığı ivmelenme neticesinde kurulduğu; 2008 yılında kurulan ikinci Yeşiller Partisi’nin, yine başta Almanya olmak üzere Yeşillerin pek çok ülkede koalisyon hükümetleri ve yerel yönetimlerde başarılı olmasından etkilendiği göz önünde bulundurulursa, 2019 yılında başlayan ve ilerleyen yıllarda yapılacak olan seçimlere damgasını vuracağı düşünülen ‘yeşil dalga’, Türkiye Yeşiller’i için de ciddi bir motivasyon kaynağı. Bu bağlamda, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki ekolojik sorunlarla mücadele eden ve küresel iklim mücadelesini kendi yerellerinde yaygınlaştırmak için çalışmalar yürüten kişi ve kurumların bir araya gelerek Yeşiller Meclisi’ni oluşturmaları oldukça umut ve heyecan verici. 

Yeşiller Meclisi kuruldu

Siyasi alanda en son 2012 yılında Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin kurucusu olarak bulunan daha sonra partiden ayrılarak farklı yapılar içinde mücadelelerini sürdüren Yeşiller, geçtiğimiz günlerde kurdukları ‘Yeşiller Meclisi’ ile farklı bölgelerde verdikleri mücadeleleri ortaklaştırmak ve uzun süredir dağınık bir şekilde duran yeşil hareketin toparlanması için ilk adımı attı. Bizim de parçası olduğumuz bu meclisin kuruluşu, 29 Eylül Pazar günü gerçekleştirilen basın toplantısı ile duyuruldu. 
Yeşiller, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüm canlılar için yaşanabilir, adil ve eşitlikçi bir dünyayı var etme hayaliyle bir araya geldi. Yeşiller Meclisi, farklı etnik kimliklerin, cinsel yönelimlerin ve canlı türlerinin özgürce var olabildiği; toplumdaki kutuplaşmanın giderildiği; sonsuz ekonomik büyüme masallarının neden olduğu ekolojik yıkımın önüne geçildiği; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı; barış ortamının tesis edildiği bir ülke ve dünya için mücadele edeceklerini belirterek, “Bu karanlık tablo dünyamızın kaderi değil!” dediler.
Anarad Hığutyun Binası, Havak Salonu’nda gerçekleşen basın toplantısına katılan Avrupa Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Monica Frassoni, Avrupa Yeşilleri olarak Türkiye’deki bu hareketi desteklediklerini belirtti. İnsan ve doğa hakları noktasında oluşturulan temel ilkeleri kabul eden herkesin katılımına açık olan Yeşiller Meclisi, tüm dünyada yükselen yeşil hareketin Türkiye’deki temsilcisi olmaya aday. 

Yeşiller Meclisi’nin ve Genç İklim Aktivistlerinin İmamoğlu ziyareti
Pazar günü gerçekleşen lansmanın ardından, Yeşiller Meclisi üyeleri, pazartesi sabahı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. Avrupa Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Monica Frassoni ve Avrupa Yeşiller Partisi Komisyon Üyesi Evelyne Huytebroeck’ın da katıldığı görüşmede, İstanbul’u iklim dostu bir kente çevirecek adımların ve bu bağlamda yerel ve uluslararası alanlarda kurulacak işbirliğinin önemi vurgulandı. Toplantıda, iklim kriziyle mücadelede uygun politikaların geliştirilmesi için Yeşiller Meclisi ile işbirliği içerisinde olma kararı alındı. 
Aynı gün, genç iklim aktivistleri de Ekrem İmamoğlu ile görüştü. Gelecek için Cumalar hareketini temsilen İstanbul, Ankara, İzmir ve Ayvalık’tan bir grup genç iklim aktivisti taleplerini dile getirmek üzere İmamoğlu’nu ziyaret etti. Sıcak bir sohbetinin ardından iklim krizi üzerine konuşan genç iklim aktivistleri, İmamoğu’ndan iklim acil durumu ilan etmesini talep ettiler. İmamoğlu, iklim acil durumunun sadece bir ilan olarak kalmaması, somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini belirterek hazırlanmakta olan 5 yıllık stratejik planda iklim konusunu da değerlendireceklerini açıkladı. Gençlerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden taleplerini yazdıkları mektupları teslim alan İmamoğlu, gençlerle en geç Kasım ayında tekrar biraraya gelmek üzere sözleşti.


Kategoriler

Dosya