Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de gazetenin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Cinayetin hemen ardından, tetikçi Ogün Samast’ın yanısıra Yasin Hayal, Erhan Tuncel tutuklandı. 18 kişi hakkında dava açıldı.Hrant Dink Cinayeti Davası’nda aralarında Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de bulunduğu 9 sanık hakkında geçtiğimiz hafta karar açıklandı ve mevcut cezalara ilave olarak sanıklara “örgüt üyeliğinden” ek cezalar verildi. Dink ailesi avukatları, sanıklara silahlı suç örgütü üyeliğinden değil silahlı terör örgütü üyeliği veya yöneticiliğinden hüküm verilmesi gerektiğini belirterek Yargıtay'a itirazda bulundu.
Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) 17 Ocak 2012’de verdiği kararda, cinayetin örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmediğine karar vermişti. Yasin Hayal'e kasten öldürmeye azmettirme , Ersin Yolcu ve Ahmet İskender’e 'insan öldürmeye yardım etme' yönünden cezalar vermişti. Erhan Tuncel, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Osman Hayal ve diğerleri hakkında ise beraat kararı vermişti.
Kesinleşmiş cezalar
Tetikçi Ogün Samast, yaşı 18'den küçük olduğu için Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmış, yargılamanın sonunda Hrant Dink'i öldürmekten 22 yıl 10 ay hapis cezası almıştı.
Mahkemenin ‘örgüt yoktur' kararı Yargıtay'a taşınmış ve yerel mahkemenin kararı bozulmuştu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 13 Mayıs 2013'te Yasin Hayal hakkında 'insan öldürmek'ten verilen müebbet hapis cezasını, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender hakkında da 'cinayete yardım'dan verilen 12,5 yıl cezayı onadı. Yargıtay aynı kararında Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz ve Erhan Tuncel’in cinayete yardım ettiklerini belirterek buradan hüküm kurulması gerektiğini söyledi. Beraat kararının hatalı olduğunu cinayetin örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğini söyledi. Ogün Samast hakkında verilen karar da Yargıtay'ın bir başka dairesi tarafından onaylandı.
Kamu görevlileri yargılanıyor
Böylece dava yeniden görülmeye başlandı. Ogün Samast'ın davası da ana davayla birleştirildi. Yargılama devam ederken, kamu görevlileri hakkında da yargılama süreci başladı. Hrant Dink Cinayeti Davası, aralarında Fetullah Gülen, dönemin İstihbarat Dairesi Başkanları Ramazan Akyürek, Sabri Uzun, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İl Alay Komutanı Ali Öz'ün de bulunduğu 85 sanıklı bir dava haline geldi. Kamu görevlilerinin yargılandığı halen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor. Davaya 4-5-6 Eylül tarihlerinde devam edilecek.
Dink cinayeti davası devam ederken, Yasin Hayal, Erhan Tuncel ve diğer 9 sanık hakkındaki dosya 'zaman aşımına girmemesi için' ana davadan ayrıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 sanıkla ilgili kararını geçtiğimiz hafta 17 Temmuz'da açıkladı. Mahkeme heyeti, 'silahlı örgüt' olduğuna karar verdi.
‘Silahlı örgüt’ cezaları
Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında Dink cinayetine ilişkin, 'silahlı suç örgütüne üye olmak' ve 'öldürmeye yardım etmek' suçlarından ceza verdi. Yasin Hayal, “silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Hayal, daha önce müebbet hapis cezası da almıştı. Erhan Tuncel ise “silahlı suç örgütüne üye olmak” suçundan 2 yıl 6 ay, “öldürmeye yardım etmek” suçundan ise 18 yıl hapis cezası aldı. Zeynel Abidin Yavuz, “öldürmeye yardım etmek” suçundan 12 yıl 6 ay, “silahlı suç örgütüne üye olmak” suçundan ise 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası aldı.
Daha önce hakkında kesinleşmiş 22 yıl 10 aylık hapis cezası olan Ogün Samast da “silahlı örgüt üyesi olmak” suçundan ilave olarak 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
Ersin Yolcu, silahlı örgüt üyesi olmak suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası aldı. Tuncay Uzundal ve Ahmet İskender ise “öldürmeye yardım etmek” suçundan 15 yıl, “örgüte üye olmak” suçundan ise 1 yıl 10 ay hapis cezası aldı.
Avukatlardan itiraz: ‘Terör örgütünden hüküm kurulmalıydı’
Dink ailesi avukatları, mahkeme kararını temyiz ederek dosyayı Yargıtay'a taşıdı. Avukat Hakan Bakırcıoğlu Mahkemede müdahil taraf adına beyanda bulunmuş ve silahlı suç örgütü üyeliğinden değil silahlı terör örgütü üyeliğinden hüküm kurulması gerektiğini söylemişti. Bakırcıoğlu, sanıkların “örgüt kurarak Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalıştıklarını” belirtti.
Bakırcıoğlu Agos’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Cinayete giden süreçte yaşananlar ile cinayet arasında doğrudan bağ bulunmasına rağmen cinayete giden süreçte yaşananlar etkin şekilde soruşturulmadı. Cinayeti işleyen yapının bağlantıları tam anlamı ile açığa çıkarılmadı. Dink cinayetine iştirak eden devlet görevlilerinin bir kısmı hakkında delilere rağmen iddianame düzenlenmedi. Bu nedenlerdir ki İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara bağlanan davada bütünlüklü bir yargılama yapılmamıştır ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilecek olan davada da bu eksiklikler varlıklarını sürdürecek olur ise bütünlüklü bir yargılama yapılamayacaktır. Anayasa Mahkemesi’ne, etkin soruşturma yapılmadığı gerekçesi ile 27 Mayıs 2016 tarihinde yapmış olduğumuz başvuruda ihlal kararı oluşturulur, İstanbul Savcılığı tarafından etkin soruşturma yapılır, örgütün üst yapılanması ve bağlantılarına ulaşılır, delillerin varlığına rağmen haklarında iddianame düzenlenmeyen devlet görevlileri hakkında iddianame düzenlenir ise bütünlüklü bir yargılama yapılması mümkün hale gelir. Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de aralarında olduğu 9 kişi hakkında İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 17 Temmuz 2019 tarihinde karar oluşturulduğunda; Dink cinayetini işleyen örgütün Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs ettiği ve bu 9 sanığın silahlı terör örgütü üyesi veya yöneticisi olduğu tespiti yapılmalı, hüküm de bu şekilde kurulmalı idi. Mahkeme tarafından örgütün Anayasal düzene karşı suç işlediğine ve örgütün silahlı bir terör örgütü olduğuna yönelik tespit ve değerlendirme yapılmamış olması, örgütün ‘suç örgütü’ olarak tanımlanmış olması hatalıdır.”