Hermenötik ve kutsal kitapları yorumlamak

AYŞE ACAR

Hermenötik yeni bir okuma biçimi değildir. Düşünce tarihi içinde akılla imanın, anlayışla inancın her buluşması yorumun bu nitelikli biçimine zemin olmuştur. İzzet Erş’in, ‘Kutsalın Yorumu’ isimli eserinde bu geleneğin basamaklarından yürümeye devam ettiğini, hatta Philon’a dek uzanan bu kadim geleneğe dokunma cesareti gösterdiğini söyleyebiliriz.

Hermenötik veya ‘Kutsalın Yorumu’ndaki içeriğiyle Dinsel Hermenötik kutsal kitapların nasıl anlaşılması gerektiği ekseninde durmaktadır. Yazar bu kitapların nasıl anlaşılması gerektiğinden ziyade nasıl anlarsak anlayalım bunun çerçevesi önceden belirlenmiş, disipline edilmiş bir alana ait olduğunun farkındalığını sunuyor. Farkında olsak da olmasak da, bu kitapların kutsiyetine inansak da inanmasak da anlamaya her yönelişimiz bir anlayış biçimine göre şekillenir ve bizde hazır olan bir dokuya bürünür.

Hermenötik

Hermenötik bu nedenle doğrudan felsefe denilmeye uygun bir alan değildir. Kavramların simgeler dünyasında yaptığı bir yolculuk olduğundan belki de sanatsal bir etkinlik olmaya daha yakındır. Sanat ciddi bir iştir. En az felsefe denli ciddi ve yapıp ettiklerinin, getirilen yorumların hesabı verilmesi gereken bir dünyadır. ‘Kutsalın Yorumu’ kitabında kavramsal olan edebiyattan ödünç alınmış bir dille ifade buluyor.

‘Kutsalın Yorumu’nda iki nokta önemli bir özgünlük taşımakta. Bunlardan birincisi yapıları itibariyle ‘kutsal metin’ yorumlarının dinsel farklılıklar nedeniyle daima ayrı alanlar gibi incelenmiş olmalarıdır. Yahudilerin tarih boyunca Yahudi hermenötiğini diğer metinlerle karıştırmadığı gibi İncil hermenötiğinin ve Kur’an hermenötiğinin de birbirlerinden ayrı tutulmaları ‘Kutsalın Yorumu’nda aşılmaya çalışılan bir alan olarak durmakta. Öyle ki günümüz dünyasında da tanık olduğumuz üzere ilahiyatçılık belirli bir alanın ilahiliğine adanmış olmakla yanlı bir inceleme alanı içinde bulunmaktadır. Allah’ın birliğine iman etmiş olan yüreklerin Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerim’in tek bir kitabın bölümleri olduğunu söylemeye cesaret ettiklerini görmeye pek alışık değiliz. ‘Kutsalın Yorumu’ bunu başarmaya girişen ve bunu internet sözlükleri gibi maddeler halinde ve birbirinden kopuk olarak okuruna sunmayan, bu birliği bir anlayış altında dile getiren samimi bir yapıya sahip.

Okuma biçimleri 

Özgünlüğün ikinci yanı hermenötiğin farklı örneklerine rastladığımız düşünce tarihinde onca farklılığın örneğini kitapta bulabilmemiz. Makalelerden oluşan kitap bu farklı okuma biçimlerinin ifadelerini ve yaklaşımlarını yakalayabilmemizi sağlamaktadır. Okuma biçimlerinin tanıtıldığı giriş bölümünde aynı ayetler üzerinden Literal (doğrudan) okuma, Ahlakçı okuma, Tarihsel okuma, Sembolik, Alegorik, Tipolojik, Felsefi, Mistik, Talmudik, Kabalistik okuma biçimlerinin yanında Tasavvufun farklı yaklaşımlarına da örnekler sunmaktadır.

Klasik hermenötik kutsal kitapların her ayetinin bir alana ait olduğu, o ayetin ya ahlaki ya tarihsel ya da alegorik vb. olduğu yorumunu yapar. Kutsalın Yorumunda yalnızca ayetlerin değil, kavramların üzerinden inşa edilen bir hermenötik denemesi görmekteyiz. Böylece aynı ayet farklı okuma biçimleriyle bir yandan ahlaki olabilirken, diğer yandan tamamen alegorik bir yapıya bürünebilmektedir.

Sohbet geleneği

Birkaç örnekle kitabın temas ettiği konulara işaret etmek gerekirse ‘Okuma biçimleri’ başlıklı makale tüm bu farklı okuma biçimlerinin bir derlemesini oluşturmakta. Bir diğer makale ‘plot alan’ başlığıyla kutsal metinlerdeki ‘görünmez anlatıcı figürü’ üzerinde durmakta, bize gelen öyküdeki gizli özneyi görünür kılmayı hedeflemektedir. ‘Adam Kadmon ve İnsan-ı Kâmil’ makalesi çok bilinen iki mistik figürü ilişkilendirerek benzerlikleri ve ayrılıkları hem Kabala hem de sufiler üzerinden karşılaştırmaktadır. İzak Luria’dan İsmail Hakkı Bursevî’ye, Plotinos’tan İbnü’l Arabi’ye, Ahmed Kuddisi’ye, Gershom Scholem ve Mevlana’ya kadar uzanan geniş bir yelpaze sunmaktadır. Tasavvufi sohbet geleneğinin kutsal metinler içindeki göndermelerinin anlatıldığı ‘Manevi Sofralar’ ve ‘İrfan Sofraları’ ve ‘Süleyman’ın hikmeti’, ‘Davud’un krallığı’, ‘Muhammed’in dini’ gibi daha birçok önemli konuya işaret etmektedir.

Kitap 1500 dipnot ve farklı düşünce paradigmalarının örneklerini taşıması dolayısıyla konuyla ilgisi olan tüm okurlar için önemli bir kaynak olma özelliğini de taşıyor. 

Kutsalın Yorumu

İzzet Erş

Siyah Kitap

642 sayfa.