Taksim Dayanışması'ndan açıklama: Gezi'nin 'şef'i, 'reis'i yoktu

2013 yılında gerçekleşen Gezi protestolarına yönelik soruşturmalar üzerine 3 Aralık Pazartesi günü TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şube Binası’nda bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda Mücella Yapıcı Taksim Dayanışması adına kaleme alınan metni okudu.

Yapıcı'nın okuduğu metinde şu ifadelere yer verildi: 

"Gezi Direnişi, terör, darbe, dış güçlerin oyuncağı iddialarıyla hiçbir şekilde suç kapsamına sokulamaz, hakkında şaibe yaratılamaz. Çünkü, Gezi’de hiçbir karar kapalı kapılar ardında ve gizli kapaklı alınmadı. Hiçbir zaman ve hiçbir yerde kendinden menkul kişi ya da kurumların kararları uygulanmadı. Her ne yapılacaksa açık forumlarda ve oybirliği ile kararlaştırıldı. Gerekli olan sembolik ihtiyaçlar katılanlar tarafından imece ile karşılandı.

Yani Gezi’nin  'şefi', 'reisi', 'yönlendiricisi', 'talimat vereni' yoktu. Bu nedenle içeriden ya da dışarıdan 'finansörü' olması da mümkün değildi.

(...) Bugün burada Gezi hakkında, yalanlar ve çarpıtmalarla kurgulandığı çok açık ithamlar karşısında gerçekleri hatırlatma gibi tarihsel bir sorumluluğu yerine getiriyoruz. Haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe, dayatmaya, baskıya karşı direnmenin adı, bir parktan tüm ülkeye ve dünyaya yankılanan kente, doğaya, yaşama sahip çıkanların hep bir ağızdan, bir arada söyledikleri şarkıydı Gezi.
Emekten yana, yoksuldan yana, doğadan yana, ezilmişten yana, ötekileştirilenden yana, kadından yana, barıştan yana her direnişin içinde yer alacağı, direnen herkesin dilinden düşürmeyeceği bir şarkı…
Bu şarkıyı susturmak için iktidar sahiplerinden güç alan, hukuk ve kural tanımaz polis şiddetinin yaşamlarımızı nasıl kararttığını unutmuş değiliz. Onlarca arkadaşımızın gözlerini kaybetmesinin, binlercesinin yaralanmasının, bunun ardından faillerin ve azmettiricilerin cezasız bırakılmasının böylesi bir kural tanımazlıktan beslendiğine şahit olduk.

Ethem Sarısülük ile Medeni Yıldırım’ı öldüren polis ve jandarma kurşunlarının, Ali İsmail’e yönelen ölümcül tekmelerin sahiplerinin, Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı, Berkin Elvan’ı yaşamdan koparan biber gazı fişeklerinin, Hasan Ferit’i vuran mafya bozuntularının ve Mehmet Ayvalıtaş’ı bizden alan pervasızlığın bu hukuksuzluktan güç aldığını biliyoruz. Gezi sürecine dair dava edilmesi, yargılanması gereken birileri varsa, amansızca ve kural tanımadan bu ölümlere ve yaralanmalara neden olanlardır."

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu  Gezi direnişinde yaşamını yitiren 8 yurttaşı anarak sözlerine başladı. Çerkezoğlu, “Gezi bu ülkedeki tek adam rejimine karşı en büyük ilk itirazdır. Gezi işçidir, emekçidir. Gezi gençliktir, asla yenilmeyecek kadar da kadındır. Gezi bu ülkenin halkıdır. Gezi’ye suç ve suçlu elbisesi giydirmenin, terörize etmenin toplumda hiçbir karşılığı yoktur. Bu ülkenin emekçileri olarak mücadele tarihimizde Gezi’ye sahip çıkıyoruz" diye konuştu. 

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik “Tek adam rejimi suç üretmeye çalışıyor, üzerinden 5 buçuk yıl geçmesine rağmen. Bu mantığın boş olduğunu, buradan hiçbir şey çıkmayacağını açıkça bir kez daha ifade ediyoruz” dedi. 

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da “Siyasi iktidarın tüm fütursuzluklarına karşı çıkıştır Gezi. Gezi bu ülkenin başına gelmiş en güzel şeydir. Bizler bu direnişin içinde olmaktan gurur duyuyoruz. Bu onurun kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Gezi onların kabusları olmaya devam etsin" ifadelerini kullandı

Kategoriler

Güncel