BURKEM CEVHER
Bir tanecik oğlumuz Tarçın evimize geldiğinden beri kahramanları köpek olan kitapları daha da bir sever oldum. Hele ki kitap küçük bir kız çocuğu ve köpeği hakkındaysa ve yazarı da Füsun Çetinel ise o kitap bir oturuşta hatta bir solukta okundu. ‘Ayasofya Konuştu’, ‘Sırlar Yolu’ ve ‘Duvarda 3 Hafta’ isimli üç kitabı daha olan yazar Çetinel yeni kitabında dostluk, hayvanlarla yaşam, hayvan sirklerinin acımasızlığı ve en çok da hayvan sevgisini konu alıyor. Kitabın resimlerini yapan Maria Brzozowska da Çiko’yu o kadar güzel resimlemiş ki Çiko her karenin maskotu olmuş.
Çiko’yla tanışma
Babası uzun yol gemi kaptanı olan Seren için Haziran ayı mucizelere gebedir. Haziran’ın yılın tam ortasına gelmesinden bile mutluluk duyar Seren. Doğum günü Haziran ayındadır, okullar Haziran ayında tatil olur, havalar ısınır ve dondurma yasağı kalkar. Üstelik babası da uzun yoldan gelir ve her zamanki gibi çantasından birçok sürpriz çıkartır. Hele ki bu gelişinde, sürprizlerden bir tanesi siyah çikolata renginde küçücük bir Terrier olan Çiko olunca Seren ve ablası havalara uçar. Annenin tüm itirazları havada kalır ve Çiko evin yeni ferdi olarak hemen aileye karışıverir. Çiko’nun adının renginden dolayı değil de Çiko’nun ele avuca sığmaz afacan bir köpek olduğu için konulduğunu söyler Kaptan. Çiko, İspanyolca çocuk demektir ve Çiko da bir çocuk kadar hareketlidir tüm mutlu köpekler gibi.
Seren’in en yakın arkadaşı Cemo’dur ve bütün yaz Serenler’in evinde iki yakın arkadaş maceradan maceraya koşarlar. Kâh bir gemi yapar korsanlara karşı savaşırlar, kâh sihirbaz olurlar. Seren en çok sirkleri sever; ablasının sirklerin aslında hayvanlara karşı nasıl da acımasız davrandığını anlatmasına kulak asmak istemez Seren. Bir kere bu argümanları sunan ‘Bayan Mükemmel’ diye alay ettiği ablasıdır, ikincisi de sirkleri o kadar sevmektedir ki sirklerde kötülük olabileceğini düşünmek dahi istememektedir. Babası da ablası ile aynı fikirdedir ama Seren’in doğum günü şerefine son defa Seren’i ve Cemo’yu sirke götürmeyi kabul eder Kaptan.
Seren, Cemo, Kaptan ve Çiko sirke gittiklerinden çocuklar meraklarına yenilip sirkin etrafında dolanırlar. Seren hayvanların küçük kafeslerde pis ve kötü şartlarda kaldıklarını fark eder. Birebir hayvanlara karşı şiddet uygulandığına tanık olmasa da hayvanların barınma şartlarına bakarak sirklerin sandığı kadar mutlu bir yuva olmadığını da hissetmeye başlar. Seren’in cambaz sanılması ile macera daha da artacak ancak Çiko’dan ayrılmalarının gerekebileceği ortaya çıkınca Seren hayatının sınavından geçecektir. Sonunda seçim hakkı Çiko’ya bırakılacak ve Çiko kendi kararını verecektir.
Karar hakkı
‘Çiko’nun Seçimi’nde en sevdiğim bölüm çocukların sirkte şiddetle yüz yüze gelmemesi oldu. Seren’in ablası sirkler hakkında bildiklerini Seren’e anlatırken Seren sirkteki hayvanların barınma koşullarına bakarak neler olabileceğini anlıyor ve en nihayetinde de durumu farkına varmaları için çocuklara fırsat tanınıyor. Bazı gerçeklerin okurların gözüne sokulmaması, çocukların hayatları ile ilgili kararlara katılabilmeleri de kitabın değerini arttırıyor. Didaktik konuşmaların yetişkinlerden ziyade Seren’in ablasına bırakılması ise Seren’in başta bu gerçekleri reddetmesine ama bunları zamanla kendisinin fark etmesine yardımcı oluyor ki bu da yazarın çocukları ne kadar iyi tanıdığının bir göstergesi. Ben ‘Çiko’nun Seçimi’ni çok beğendim; ama en başta da belirttiğim gibi kahramanı köpek olan kitaplara karşı belki de tarafsız yaklaşamıyorum, kim bilir?
Çiko’nun Seçimi
Füsun Çetinel
Günışığı Kitaplığı
120 sayfa.