BDP lideri Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin Suriye Kürtlerini arkasına alması halinde Esad'a karşı politikasını güçlendireceğini söyledi ve 'Biz de destek oluruz' dedi. Suriye’deki gelişmelerle ilgili suskunluğunu bozan Demirtaş’ın ilk yorumu şöyle oldu: “Bu olaylar üç dört günde ortaya çıkmadı. Suriyeli Kürtlerin özgürklük, demokrasi arayışı yeni değil. Baas rejiminin çatırdaması onlar için tarihi bir fırsat yarattı.”
Suriye’nin kuzeyi ve doğusundaki Kürt bölgelerinin PKK ile ideolojik bağı olan Suriye Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) kontrolüne geçmesi, Ankara ’yı endişelendirmiş, yapılan açıklamalar Suriye lideri Beşar Esad gibi PYD’nin de istenmediğini ortaya koymuştu. Son gelişmeleri değerlendiren BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş , Türkiye ’nin Irak ’ta yaptığı yanlışı Suriye’de tekrarlamamasını istedi. PYD’nin Suriye Kürtlerini temsil ettiğini belirten Demirtaş, Türkiye ’nin Suriye Kürtlerini arkasına almasının, Esad’ın gitmesi konusundaki politikasını güçlendireceği yorumunu da yaptı.
Demirtaş ve BDP , Suriye’nin Kürt bölgesindeki gelişmeleri çok yakından takip ediyor. Demirtaş’ın ilk yorumu şöyle oldu: “Bu olaylar üç dört günde ortaya çıkmadı. Suriyeli Kürtlerin özgürklük, demokrasi arayışı yeni değil. Baas rejiminin çatırdaması onlar için tarihi bir fırsat yarattı.”
‘Seyda’nın karşılığı yok’
Suriyeli Kürtler’in çok örgütlü bir toplum olduğunu, kendi halk meclislerini kurduklarını anımsatan Demirtaş, “PYD’nin halkta ciddi bir karşılığı vardı. Yani Suriye Kürtleri kendi kararlarını kendileri veriyor” dedi ve Türkiye ile Batılıların, Suriye Ulusal Konseyi’ni (SUK) halkta karşılığı olmayan, yıllarca Avrupa’da yaşamış isimlerle oluşturduğuna dikkat çekti. Demirtaş, SUK Başkanı Muhammed Seyda’nın Suriye’deki Kürtlerde bir karşılığı olmadığını sözlerine ekledi.
‘Kimse bölünme istemiyor’
Demirtaş’a göre, zaten geçmişte Barzani’nin desteğini alan ve tek çatı altında toplanan Suriyeli Kürtler silah gücüne ihtiyaç duymadan yönetime el koydu. PYD’nin Suriye Kürtlerini temsil ettiğini savunan Demirtaş, şöyle konuştu: “ Türkiye , Kürtleri kazanmalı, arkasına almalı. Hangi parti olduğuna bakmadan Kürt halkının tercihini muhatap almalı. Oradaki Kürtleri düşman gören bir siyaset izlememeli. Bunu Irak ’ta, Barzani’de gördük, yaşadık. Madem Türkiye ’nin dış politikasında Esad kötü ve gitmesi gerekiyordu, madem Suriye’de halk ne istiyorsa oydu, o halde tutarlı olmak gerek. Türkiye Suriye’de Kürtlere yaklaşımda hata yaparsa ciddi sorunlarla karşılaşır. Halkın isteğine ve tercihine saygı duyarsa manevra kabiliyeti artar. Suriye Kürtleri düşmanlaştırılmamalı. Topraklarında 20 milyon Kürt yaşayan bir Türkiye , komşusundaki Kürtlerle ilgili yapıcı söylem kullanmalı. Bunu yaparsa biz de destek veririz. PYD de Türkiye ’nin işini kolaylaştıracak adımlar atar. Zaten PYD ‘ Türkiye karşıtı değiliz’ diyor. Suriye’nin bölünmesini istemiyor. Kimsenin ‘Sınırlar parçalansın, ulus devlet kuralım’ talebi yok. Irak ’taki, Suriye’deki ve kendi topraklarındaki Kürtlerin güvenini kazanan Türkiye bölgede çok önemli bir aktör olur.”
Türkiye ’de bu hassasiyeti göremediğini belirten Demirtaş, şöyle devam etti: “ Ankara ’da ‘PYD Kürtleri temsil etmiyor’ gibi BDP için söylenenler söylenmeye başlandı. Suriye’deki Kürtleri düşman oluşumu olarak görmek hatadır. Hatırlayın Mesud Barzani de ‘çapulcuydu, peşmergeydi’. Şimdi ise ‘devlet adamı’ oldu. Ne yazık ki burnunun önünü göremeyen bir dış politika izleniyor. Güney sınırları Hakkâri’den Hatay’a ‘Kürdistan’ olmuş bir ülkenin kendi içinde 1 harfi yasaklaması da akılsızlıktır. Kandil ’i bitirmek, Suriye’deki gelişmeleri tehlike olmaktan çıkarmak mümkün. Bunlar tehdit değil realite” dedi.
BUGÜNÜN SORUNU DÜNÜN ÇÖZÜMÜ
16 Mart 2007 günü Harp Akademisi’nde konuşma yapan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt , “Peter Drucker’ın dediği gibi, ‘Bugünün sorunları, dünün çözümleridir’. Bugün ürettiğiniz çözümler yarınlara sorun olarak yansıyacaksa, bu büyük bir yanılgıdır. Bugün karşımızda bulunan birçok sorunun, geçmişin yanlış çözümleri olduğunu kabul etmemiz gerektiğine inanıyorum. 1991 yılında Irak ’ta 36’ncı paraleli çizip, ona destek vererek, Kuzey Irak ’ta bugünü yarattığımız bir gerçektir. Kendi yaptığımız hataları da başkasına yükleme şansımız yoktur” demişti. Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye , bugün attığı adımların yarının sorununu yaratmaması için Suriye’nin Kürt bölgesi konusunda Irak ’ta yaşadığı deneyimi sonuna kadar kullanmak zorunda.