İstiklal Caddesi üzerinde bulunan, Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı’na ait tarihî Tokatlıyan Han’ın durumu belirsizliğini koruyor. 10 yıl öncesine kadar kiralık yer bulunamayan hanın kiracı sayısında büyük bir düşüş oldu. Hanın iç ve dış cephesinde bakımsızlık da dikkat çekiyor. Vakıf yönetimi önümüzdeki dönemde hem yatırım, hem de bakım için çalışmalar yapılacağını açıkladı. Ermeni toplumunun temsilcileri, vakıf yönetimi yenilenmeden sorunlara çare bulunamayacağına işaret ediyor.
Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı’nın yönetiminde olan Tokatlıyan Han için daha önce kiralama formülleri gündeme gelmiş, ancak projeler çeşitli nedenlerle hayata geçirilmemiş ve bu süreçte yönetim uygun teklifleri değerlendirmediği için sert eleştirilere uğramıştı. Hanın iç kısmındaki ofislerde ve caddeye bakan cephesindeki dükkânlarda hâlâ kiracılar var. Ancak hana girildiğinde bakımsızlık hemen göze çarpıyor. Hanın koridorlarında sıradan bir gezinti bile tarihî bina için bir an önce önlem alınması gerektiğini gözler önüne seriyor.
1884’te tiyatro binası olarak inşa edilen bina, 1897’de 60 yıl süreyle, Mıgırdiç Tokatlıyan’a verildi. Tokatlıyan Otel hizmete girdiği dönemde İstanbul’un Pera Palas’tan sonraki en büyük oteliydi. Mıgırdiç Tokatlıyan’dan sonra işletme, 1919’da Medoviç’e geçti. 1950’lere kadar ‘Konak’ ismiyle hizmet veren otelin kapanmasının ardından, Üç Horan Kilisesi’nin arazisi üzerine inşa edilmiş olan bina, 1950’de, Kilise Vakfı Yönetim Kurulu tarafından tahliye ettirildi. Tokatlıyan, halen işhanı olarak kullanılıyor.
‘Han bakımsız ve ilgisiz kaldı’
45 yılı aşkın bir süredir yana handa kiracı olan Melkon Karaköse, binanın halinin içler acısı olduğunu belirterek, hanın yönetimi için bağımsız bir komisyon kurulmasını önerdi: “1972 yılından beri kiracıyım. O zamanlar handa yer bulmak çok zordu. Biz ancak çatı katında, altı metrekarelik bir yerde dükkân açabildik. Zamanında, Türkiye’nin en önemli hanlarından biri olan Tokatlıyan, bakımsız ve ilgisiz kaldı. Bugün handan içeri girdiğinizde ruhunuz kararıyor. Metris Cezaevi dahi handan daha aydınlıktır. Mağazalar boşaldı, kiracı kalmadı. Bunun önlemini zamanında almadılar. Hana bir boya badana dahi yapılmıyor. Apik Hayrabetoğlu hangi belediyeden rica etse, gelip ücretsiz boyarlar.”
Karaköse, Tokatlıyan’ı yöneten Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı yönetimini eleştirdi: “1970’lerde vakfın başkanlığını Takavor Kamer yapıyordu. O dönemde Üç Horan Vakfı üç okula bakar, vakıflarımıza her ay destekte bulunurdu. Bugün sadece Esayan Okulu’na bakan ve maddi durum eskisinden çok daha iyi olan Üç Horan Vakfı, şimdi hiçbir vakfa yardım etmiyor. Söz konusu dönemde Apik Hayrabetoğlu yönetim kurulundaydı, şimdi ise vakfın başkanı. Ne oldu da değişti? Kimlere teslim oldular, kimler teslim aldı? Tokatlıyan Han değerlendirilirse, Beyoğlu Vakfı, Ortaköy ya da Karagözyan vakıflarımız gibi olur, cemaate çok büyük yardımlarda bulunabilir.”
‘Bağımsız komisyon kurulmalı’
Karaköse sözlerine şöyle devam etti: “Tokatlıyan Han için acilen önlem alınması gerekiyor. Hanın durumunun düzeltilmesi için bir komisyon kurulması gerekiyor. Önceki dönemlerde kiralama formülleri de düşünülmüştü, ancak Beyoğlu’nda bir sürü otel, iş yeri kapanırken, bu formülün uygulanması çok zor. Yönetim Kurulu’ndan bağımsız bir komisyon kurulması lazım. Bu han boyansın, bakımları yapılsın, yine dolar taşar”.
Kanayan yara
Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu da gelinen noktayı eleştiriyor. Şirinoğlu, hanın değerlendirilmesi için bir komisyon kurulması gerektiği görüşünde: “Tokatlıyan Han’ın çok önceden, bir komisyon kurularak değerlendirilmesi gerekiyordu. Madem Beyoğlu Vakfı ilgilenmiyor, Patrikhane ilgilenmeliydi. Vakıf Yönetim Kurulu ne Patrikhane’yi dinliyor, ne Vakıflar Arası Dayanışma Platformu’nu dinliyor. Kendi kafalarına göre karar veriyorlar. Yıllardan beri bu işin peşindeyim ama ilerleme yok.
Yıllar önce 400 bin dolar teklif edilmişti, kabul etmediler. Vakıf yönetimi, bugün oraya çok daha düşük bir kiraya bile müşteri bulamaz. Cemaatin zararını hesaplayabilir misiniz? Apik Hayrabetoğlu’na bakıyorum, artık yaşını almış. Oradaki yönetimi de tanımıyorum. Üç Horan Vakfı’ndan menfaat elde etmeye çalışanlar olduğunu düşünüyorum. Cemaatin parası çarçur ediliyor, yazık günah...”
‘Genç bir yönetime ihtiyaç var’
Şirinoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Üç Horan Vakfı’na artık genç, dinamik yöneticiler lazım. Bundan altı-yedi sene önce fevkalade bir proje hazırlandı. Maliyeti 12 milyon dolardı. ‘Ben kendi kefaletimle bankadan parasını alayım, yaptıralım’ dedim. Kısa zamanda borçları ödeyebilirdik. Otel yapalım diyorlar, bugün otel yapılmasının da kıymeti kalmadı. 17 senedir Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı’nın yönetimindeyim, 17 senedir Tokatlıyan Han’ı konuşuyoruz. Vakıf yöneticilerinin şapkalarını önüne alıp düşünmesi gerekiyor.”
“Ben çocukken handa çalışırdım. Handa yer bulmak çok büyük problemdi, yer kiralayabilmek için sıra beklenirdi. Temiz ve bakımlı bir handı. Artık Apik Abi’yle olmaz. Dişimizi sıkıp vakıf seçimlerini bekleyeceğiz. Bizi ancak seçim kurtaracak. Beyoğlu Vakfı bölgesel bir seçim yapsa o bölgede aklıselim sahibi insanlar yönetime gelecektir. Seçimler olmadan, başka bir çare görünmüyor.”
‘Yılda 5 milyon 400 dolar kazancı reddettiler’
Cemaatin önde gelen hayırseverlerinden Aret Ergan geçtiğimiz yıllarda Tokatlıyan Han’ın değerlendirilmesi için görüş alış verişinde bulunmuştu. Mağazalar zinciri Lafayette firmasının Tokatlıyan Han’la ilgilendiğini belirten Aret Ergan, firmanın yaptığı teklifi Üç Horan Vakfı’nın kabul etmediği belirti.
Ergan şöyle konuştu;
“Altı-yedi yıl önce, merkezi Paris’te bulunan Lafayette firmasının temsilcileri geldi, Tokatlıyan Han’la ilgilendiklerini söylediler. O dönemde hanı, ilk üç yıl restorasyon çalışmaları yapmak için aylık 250 bin dolara, sonrasında aylık 450 bin dolara kiralamayı teklif ettiler. Üç Horan Vakfı bu teklifi reddetti. O dönemde o firma Tokatlıyan Han’da olsaydı Beyoğlu semti çok değerlenecekti. Vakıf Yönetim Kurulu bu anlaşmaya mani oldu ve yıllık 5 milyon 400 bin dolar kazancı reddettiler. Bugün, ne acıdır ki, durumumuz çok vahim. Tokatlıyan Han’a yaklaşık 10 yıl önce gittim ve oradaki ıssızlıktan ve karanlıktan ürktüm. Handa fareler geziyordu. 10 yıldır bakım çalışması yapılmadı. Beyoğlu Vakfı büyük bir varlığı yok etti.”
‘Yatırım çalışmalarımız var’
Üç Horan Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Avukat Simon Çekem’e, Tokatlıyan’a dair eleştirileri ilettik ve bu konuda yapılan çalışmaları sorduk. Çekem şunları söyledi: “Yatırım çalışmalarımız var. Projeler tamamlandıktan sonra hanın bakımı yapılacak. Dış cephenin ve altyapısının yenilenmesi gibi bir çalışmamız da var. Kiracıların ayrılması durumu da Beyoğlu’nun genel sorunlarından. Semtin durumu pek parlak değil ancak yeni kiraya verdiğimiz iş yerlerimiz var."