İstanbul Tabip Odası’ndan hekimler, yöneticileri gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) destek verdi. Yurtdışından sağlık örgütleri ve uluslararası insan hakları örgütleri de TTB’ye yapılan operasyonu kınadı.
TTB, ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ başlıklı bildirisi gerekçe gösterilerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilmiş; Ankara başsavcılığının İçişleri Bakanlığı’nın suç duyurusu sonrası başlattığı soruşturmasında da TTB Merkez Konseyi üyesi 11 kişi gözaltına alınmıştı. Yedi farklı kentte gözaltına alınanlar Ankara’ya götürüldü.
Dün akşam İstanbul’da bir araya gelen hekimler meslektaşlarına destek eylemi düzenledi.
İstanbul Tabip Odası’nın Cağaloğlu’ndaki binasındaki basın toplantısına DİSK, KESK, TMMOB gibi sendika ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle çeşitli siyasi parti temsilcileri katıldı.
İstanbul Tabip Odası üyesi İncilay Erdoğan’ın okuduğu basın açıklamasında şunlar kaydedildi: “Sabah saatlerinden itibaren Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Eskişehir, Diyarbakır ve Van’daki TTB Merkez Konseyi üyelerimizin evleri, iş yerleri basılıyor, arama yapılıyor, gözaltına alınıyorlar. TTB’nin hekimliğin binlerce yıllık değerlerini savunmaktan başka hiçbir ifade içermeyen basın açıklamasını hedef haline getirenlere, içinde hiçbir unsur olmayan açıklama için soruşturma açanlara, her birinin adresi belli olan arkadaşlarımızı ifadeye davet etmek yerine evlerini bastırarak gözaltına aldıranlara, yıllardır siyasi iktidarın bütün olanaklarını kullandığı halde TTB seçimlerini kazanamayıp, muhbirliğe soyunanlara cevabımızdır; biz hekimiz, sağlıkçıyız. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrat’tan, Bergamalı Galenos’tan bu yana bu topraklarda vardık, varız, var olacağız. Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak insan yaşamını, sağlığı, barışı, demokrasiyi her zaman olduğu gibi bugün de yarın da savunmaya devam edeceğiz.”
Açıklamanın ardından tabip odasının kapısına inen hekimler burada Hekimlik Andı’nı okudu.
Sağlık örgütleri: Durum iç açıcı değil
Dünya çapındaki sağlık örgütleri de gözaltılara tepki gösterdi. Örgütler "Türkiye'de durum hiç de iç açıcı değil" açıklaması yaptı.
New York merkezli İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü'nden Doktor Homer Venters şu açıklamayı yaptı:
"Bir grup doktorun fiziksel şiddetle tehdit edilmeden barışçıl bir açıklama yapamamaları ve Cumhurbaşkanı tarafından kınanmaları, Türkiye'de durumun hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor.
"Profesyonel hekimlerin, kamu sağlığına yönelik tehditler hakkındaki görüşlerini cezalandırılma korkusu olmadan ifade etme özgürlüğü olmalı."
Alman tabiplerden federal hükümet çağrı
Marburger Bund (Alman Klinik Doktorları Sendikası) tarafından yapılan açıklamada da, "Türkiye'deki meslektaşlarımızın gözaltına alınması karşısında sarsıldık, derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz" denildi.
Sendika Başkanı Rudolf Henke, Alman hükümetine çağrıda bulunarak, Türk doktorların serbest bırakılması için Türk hükümeti nezdinde çaba göstermesini talep etti.
Uluslararası Af Örgütü: Akıl dışı
Uluslararası Af Örgütü de gözaltına alınan doktorların derhal serbest bırakılmasını talep etti ve TTB'nin açıklamasının ardından çok sayıda tehdit almasını eleştirdi. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, TTB'nin "tamamen yasal ve mantıklı bir açıklama" yapmasının ardından tehditlere maruz kaldığını belirterek, "Barışçıl bir şekilde düşüncelerini ifade eden insanlara saldırılmasının tamamen akıl dışı" olduğunu söyledi. Gardner, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda da, "Türk hükümetinin görevinin şiddet tehdidi alan TTB'yi korumak olduğunu" belirterek, "Bunun yerine 'terör propagandası' gibi gerçek dışı suçlamalarla insanların sabah yataklarından kaldırılarak gözaltına alındığını" ifade etti.
Avrupa Konseyi: Kabul edilemez
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de TBB Merkez Konseyi'nin 11 üyesinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Muiznieks, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "TTB'nin 24 Ocak'ta yaptığı barış çağrısı içeren açıklamanın açık bir şekilde ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu" belirterek, "Bugünkü gözaltıların kesinlikle kabul edilemeyeceğini" ifade etti.
