Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü tarafından ‘Avrupa'nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası’ arasına giren Büyükada'daki Rum Yetimhanesinin restorasyonu için Ekümenik Patrikhane’nin maddi imkânları yetersiz. Nihai çözüm için sponsorluk veya kamu kaynağı gerekiyor.
Dünyanın ikinci en büyük ahşap yapısı kabul edilen Büyükada'daki Rum Yetimhanesi Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü tarafından ‘Avrupa'nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası’ arasına girdi. Yetimhanenin çökme tehlikesi olduğuna dikkat çekildi. Restorasyon için Ekümenik Patrikhane’nin maddi imkânları yetersiz. Nihai çözüm için sponsorluk veya kamu kaynağı gerekiyor.
Avrupa Kültürel Miras Yılı'nın açılışında, Avrupa'nın kültürel mirasın korunması konusunda çalışmalar yapan prestijli kuruluşlarından olan Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü ‘2018 yılı Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı’ programının kısa aday listesinde yer alan 12 kültürel miras alanını açıklandı. Avrupa’nın farklı ülkelerinde bulunan ve tehlike altındaki kültürel varlıkların yer aldığı listede Büyükada’da bulunan Rum Yetimhanesi de var.
Büyükada'daki Rum Yetimhanesi'nin de aralarında olduğu 10 farklı Avrupa ülkesinde bulunan söz konusu kültürel varlıklar şunlar:
Jirokastra Tarihi Kent Merkezi (Arnavutluk) Voskopoya and Vitkuki'deki Bizans Sonrası dönemine ait kiliseler (Arnavutluk), Viyana Kenti Tarihi Merkezi (Avusturya), Beringen Kömür İşleme Tesisleri (Belçika), Buzludzha Anıtı (Bulgaristan), Çatura Teleferik Ağı (Gürcistan), David Gareji Manastırı ve İnzivası (Gürcistan), Toskana Sammezzano Kalesi (İtalya), Constanta Gazinosu (Romanya), Kadiz Prehistorik Kaya Resimleri Alanları (İspanya), Büyükada Rum Yetimhanesi (İstanbul), Grimsby Buz Fabrikası (Birleşik Krallık).
Açıklama 15 Mart'ta
Listede yer alan kültürel miras alanlarından bazılarının bakımsızlık veya yanlış, yetersiz planlama ve imarla ilgili gelişmeler nedeniyle risk altında olduğu, bazılarının da kaynak yetersizliği veya uzman eksikliği nedeniyle tehlikeyle karşı karşıya oldukları açıkladı. ‘Avrupa'nın Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Alanı’ndan oluşacak nihai liste ise 15 Mart'ta açıklanacak.
12 anıt ve sit alanından oluşan kısa liste belirlenirken taşıdıkları olağanüstü kültürel miras değerinin yanı sıra karşı karşıya oldukları büyük tehlikenin göz önüne alındığı ayrıca kamu ve özel sektörden çeşitli paydaşların, bu varlıkların kurtarılması konusundaki kararlılığı ve yerel halkın katılımı da esas alındı.
Bu alanların bulundukları konumda bölgesel ölçekte sürdürülebilir kalkınma için bir kaynak oluşturma ve yönlendirici olma bakımından taşıdıkları potansiyel de kısa aday listesinin şekillendirilmesinde rol oynayan bir başka önemli ölçüt olarak açıklandı.
206 oda var
Büyükada Rum Yetimhanesi Avrupa'nın en büyük dünyanın ise ikinci en büyük ahşap yapısı olarak kabul ediliyor. Beş kata yayılmış binada toplam 206 oda bulunuyor. Ahşap karkas strüktür, yapının büyük salonundaki ahşap işlemeli sütunlar ve ahşap tablalı, profilli tavan ile zenginleştirilmiş. Yapının yakınında üç katlı ahşap bir de ilkokul binası bulunuyor.
Yapı, dönemin en önemli mimarlarından Alexander Vallauri tarafından 1899 yılında, lüks bir otel ve kumarhane olarak inşa edildi. 1900'lerin başında kentin kozmopolit karakterini yansıtan Adalar, İstanbul'daki değişik dini ve etnik kökenden gelen cemaatlerin tercih ettiği yazlık bir mekâna dönüşmüştü. Yetimhane o dönemi ve dönemin toplum yapısını yansıtması açısından da büyük önem taşıyor.
1903'te Sultan II. Abdülhamid yapının otel ve kumarhane olarak kullanılmasına izin vermeyince, yapı önde gelen bir Yunan bankerin eşi tarafından satın alınıp yetimhane olarak kullanılması şartıyla Ekümenik Patrikhane'ye bağışlandı.
Çökebilir
1964'te kapanana kadar yetimhane işlevini sürdüren yapı, o zamandan beri ihmal edilerek giderek yıprandı ve bugün ağır hasarlı duruma geldi. Yapının mülkiyetine ve kullanım biçimine dair çözümsüzlükler, yapının bakımını ve korunmasını zora sokup, kullanılma girişimlerinin önünde engel haline geldi. Böylece yapının durumunun iyileştirilmesi yönündeki çabalar sonuçsuz kaldı. Mülkiyet konusunda anlaşmaya varıldıktan sonra yapının korunması yönünde yapılacak çalışmaların önündeki engeller kalktı.
1980'deki yangından zarar gören yapı bugün olumsuz hava şartlarına tümüyle açık durumda. Denize yakın oluşu durumu daha da kötüleştiriyor. Sonuç olarak, yapının strüktürel elemanları ciddi derecede tehlike arz ediyor. Çatının bazı bölümleri ve köşe dikmeleri düşmüş durumda. Yetimhane ise bütünüyle çökme tehlikesi ile karşı karşıya.
Hukuk mücadelesi
1964 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü âni bir kararla yetimhaneyi kapatma kararı aldıktan sonra boşaltılan tarihi bina için Ekümenik Patrikhane, on yıllarca hukuk mücadelesi verdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2010 yılındaki kararının ardından binanın tapusu Patrikhane’ye teslim edildi. Öte yandan binanın geri verilmesinin hukuki bir başka önemi de bulunuyor. Bu kararın uygulanmasıyla, Türkiye, ilk defa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet iadesi ile ilgili vermiş olduğu bir kararı iç hukuk yollarından geçirerek uygulamış oldu.
Sponsorluk çağrısı
Yetimhaneyle ilgili olarak Ekümenik Patrikhane, daha önce restorasyon için yeterli bütçelerinin olmadığını, restorasyon çalışmalarının maliyetlerinin oldukça yüksek olduğunu açıklayarak, sponsorluk çağrıları yaptı. Patrikhane’nin çağrılarının ardından 2012 yılında Coca Cola’nın CEO’su Muhtar Kent devreye girerek restorasyon için kaynak arayışına girmişti.
Merkezi ABD’de bulunan bir küresel danışmanlık şirketinin yetimhanenin onarımı için hazırlık içinde olduğu açıklanmış, fizibilite çalışmaları ise ücretsiz yapılmıştı. Restorasyon çalışmalarının 50 milyon dolarlık kaynak gerektirdiği belirtilmişti. Yapılan çalışmalar ise askıda kaldı.