Dink cinayeti davasında Trabzon Jandarma İstihbarat görevlilerinden Gazi Günay savunmasını yaptı.
Dava dosyasında Gazi Günay’ın, cinayetten dört ay önce Dink’in evi ve Beyaz Adam Kitabevi çevresindeki keşif faaliyetine katıldığı iddia ediliyor. Günay, Anayasal düzeni ortadan kaldırmak ve silahlı terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla tutuksuz olarak yargılanıyor.
Günay, mahkemede yaptığı savunmasında, keşif iddialarını reddetti. İstanbul’a keşif için gelmediklerini, Trabzon’daki bir olayda firari olan Coşkun Aydın isimli kişinin yakalanması için İstanbul’da geldiklerini iddia etti. Günay, İl Jandarma Komutanının bilgisi dahilinde Coşkun Aydın’ın yaklanması için İstanbul’a geldiklerini, görevlendirme belgesinin Valilik tarafından onaylandığını söyledi.
Günay, kendilerine İstanbul’da yardımcı olacak olan Halit Sağlam’la Bakırköy’de buluştuklarını, araç kiraladıklarını ve yardımcı olmaları için Küçükçekmece Emniyet Müdürlüğüne gittiklerini söyledi. Günay, İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi kimseyi tanımadığını belirterek ‘‘kanunsuz iş yapsak Jandarmaya veya Emniyette gitmez, kendi telefonlarımızı kullanmayız. Bakırköy’de bulunmanın tek nedeni firari şahsı yakalamak için yardımcı olacak kişiyle orada buluşmamız. Hrant Dink’in konutunu bilmem. Beyaz Adam Kitabevinin adını ilk defa duydum’’ diye konuştu.
Toplantıda konuşuldu
Günay, cinayet öncesinde Dink’in öldürüleceğine dair bilgi sahibi olduğu yönündeki iddialarına da cevap verdi:
‘‘İstihbarat toplantıları düzenli olarak yapılır. Bu toplantılara unsur komutanı olarak ben de katılırdım. 2006 Temmuz ayı ortalarında yapılan bu toplantılardan birinde, Metin Yıldız Ali Öz’e, 2004’de bombalama yapan Yasin Hayal’in İstanbul’da bir gazeteciyi öldüreceğini söyledi. Alay Komutanı Ali Öz, Metin Yıldız daha konuşmasını bitirmeden ‘tamam sonra konuşuruz’ diyerek sözünü kesmiştir. Bir daha bu konu gündeme gelmemiş, bana ya da unsur personelime herhangi bir emir verilmemiştir.’’
‘Basından öğrendikten sonra yazdık’
Dink’in öldürüleceğine dair alınan bilgilerin cinayetten sonra istihbarat raporu haline getirildiği iddialarına ilişkin olarak ise Günay, şunları söyledi;
‘‘20 Ocak 2007’de şehir merkezindeyken, televizyondan, Dink’i vuran şahsın Trabzon’da olan Ogün S. olduğunu ve bununla ilgili Jandarma ihbar hattına ihbar geldiğini duydum. Bunun üzerine Okan Şimşek’i aradım. Buluştuk. Okan Şimşek, Veysel Şahin, Hüseyin Yılmaz, Ergün Yorulmaz da geldi. Metin Yıldız’ı arayarak bilgi verdim. Emniyet’in çalışma yaptığını öğrendim. Metin Yıldız yarım saat sonra yanımıza geldi. Bize elde ettiğimiz bilgileri hatırlamamızı ve haber kayıt bildirim formu yazılmasını istedi. Sonra Okan Şimşek, elde ettiği bu bilgileri söyledi, ben de boş bir kağıda bunları yazdım. Daha sonra alay komutanı arandı ve onay alındıktan sonra istihbarat sistemiyle hem Giresun’a hem de Ankara Jandarma Komutanlığına haber kayıt bildirim formu olarak geçtik. Basından öğrendikten sonra kaleme aldık. Ben bir anlamda sekreterya görevi gördüm. Zamanında çekilseydi bunlar şimdi sorulmazdı zaten.’’
Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan, rapora yazılan silahın Ardeşen yapımı olduğunun nasıl bilindiğini sordu. Günay, el yapımı silahların hep Ardeşen olarak yazıldığını, masada kendisine söylenen bir bilgi olduğunu söyledi. Günay, ‘‘Dink meselesi bir kere toplantıda konuşuldu ama ben bu kadar detaylı bilgi sahibi olunduğunu bilmiyordum’’ dedi.